Çocuk, ancak 6 yaşını tam olarak bitirdikten
sonra okula gitmelidir. D aha önce göndermek iyi
netice verm em ektedir. O kulda öğretm enin otoritesi,
topluluğa alışma, m üşterek öğrenim ve oyunlar, çocuk
terbiyesinde m ühim birer faktördür. A ncak, okul ile
aile, daha doğrusu öğretm enle anne-baba hem fikir
olmalı, birbirleri aleyhinde hiçbir şey söylenrfıemelidir.
Hele okulda verilen bir cezadan dolayı okul ve
öğretm en aleyhine atıp tutm am alı, bilâkis çocuğun bu
nu gelip anlatm ası hoş karşılanm am alıdır. O kula yeni
başlayan çocuklarda bir çok problem ler olabilir. Bu
problem lerin çözüm ü için, okul ve âilenin müşterek
çalışması lazımdır. Bir çok ailelerde görüldüğü gibi,
çocukların okula başlam asıyla adeta rahatladıkları.
sorum luluklarının çoğunun okula ve öğretm ene yükleyerek
ferahlık duydukları, öğretim ve terbiye vazifelerinin
de sona erdiğini zannetm ek hatalı ve çocuğun
geleceği için kötü bir tutum olur.
Altı yaşını dolduran çocuk harfleri, rakam ları, kelimeleri
anlıyabilecek, okula gidebilecek bir durum dadır.
Ayrıca o güne kadar bilmediği çalışma ve sorumluluk
duygusu, başarıya ulaşma ve yarışma çabası da belirmiş
tir. Cemiyet geleneklerine ve kanunlara uymasını bilir
veya uymak için gayret sarf eder. Kiminin yetiştiği çevre
icabı görgü ve terbiyesi az, kiminin zekâsı türlü sebeplerle
gelişmemiş, kimisi bütün gün anne-babadan uzak kalabilecek
serestliğe ulaşamamış olabilir. Böyle çocuklar, okul
düzenine ve ortam ına uyam azlar, uysalar dahi öğrenimde
başarısızlığa uğrarlar.
Çocuğun okul düzenine uyam ayışının m uhakkak
bir sebebi vardır. Bu sebepler fizyolojik, sosyolojik veya
psikolojiktir. Yani çocuk okuldan önce veya okul sıralarında
geçirdiği hastalık ve sakatlıklar, ruhsal rahatsızlıklar,
sosyal çatışm alar yüzünden bu durum a gelmiştir.
O kula karşı gösterilen tepkinin ve başarısızlığın sebebi
hangi husus olursa olsun, çocuk bütün olarak bütün
şahsiyeti ile bunun tesiri altında kalır.
G örülüyor ki okula ve öğretm ene çok sorum luluklar
düşm ektedir. Çünkü öğretm enlik, yalnız okuyupyazm
a, öğretm ek, bilgi vermek değildir. H er çocukla
ayrı ayrı ayrı uğraşması, gelişme m ekanizm alarını incelemesi,
yetiştiği çevreyi, evdeki hayatını, sıkıntılarını,
korku ve endişelerini bilmesi, haşin ve dengesiz çocuklara
özel ilgi göstermesi gerekir. Fakat bütün bu sorum
lulukları öğretmene yüklemek insafsızlıktır. Bu problem
aile-öğretmen ile beraber çözülmelidir.