Genel

Nüvit Osmay’ın Özgeçmişi

TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergi- si’nin 140 sayısına imza atan Nüvit Os- may’ı 12.07.1997 tarihinde kaybettik. Nüvit Osmay, Devlet Demiryolla- rı’ndan emekli olduktan sonra Prof.Dr. Cahit Arf ve Refet Erim’in teklifi üze­rine TÜBİTAK Bilim ve Teknik Der- gisi’nde göreve başladı. Kendisinden önce bu görevi üstlenmiş olan Refet Erim’in deyimiyle, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’nin tutarlı ve sürek­li bir yayın haline gelmesi Nüvit Os- may’ın göreve başlamasıyla gerçekleşti.

Bilim ve Teknik’in Nisan 1969 sa­yısında yer alan künyede bügünküne göre çok daha az sayıda ad var. Nüvit Osmay’ın adı, bu sayının künyesindeki birkaç ad arasında ilk kez bulunuyor; bundan sonraki 11 yıl boyunca da, Şu­bat 1981’e kadar “Teknik Editör ve Ya­zı İşlerini Yöneten” başlığının altında onun adı yer alıyor. Çok sayıda süreli yayını izleyerek Bilim ve Teknik Der- gisi’ne çeviriler yapan, ayrıca dışarıdan gelen yazı ve çevirileri düzenleyen Nüvit Osmay, aynı zamanda derginin dizgi, mizanpaj, baskı gibi diğer işleri­ni de yürüttü. Kızı Sevin Osmay, ailece Bilim ve Teknik için fotoğraf aradıkla­rı dönemlerden bahsediyor ve Nüvit Osmay’ın dergiyi bir bakıma çocuğu olarak gördüğünü sözlerine ekliyor.

“Ben bilim adamı değilim ki bilim adamlarına yönelik bir dergi çıkara-

Nüvit Osmay’ın Özgeçmişi

1910’da İstanbul’da doğdu.

İlk ve orta öğrenimini bugünkü İstanbul Er­

gi burs sınavını kazanarak maklna mühendis-

|j£ji 0Qjtjr»~ıj ÎC’jfj    * \/ri flitti Di’GQ(”4i3n \/î3Kİ-

ı Ki iuuim ıvıımvcıua ıcoı ıı ıiöOI IC nuui IÜUIIU”

paşa’da Devlet Demiryolları’nda çalıştı.

İ     \<ıİınHa L’av/not/’ mı

vdytnaK için leKrar Aimanva va nmı ı innriuk.

cuanuı ve utaua rsayııaKçııiK Ukuiu nu Kurdu.

1969 yılında Devlet Demiryollarından emekli olduktan sonra TÜBİTAK’ta Bilim ve Teknik Dergisi’nin editörü olarak işe başladı.

1980 yılında da yaş haddinden TÜBİ­TAK’taki görevinden ayrıldı.

1997’de ölümüne kadar çeşitli çeviriler ve derlemeler yaptı, yazılar yazdı. İnsan Mühendis­liği, Düşünce Atlası ve Bach’ın Zamanı ve Yaşa­mı yayınlanmış olan kitaplarının arasındadır.

«ti­yim.” diyordu Nüvit Osmay dergi hakkında konuşurken. Bunun yerine özellikle lise öğrencilerine yönelik, çeşitli bilim dallarını tanımaya ilişkin yazılar yayımlamayı yeğledi. Bu bakış açısı sayesinde, henüz böyle bir kav­ram bile tartışılmazken Türkiye’de popüler bilim yayıncılığının öncülü­ğünü yaptı.

Bilim ve Teknik Dergisi’nde gö­rev yaptığı sürenin büyük kısmında tek başınaydı. Sevin Osmay, babası­nın çok yorulduğunu, ancak işini zevk alarak yaptığından, bu durumdan hiç şikayetçi olmadığını söylüyor. Çok sonraları Bilim ve Teknik ekibi, bir sekreterin alınmasıyla iki kişiye çıktı. Dergideki son zamanlarında da Satranç Penceresi ve Düşünme Kutusu gibi köşelerle Selçuk Alsan, Kahraman 01- gaç gibi yeni yardımcılar edindi. Örne­ğin, Selçuk Alsan hâlâ dergiye katkıda bulunanlar arasında.

Yurtdışında olduğu dönemlerde toplum önünde konuşmak üzerine kurslara katılan Nüvit Osmay, 50’li yıl­larda bunun bir benzerini halkevlerin­de “Toplum Önünde Konuşma Sana­tı” başlığıyla açtı ve bu konuyla ilgile­nen bir kadro oluşturmayı başardı. Türkiye’nin farklı kentlerine de yayı­lan kurs, daha sonraları Düşün Konuş Dinle adıyla bir derneğin kurulmasına önayak oldu.

Yetmişli yılların Bilim ve Teknik okuyucuları dergide boşluklara serpiş­tirilmiş sözleri, derginin vazgeçilmez bir parçası olarak benimsemişlerdi. Bu, aslında Nüvit Osmay’ın merakıydı; hat­ta dergiden ayrıldıktan sonra, yaşamı boyunca not ettiği sözleri Düşünce At­lası adlı kitabında topladı. Bunun yanı sıra çeviri yapmayı da sürdürdü. Ölü­münden iki yıl önce, 85 yaşındayken çevirmeye başladığı Lives adlı 900 say­falık kitabın çevirisini

tamamladı; ya­yınlanması için girişimlerde bulundu.

Nüvit Osmay, mühendis olduğu kadar yayıncıydı da denebilir. Bilim ve teknolojiden duyduğu heyecan dergi­deki başyazılarına da yansıyordu:

“Aylık bir derginin kendine göre özellikleri var. Hemen hemen bir ay kadar önce matbaaya verilmesi, ondan bir süre önce de tam olarak hazırlanma­sı gerek. Bu bakımdan önemli olayları çok yakından izleyen haftalık dergilere veya her şeyi günü gününe haber veren gazetelere benzemiyor. Zaten okuyucu da bunu bildiği için aylık bir dergiden gazetelerde okumaya alışık olduğu şev- fen bekirmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir