|| erğân bin terce doğan, bu “yerYüzü” nde f^Ş^aşamâya geteh* yetff tia
divanîn sofrasrHda yer var mı?
19. y/a iki yıl kala, 1798’de, nüfusun ekonomideki önemini ilk ortaya koyan ünlü Ingiliz İktisatçı ^4al£hu$, *
” t- Hayır”, djyordurı. .> , – . ,
Ö’na göre, “Doğanın bu geniş sofrasında, yeni doğacak bu yoksul çocuk için, boş yer bulunmamaktadır.” Bu nedenle “Döğa bu yehi g&left£: doğayı terketrnesini emretmektedir.” (1) Doğa kendi yafattığinâ ğerçekten bu buyruğu veriyorsa, kendisiyle çelişkiye düşmüyörmû? Bu doğumlar niye? ‘ ‘ f/ ‘ ? ^ , ,
Merkezi Roma’da, otan, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım örgütü, t A0Va g&f “yeryüzü” n- de yaklaşık 500 milyoninş^n aç yaşacaktadır. £u a^U&m nedeni, İelkj gıda rç^^eJeçijninr kıtlığı (nüfusa, oranla)^ l?elki rfe tün^füy^^lMerinin yanlış iktisap Ama
şurası bir gerçek ki, * açlıkolanyerde ifSizlik vardır. Yada işsizlik açlık demektir. Bedensel açlığın yanısıra ruhsal birçokçöküntüyü de birlikte, getiren işsizlik, gelişmiş ve gelememiş ülkelerde değişik nedenlerle ortâyâ çıkmaktadır, önce “*$steîik” ^necHflf l$*izHğw kişi Ve toplurtT açısından iki üt#fwrİt vsfrârr: Ttfplum değerleri açısından ifsizlifc/ CHtefcfftf kaynaMannııt (lWsan- gücü bir üretim kaynağıdır) kullanılamaması boşa harcanması çizmektir. . Kişi, .bakımından ise, , çalışma yeteneğinde ye çalışmaya hazır sbir# durumda olan insanğücüniîfv (2), efriek piyasâ- sında.bir uğraşısı nm olmayışı anlamını taşır. Gelişmiş ülkelerdeki işsizliğin n©denif İktisadî yaşamda meydana gelen “daralma” lar, “bunalımlardır. Genellikle geçici bir nitelik taşır. Oysa TürkiyeCnin de içind^ ^ bulunduğM .azgelişmiş ülkelerde, nüfusun hızlı artışına karşın üretim kapasitesinin aynı oranda genişlivememesi, yeni iş alanları bulmakta karılaşılan güçlükler başlıca
nedendir. Gelilmiş” ülkelerde .yâlnjz belff k^Îmi içeren işsizlik,1 azgelişmişlerde nüfu tüyuk bir çoğunluğunu içine alır. !’
Sosyalist ve fcapitaİtei düşünürlerin eÎeŞtirilerHğetirdikjeris Malthus’ün teprîleri, çekte ipsizlik ye “hızlı nüfus aitışına^ kârşi İşsizliğin hederii olarak yalnızca nüjFusü riyordu “Bir Başak* veren toprağı iki başajc v duruma getirmeden*’ fiatkiri çoğalması’ yan14 Ö’na göfe kuşkusuz yukarda cîa belirtti gıbî, “azgelişmiş ve gerî kalmış ülke! işsizİiğir*! eri büyük nedeni bu idî. Ama Mâ iteörisinde, yoksuî çocuklar/n doğumuna gÖrûnüyordü^ “Varlıklı aileler* fizla Çpcuk^y masınîar” demeyişinm^rtedeni, belki de^ âllefer doğum denetimi konusunda y eğitime ulaştıkİarında ya da varlıklj oldukları
— olatilirterse — ’kendiliklerinden az çofcuİf pâc aktardır” cümlesini. sÖyİeyîşındenplir^” lisf5 düşünürlere göre, Malthüs’çulük, ^v sınıflârın servettendi paylaşmaktan ka£ın ‘ yardım yükümlülüğünden kurtulmak /inin ¿çnucuduf ^Bençrl bir s ımf^ öğretisi Kapitalist jdüşünürJerin.hir fogu^se^ bu t£pc riin*Y*lnsancıl bir öğreti” olduğunu sawft< şunları ileri sürmüşlerdir: her yeni doğan yoksufc *aileye b$y%v s^tftfntan ^gety^niktegiir (işsizler ordusunun büyümesine de bir nedendir). Ayrıca, adeta bir çocuk doğurma makinesi edgfumurrdakiyofesyıi kadınlara, fn$$n$a |pir yaşam sağlanmasına yardımcı olmak gerekliliği vardır. Sonuçta ise yoksul ülkelerin gönence kavAişması amaçlamaktadır demektedirler
? Baba korkusu ile, 32 |aşrfi|iaTikeh (İ??8’de) önlemler ayzamanda, fazla nüfustan doğal» ilk baskısını imzasız yayışjam|k torunda katan