Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti

Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,
R u s ç a UZBEKSKAYA SOVYETSKAYA SOTSİALİSTİÇESKAYA
RESPUBLİKA, SSCB’yİ OİUŞtUran
15 cumhuriyetten biri. Orta Asya’nın
merkezinde yer alır. Güneybatıdaki Ceyhun’la
(Amu Derya) kuzeydoğudaki Seyhun
(Sirderya) ırmaklan arasında uzanan
toprakların büyük bölümünü kapsar. Kuzey
Buhara’da bir Samani hükümdarına ait türbe,
Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti
ABC Ajansı
ve kuzeybatıda Kazakistan SSC, doğu ve
güneydoğuda Kırgızistan SSC ve Tacikistan
SSC, güneybatıda Türkmenistan SSC, güneyde
ise Afganistan’ın küçük bir bölümüyle
çevrilidir. 1936’da kurulan Karakalpak
ÖSSC Özbekistan sınırları içindedir. Başkenti
Taşkent, yüzölçümü 447.400 km2,
1988 tahmini nüfusu 19.569.000’dir.
Doğal yapı. Özbekistan’ın düz ve kurak
batı kesimi cumhuriyet topraklarının yaklaşık
beşte dördünü oluşturur. Kuzeybatıdaki
alüvyonlu Turan Ovası, Aral Gölünün çevresinde
60-90 m’ye kadar yükselir, güneyde
işe Kızılkum Çölüne karışır. En batıdaki
Üstyurt Yaylası (200 m) hafif dalgalı düz bir
yüzeye sahiptir. Bölgenin en belirgin özelliği
alçak sıradağlar ve tuzlu bataklıklar,
düdenler ve mağaralarla kaplı kapalı havzalardır.
Karakalpak ÖSSC’nin iç kesimlerine
kadar uzanan Ceyhun Deltası alüvyonlu
çökellerle kaplıdır. Ceyhun ve Seyhun ırmaklan
arasında yaklaşık 300.000 km2’lik
bir alanı kaplayan Kızılkum Çölünün önemli
bölümü cumhuriyet sınırları içinde kalır.
Dağlık doğu kesiminde, birbirinden vadi ve
havzalarla ayrılan ve Tien Shan’ın (Tanrı
Dağları) batı uzantısını oluşturan dağ sıralan
uzanır. Bunlar sırasıyla Karjantau,
Ugam, Pskem, Çatkal ve Kuramin sıradağlarıdır.
Gissar ve Alay sıradağları Orta
Asya’nın en büyük vadisi olan Fergana’yı
boydan boya geçer. Kuzeyde Tien Shan’ın
batı uzantıları bulunur. Güneyde Türkistan,
Malguzar ve Nuratau sıradağlarıyla çevrili
olan Taşkent-Golodnaya bozkırının ortasından
Seyhun Irmağı geçer. Eski bir kültür
merkezi olan güneydeki Zerefşan Vadisinde
Buhara ve Semerkand gibi eski kentler yer
alır. Vadinin güneyinde Kaşkaderya Havzası,
cumhuriyetin güneydoğusunda ise Surhanderya
Havzası uzanır. Kırgızistan ve
Tacikistan’daki dağlardan doğan Seyhun ve
Ceyhun ırmakları dışında, cumhuriyetteki
600’ü aşkın akarsuyun hepsi Aral Gölünün
havzası içinde kalır.
Özbekistan’da çok kurak bir kara iklimi
hüküm sürer. Yıllık ortalama yağış miktan
yalnızca 200 mm’dir. Yazlar uzun, sıcak ve
kurak, kışlar ise kısadır. Yazları sıcaklık sık
sık 40°C’nin üzerine çıkar. Kışın ara sıra don
görülür ve ortalama sıcaklık -12°C’ye kadar
düşer.
Özbekistan’da bitki örtüsü yüksekliğe göre
büyük değişiklik gösterir. Batıdaki düzlükler,
havzalar ve dağ eteklerinde yoğunluğu
yüksekliğe göre değişen otsu bitkiler, tepelerde
ise odunsu ve çalımsı bitkiler ya da
ormanlar görülür. Cumhuriyet topraklannın
ancak yüzde 12’si ormanlarla kaplıdır.
Özbekistan’ın hayvan varlığı içinde, aralannda
çeşitli yılan türlerinin, sakangur (geko)
gibi kelerlerin ve kemiricilerin de
bulunduğu, çölde yaşamaya uyarlanmış türler
ağırlığı oluşturur. Tilki ve kurdun yanı
sıra ceylan ve antilopa da rastlanır. Vahalarda
yabandomuzu, karaca ve çok sayıda
kuş türü, doğudaki yüksek dağlarda ayı,
kurt ve başta av kuşları olmak üzere bol
miktarda kuş yaşar.
Nüfus. Günümüzde Özbekistan’da 60 kadar
farklı etnik grup yaşamaktadır. Özbekler
nüfusun üçte ikisinden biraz fazlasını
oluşturur. Öteki büyük grupların başında
Ruslar, Tatarlar ve Kazaklar gelir. Küçük
gruplar arasında Tacikler ve Karakalpaklar
sayılabilir. 1959-70 arasında sayıları Beyaz
Rusları geçen Özbekler, SSCB’de yaşayan
Rus olmayan halklar arasında UkraynalIlardan
sonra ikinci büyük grubu oluşturur.
Kentleşmenin hızlanmasına karşın cumhuriyette
yaşayan Özbeklerin dörtte üçü kırsal
kesimde oturur. Kentlerde ise Ruslar, Tatarlar,
UkraynalIlar, Yahudiler ve Ermeniler
çoğunluktadır. Orta Asya’nın en büyük
metropolü olan Taşkent’te yaşayan en kalabalık
etnik grup Ruslardır. Rusları Özbekler,
Tatarlar, Yahudiler, UkraynalIlar, Koreliler,
Kazaklar ve Ermeniler izler. Cumhuriyetin
ikinci büyük kenti olan Semerkand’ın
2.500 yıllık bir tarihi vardır. Öteki
önemli kentler Buhara, Hive ve Hokand’dır.
Ekonomi. Özbekistan SSCB’nin birinci,
dünyanın üçüncü büyük pamuk üreticisidir.
Aynı zamanda SSCB doğal gaz sanayisinin
önemli merkezlerinden biri ve ülkenin Karakul
koyunu ve ipekböceği yetiştirilen en
önemli bölgesidir.
Özbekistan’da geniş doğal gaz, petrol ve
kömür yataklan vardır. Komşu cumhuriyetlere
bağlanan boru hatlanna ek olarak Buhara’dan
Urallar’a kadar uzanan bir doğal gaz
boru hattı inşa edilmiştir. Kuramin Sıradağlannda
bakır, çinko, kurşun, tungsten ve
molibden yataklan, Kızılkum Çölünde altın
bulunmuştur. Nuratau’dan çıkanlan Gazgan
mermeri güzelliği ve dayanıklılığıyla ünlüdür.
Moskova metrosunun cephe kaplamalan bu
mermerden yapılmıştır.Özbekistan’ın iklimi ve bitki örtüsü sığır ve
koyun besiciliğine elverişlidir. Eskiden çok
önemli olan kuraklık sorununu çözmek
amacıyla devlet denetiminde büyük sulama
projeleri gerçekleştirilmiştir. Öteki önemli
tarımsal etkinlikler pamuk yetiştiriciliği ve
ipekböcekçiliğidir. SSCB’deki koza üretiminin
yarısından fazlası Özbekistan’dan
karşılanır. Cumhuriyet sofralık ve şaraplık
üzünleriyle de ünlüdür.
Özbekistan Orta Asya’nın en önemli makine
ve ağır donanım üreticisidir. SSCB’de
pamuğun ekimi, hasadı ve işlenmesinde
kullanılan makinelerin büyük bölümü
Özbekistan’da üretilir. Fergana bölgesi,
Navoi, Hokand, Namangan ve Andijan’da
toplanmış olan kimya sanayisi pamuk üretimiyle
yakından ilişkilidir. En önemli hafif
sanayi ürünleri pamuklu ve ipekli kumaştır.
Cumhuriyette çok sayıda sebze, meyve,
balık ve hayvan ürünleri işleme tesisi de
vardır. Aral Gölü kıyısındaki Muynak’ta
havyar, kurutulmuş, tütsülenmiş ve tuzlanmış
balık üretilir. Kürk üretimi de önemlidir.
Yönetsel ve toplumsal koşullar. 14 Şubat
1937’de kabul edilen anayasaya göre cumhuriyetin
en yüksek yasama organı Özbekistan
SSC Yüksek Sovyeti’dir. Yüksek Sovyet’in
üyeleri dört yılda bir yapılan seçimlerle
belirlenir. En yüksek yürütme organları
ise Yüksek Sovyet tarafından seçilen
Prezidyum ve Bakanlar Kurulu’dur.
Devlet özellikle konut yapımına önemli
miktarlarda fon ayırmaktadır. Hastane hizmetlerinde
önemli gelişmeler sağlanmış,
ölüm oranlan 1920’lerden bu yana 2,5 kat
azalmıştır; eskiden yüzde 30 gibi çok yüksek
bir oranda olan bebek ölümlerinde de
büyük düşüş sağlanmıştır.
Orta Asya’daki Özbek kentleri eğitim
merkezi olarak edindikleri ünü yüzyıllardır
korumaktadır. Buhara, Hive, Semerkand,
Taşkent ve Fergana Vadisinde düzenlenen
seminerlere katılmak üzere, her yıl Müslüman
Doğu ülkelerinden binlerce öğrenci
Özbekistan’a gelir. Cumhuriyetteki en
önemli araştırma kuruluşu, SSCB Bilimler
Akademisi’nin kolu olan Özbek Bilimler
Akademisi’dir (1943). Akademiye bağlı 200
kadar enstitü ve merkez vardır. Taşkent’teki
Navoy Opera ve Bale Tiyatrosu uluslararası
üne sahiptir.
Özbekistan’da yetişen büyük bilim adamı,
şair ve yazarlann başında Bîrûnî, Uluğ Bey
ve Ali Şir Nevaî gelir. 20. yüzyılın ünlü
Özbek yazarları arasında Mahmud Hoca
Behbudi, Abdullah Kadiri, Şeref R. Raşidov
ve Askad Muhtar sayılabilir. Samani
hükümdan İsmail bin Ahmed’in (hd 892-
907) Buhara’daki türbesiyle Semerkand’daki
14. ve 15. yüzyıllardan kalma büyük cami
ve türbeler görkemli yapılardır.
Tarih. Günümüzde Özbekistan sınırları
içinde kalan topraklarda Paleolitik Çağa (55
bin yıl önce) ait insan yerleşmelerinin
izlerine rastlanmıştır. İÖ 10. yüzyılda Baktriane,
Harezm ve Sogdiane gibi büyük
devletlerin kurulduğu bölge, İÖ 6. yüzyılda
Pers kralı Dareios, İÖ 4. yüzyılda Büyük
İskender, İS 8. yüzyılda da Araplar tarafından
istila edildi. 13. yüzyıldaki Moğol saldınlanmn
ardından Timurlulann egemenliği altına
girdi ve 16. yüzyılın başına değin Timur’un
ardıllan tarafından yönetildi.
Özbek halkının tarihinin ilk dönemlerine
ilişkin bilgi yoktur. Altın Orda Devleti’nin
kuruluşu sırasında, Urallar’ın doğusundan
İrtiş Irmağının kaynağına doğru uzanan
bölge Cengiz Han’ın torunu Şibakan’a (Şiban
ya da Şeyban) verildi. Bölgede yaşayan
kabileler, büyük olasılıkla Kıpçaklann en
büyük hükümdan Özbek Han döneminde
(1313-41) Müslümanlığı benimsediler ve
Özbek adını gene büyük olasılıkla bu dönemde
aldılar. 15. yüzyılın ilk yansında
güneydoğuya yönelen Özbekler, Ebu’l-
Hayr döneminde Seyhun Irmağının kuzey
yakasına ulaşarak Maveraünnehir’deki Timurlu
topraklannı tehdit etmeye başladılar.
Ebu’l-Hayr’ın bölgeyi istila edemeden ölmesinden
(1468) sonra bir gerileme dönemine
girdiler. Ama, Ebu’l-Hayr’m torunu Muhammed
Şeybani döneminde Semerkand’la
birlikte bütün Maveraünnehir’i egemenlikleri
altına aldılar (1500).
Bölgede, merkezi Buhara ve Harezm (Hive)
olan iki ayn hanlık kuran Şeybaniler, Maveraünnehir’i
1598’e değin yönettiler. Şeybani
döneminde, kıtalararası kervan ticaretinin
önemini yitirmesinin de etkisiyle bölge ekonomisi
gerilemeye, mimarlık ve minyatür
sanatı Timurlular dönemindeki parlaklığını
yitirmeye başladı. Şeybani hanedammn sona
ermesinden sonra Maveraünnehir Astrahan
hanlannın soyundan gelen Cânilerin (Astrahan
Hanlığı) eline geçti. Bölgenin ekonomik
ve kültürel gerileme süreci Cânilerin egemenliği
sırasında da sürdü. Sonunda Maveraünnehir’i
istila eden İranlı komutan Nadir Şah
1740’ta Buhara’ya girdi. Ardından da Harezm’e
karşı saldınya geçti. Son Câni hükümdan
Ebu’l-Gazi Han (hd 1758-85) Mangıt
kabilesinden Şah Murad (hd 1785-1800) tarafından
tahttan indirildi.
19. yüzyılın başına gelindiğinde Ceyhun ve
Seyhun ırmaklan arasındaki bölge Buhara,
Hive ve Hokand hanhklannm egemenliğindeydi.
Ama bu devletlerden hiçbiri kesin
sınırlara, kabile reisleri üzerinde sürekli bir
denetime ya da tehlike anında komşulanna
yardım edecek güce sahip değildi. 18. yüzyıl
başlannda bölgeye seferler düzenlemeye başlayan
Ruslar, 1860’lardan sonra Buhara ve
Hive hanlıklanna üstünlüklerini kabul ettirip
Hokand Hanlığı’nı ilhak ettiler (1876).
1917 Sovyet Devrimi başladığında Özbekler
Rusya Türkistanı’ndaki Sirderya, Semerkand
ve Ferg?.na yönetim birimleriyle
yarı bağımsız Buhara ve Hive hanlıklanna
dağılmış durumdaydılar. Devrim sırasında
Taşkent’te iktidar önce Geçici Hükümet’e
bağlı Türkistan Komitesi’nin, ardından da
Özbeklerin ve öteki Müslümanların hemen
hiç söz sahibi oımadıklan komünistlerin
denetimindeki İşçi, Asker ve Köylü Temsilcileri
Konseyi’nin eline geçti. Aralık
1917’de Hokand’da bir ulusal kongre toplayan
Müslümanlann Mustafa Çokayev başkanlığında
kurdukları hükümet, Şubat
1918’de Taşkent’ten yollanan askeri birlikler
tarafından devrildi. Darbeden sonra
yeni yönetime karşı Basmacı Ayaklanması^
) olarak bilinen bir direniş hareketi
başladı. Nisan 1918’de ilan edilen Türkistan
ÖSSC yönetimini elinde tutan Ruslann,
Müslümanların da yönetime katılmaları için
Moskova’dan gelen baskılara direnmesi
hoşnutsuzluktan daha da artırdı. Sonunda
Lenin’in 1919 sonbahannda atadığı Türkistan
Komisyonu Taşkent’te yönetimi devraldı.
Hive ve Buhara hanhklannm 1920’de
Kızıl Ordu tarafından yıkılması ve kâğıt
üzerinde bağımsız Harezm ve Buhara Sovyet
halk cumhuriyetlerinin kurulması Basmacı
Ayaklanması’nm yayılmasına neden
olduysa da, Türkistan Komisyonu’nun
1922’de başlattığı reformlar sonucu ayaklanma
etkisini yitirdi.
1924’te Orta Asya ve Kazakistan’da sınırlan
etnik temellerde yeniden belirleyen
yönetsel düzenlemeyle Harezm, Buhara ve
Türkistan cumhuriyetleri dağıtılarak bölge
toprakları Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan,
Türkmenistan ve Kazakistan arasında
bölüştürüldü. 1936’da Karakalpak ÖSSC
Özbekistan’a bağlandı. 1956 ve 1963’te
Kazakistan’ın güneyindeki bazı topraklar
Özbekistan SSC’ye geçtiyse de 1971’de bu
319 Özbekler
toprakların bir bölümü Kazakistan SSC’ye
geri verildi.
1937-38 yıllanndaki Büyük Temizlik sırasında
milliyetçi bir komplo hazırlığı içinde
olduklan gerekçesiyle, aralannda Başbakan
Feyzullah Hocayev ve Özbekistan Komünist
Partisi birinci sekreteri Ekmel İkramov’
un da bulunduğu çok sayıda Özbek idam
edildi. Stalin’in ölümünden sonra Hocayev ve
İkramov’un saygınlıklan geri verildi.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*