SEPSİS

Spesifik hastalık etkeni olmayan bakterilerin organizmada kendileri için elverişli bir bölgeye yerleşip üremeleri iie birlikte zaman zaman kana karışmaları ve hatta terminal dönemde kanda üreyebilmeleri sonucu oluşan hastalık tablosudur. Sepsis gerçekte bir bakteremidir. Bakteremi sözcüğü ile çoğu kez. örneğin tifoda ve brusellozaa olduğu gibi, bir spesifik klinik antiıede hastalığın asıl tablosunun bir icabı olarak ve hastalığın diğer spesifik bulgulan ile birlikte spesifik etkenin basitçe kanda bulunması hali kastedilir. Bir başka deyişle bakte-remilerde spesifik hastalık etkenine bağlı olarak değişik klinik belirtiler bulunur, örneğin tifonun, brusellozun, epidemik menenjitin ya da tulareminin klinikleri birbirinden farklıdır ama hepsinde bakteremi bulunabilir. Sepsiste ise etkenler farklı olduğu halde aşağı yukarı birbirine çok benzeyen bir klinik tablo sözkonusudur. Belki de gerçekte sepsis ya da bakteremi sözcüklerinin birinden vazgeçilmesi en doğrusu olacaktır.

Yaşlı ve debillerle immun yetmezlikli hastalarda koiay oluşması, invazif tanı ve tedavi yöntemlerine daha sık başvurulmakta olması, büyük cerrahi girişimlerin ve re-zistan bakteri suşlannm giderek artması gibi nedenler sonucu, son yıllarda sepsis oranında bir tırmanma olduğu dikkati çekmektedir.

Gram (+) bakterilerin bir kısmı (özellikle piyojen koklar) ve gram (—) bakterilerin birçoğu (özellikle enterik bakteriler) sepsis nedeni olabilirler. Anaerob sporlu ve sporsuz bakteriler de sepsis yapabilirler. Bunlar organizmanın ya kendi florası (barsak, vagen, boğaz, deri…) içinde yeralan, ya da dışarıdan gelen mikroorganizmalar

olabilirler.

Bu etkenler, herhangi bir fırsatla organizmaya girip yerleşme ve üreme olanağı bulmaları, hazırlayıcı şartların mevcudiyeti halinde sepsis oluşturabilirler.

Organizmanın savunma gücünü azaltan şartlar altında özellikle şu hallerde sepsis görülebilir:

1. üriner traktus enfeksiyonları, sistos-kopi, kateterizasyon (özellikle kalıcı sonda) ve ürolojik cerrahi;

2. Tromboflebit. kontamine solüsyonların zerki, intravenöz ilaç alışkanlığı, biyopsiler, doku transplantasyonu;

3. Trakeostomi, endotrakeal tüp konması;
4. Cerrahi girişim sonu oluşan enfeksiyonlar, doğum sonu (puerperal) sepsis;

5. Enfekte yanıklar, bir abdominal organın perforasvonu, endokard lezyonu;

6. Ciddi nötropeniler (malinyite nedeni ile sitotastik ve radyasyon tedavisi) ve lökosit fonksiyon bozuklukları.

Klinik Bulgular:

Hastalık, titreme, üşüme, peşinden ateş yükselmesi ile başlar. Ateşin karakteristik bir paterni yoktur. Hasta huzursuz ve bitkindir. Splenomegali, bazen hepato-megali, ikter ve diyare bulunabilir. Makulo-papüler veya peteşiyal döküntüler ve herpes labiyalis görülebilir. Hastalarda çoğunlukla hipotansiyona eğilim vardır. Şuur bulanıklığı olabilir, özellikle stafilokok sepsisinde olduğu gibi, çeşitli organlarda metastatik yeni enfeksiyon odakları oluşabilir. Sepsiste en ciddi komplikasyon şok ve DIC send-romudur.

Başlangıçta Iökopeni, daha sonra löko-sitoz görülür. Proteinüri vardır. Sedimantasyon hızlanmıştır. Sepsiste prognoz daima ciddi kabul edilmelidir.

Tanı:

Sepsiste en önemli tanı kaynağı hemo-kültürdür. Kan kültürleri tercihan ateşin yükselmesinden hemen önceki üşüme, titreme döneminde alınmalıdır. Bu kısa dönemde lökosit sayısı düşüktür. Geçici lö-kopeniyi Iökositoz izler. Hasta, hemokül-tür yapıldığı sırada antibakteriyel tedavi alıyor olabilir. Bazen yetersiz antimikrobik tedavi sonucu mikroorganizma hasarianmış olabilir (L-fazı varyantlar) ve üremesi ya gecikir ya da mümkün olmayabilir (bakte-rivostaz). Bakteriye üreme olanağı kazandırabilmek için kan, besiyeri içine uygun di-lüsyonda ekilmelidir (1:10 veya 1:20). Ekim şişelerinden 24-48 saat sonra taze besiyerlerine mutlaka kör pasajlar yapılmalıdır. Bakteri hücre duvarının veya plasma membranının tamirini kolaylaştırmak ve dolayısıyla L-fazı varyantlarının normal bakteriyel fazda üremesini sağlamak için, besjyerinin % 10-15 sükroz ilavesiyle hipertonik yapılması uygun olabilir. Bu yöntem, kandida gibi maya benzeri fungus-ların da üremesini hızlandırabilir.

Avıncı tanıda özellikle tifo, bruselloz, endokardit. milyar tüberküloz, malarya, sistemik ’ıupus eritematozus, lenfogranulo-matoz. akut lökozlar düşünülmelidir.

Tedavi:

Sepsite bakterinin izole edilip antibiyogra-mm yapılması hayati önem taşır. Bakteri henüz izole edilmemişse amikasin (1000 mg/ gün) — 3. jenerasyon sefalosporin (1-3 gr/gün) yetişkin için iyi bir kombinasyon olabilir. Anaerob enfeksiyon şüphesi varsa (barsak per-forasyonu.. şok) metronidazel (3 X 750 mg/ gün) de tedavide yer almalıdır. Eğer Bacıeroi-ides fragilis enfeksiyonundan şüphe ediliyorsa klindamisin (2.5 gr/gün) veya kloramfenikol (2gr/gün) tedaviye eklenmelidir.

Stafilokok sepsisinde antistafilokoksik tedaviye geciktirilmeden başlanmalıdır (toksik şok sendromuna bakınız).

Tıbbî tedavi, gerekiyorsa cerrahi girişimle (gazlı gangren) desteklenir. Abse, nekrotik doku, enfekte uterus, piyonefroz cerrahi girişimle giderilir.

Radikal tedaviye, bol likid verilmesi, yüksek kalorili diyet, analeptikler, sedatif ve antipiretikler gibi süportif tedavi de

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*