SIGNIUS WILHELM PAUL KNUDSEN

SIGNIUS WILHELM PAUL KNUDSEN

(d. 25 Mart1879, Kopenhag – ö. 27 Nisan 1948, Detroit, ABD), Hollanda asıllı ABD’li sanayici. 1937-40 arasında General Motors Com-pany’nin başkanlığını yapmış ve II. Dünya
William S. Knudsen
U S Army
Savaşı sırasında ABD hükümetinin geniş çaplı silah üretimi programını yönetmiştir.
1899’da ABD’ye göç etti. 1902-13 arasında Ford Motor Company için parça üreten Buffalo’daki bir fabrikada çalışırken yetenekleriyle dikkat çekerek şirketin Detroit’ teki fabrikalanna geçti. 1914’te, Ford Motor Company’nin ABD’nin çeşitli bölgelerindeki üretim tesislerini denetlemeye başladı.
I. Dünya Savaşı sırasında, şirketin ABD Deniz Kuvvetleri için yaptığı Eagle gemilerinin üretimini denetledi. 1921’de General Motors Corporation’a bağlı Chevrölet Motor Company’e geçti; 1924’te bu şirketin, 1937’de de General Motors Corporation’ın başkanı oldu.
1940’ta, ABD Başkanı Franklin D. Roose-velt tarafından Ulusal Savunma Araştır-malan Komitesi’nin sanayi üretimi bölümünün başkanlığına getirildi. Daha sonra ABD Sanayi Yönetim Daiıesi’nin başkanı olarak silah üretimini denetlemeyi sürdürdü. 1942-45 arasında Savaş Bakanlığı’nda üretimden sorumlu korgeneral olarak görev

Kasımpatlarıyla seika üslubunda yapılmış bir Ko okulu düzenlemesi
International Society for Educational Information, Tokyo
doğalcı bir düzenleme haline getirildi. Seika diye adlandıran Ko okulu düzenlemelerinde, İkenobo okulunun şoka üslubundaki düzenlemelerinde olduğu gibi dar ağızlı, uzun vazoların kullanılması sürdürüldü. Klasikleşmiş kurallara sıkı sıkıya bağlı olmayan bu serbest ve pırıltılı düzenlemelerin genel havası nageire üslubundadır.
Ko-chiu bak. Gejiu
Ko Hung bak. Ge Hong
k’o-t’ou bak. ketou
koala (Phascolarctos cinereus), Marsupialia (keseliler) takımının Phascolarctidae familyasından Avustralya’nın doğu kıyılarında yaşayan ağaççıl memeli türü. Yaklaşık 60-85 cm uzunluğunda ve kuyruksuz olan bu türün, soluk boz ya da sarımsı renkte tıknaz bir gövdesi, geniş bir yüzü, iri yuvarlak kalın derili bir burnu, İcüçük sarı gözleri, uzun tüylü kulakları ve güçlü pençeleri
‘*** K% ■( i • ‘ • • ■ ‘ *1..*
Koala (Phascolarctos cinereus)
Anthony Mercieca-The National Audubon Society Collection/Photo Researchers
vardır. Ön ayaklarının en içteki iki parmağını ve arka ayaklarının en içteki parmağını öbür parmaklarıyla karşılıklı konuma getirebilir. Koala yalnızca okaliptüs yapraklan yer. Günlük besini olan 1,3 kg dolayındaki yaprağı sindirmesine yardım eden yaklaşık 7 m uzunluğunda bir körbağırsağı (bağırsak kesesi) vardır. Ağaçta yaşayan öbür keselilerin tersine kesesi öne değil arkaya doğru açılır. Dişiler bir batında tek yavru doğurur. Yavru yedi ay kadar kesede kaldıktan sonra, yaşamını yaklaşık bir yaşına değin annesinin sırtında sürdürür. Koalalar, bakım altında 20 yıl yaşayabilir.
Eskiden kürkü için avlanan ve hastalıklar nedeniyle kırıma uğrayan bu hayvanlar bugün yasalarla etkin biçimde korunmakta, sayılan giderek artmaktadır.
koalisyon hükümeti, birden fazla siyasal parti ya da gruba bağlı üyelerden oluşan karma hükümet. Yasama meclislerinde bir tek partinin çoğunluğu elde edemediği durumlarda, en çok sandalyeye sahip partinin başkanmın kabineyi kurmakla görevlendirilmesi kuraldır. Bu durumda, meclisten güvenoyu alabilmek için başka parti ya da gruplarla (bağımsızlar) anlaşma yoluna gidilir ve bir ortak hükümet kurulur. Koalisyon hükümetlerine daha çok seçimlerde nipsi temsil sistemini benimsemiş ülkelerde rastlanır. Çoğunluk usulüne dayalı seçim sisteminde bir parti mecliste mutlak sayı üstünlüğünü kolayca elde ederek kendi hükümetini kurabilir ve güvenoyu alabilir. Partilerin ülke çapında aldıklan oy oranları ölçüsünde parlamentoda temsilini sağlayan nispi temsil usulünde ise çoğu kez koalisyon hükümetlerinin kurulması kaçınılmaz hale gelir. İskandinav ülkeleri (özellikle İsveç), Fransa (Dördüncü Cumhuriyet, 1946-58), İtalya (1948’den beri), Türkiye (1961-80) vb bu türden hükümetlere sahne olmuşlardır.
Koalisyon hükümetlerinin başlıca sakıncası, karmaşık ve kırılgan çoğunluklara dayalı olmalan yüzünden gösterdikleri istikrarsızlıktır. Koalisyon kabinelerinin birbirini izlediği İtalya bunun tipik örneğidir. Ama bu ülkedeki demokratik kurum ve geleneklerin gücü siyasal rejimin sürekliliğini sağlayabilmiştir. İsveç’te ise özellikle Sosyal Demokrat Parti’nin öncülük ettiği koalisyon hükümetleri uzun yıllardan beri istikrarlı ve sürekli bir karakter gösterebilmiştir. Buna karşılık Türkiye’de nispi temsil sisteminin kabulünden (1961) sonra ortaya çıkan koalisyon hükümetleri güçlü ve istikrarlı bir yürütme organının oluşabilmesini zorlaştırmıştır. 1980’lere doğru tırmanan siyasal bunalım önemli ölçüde bu duruma bağlanmıştır. İstikrarsız hükümetler özellikle geri kalmış ülkelerde ekonomik ve toplumsal atılımlan zorlaştmcı bir rol de oynarlar.
Koalisyon hükümetlerinin sağladığı başlıca yarar ise, ülkedeki değişik siyasal eğilimleri yönetim katına da yansıtmaları, bunlar arasında demokratik uzlaşma alışkanlıkları doğurmaları, dolayısıyla siyasal kutuplaşma ve gerginlikleri emici bir işlev görmeleridir.
Koami AiLESi (ü. 15 – 19. yy), Muromaçi, Azuçi-Momoyama ve Tokugava dönemlerinde, 19 kuşak boyunca Japon lake sanatına önderlik etmiş aile.
Şogun Aşikaga Yoşimasa’nın özel hizmetinde bulunan Miçinaga (1410-78) özellikle iki lake tekniğinde ustalaşmıştı. Bunlardan takamaki-e tekniğinde lake macunu, üstü-beç, lamba isi, kâfur karışımından oluşan zemin üstüne altın ve gümüş varakla kabartma desenler yapılırdı. Togidaşi yönteminde ise lake zemine çizilen desenin üstüne altın ve gümüş serpme yapılıp ince, yarı saydam lake ile kaplanır, fırınlandıktan sonra alttaki desenin ortaya çıkması için
407 koati
iyice parlatılırdı. Miçinaga’nın, desenlerini Kano Motonobu, Soami ve Noami gibi tanınmış ressamların yapıtlarından esinlenerek gerçekleştirdiği sanılır.
Miçinaga’mn oğlu Miçikiyo ise (1433-1500), imparator II. Tsuçimikado’ya ait lake ev eşyasının bezenmesi için özgün desenler yarattı. Osaka Şatosu seferinden (1614-15) sonra aile lake sanatındaki önemini bir süre yitirdiyse de, sekizinci kuşaktan birinin Edo’da (bugün Tokyo) kurduğu okulla eski ününe kavuştu. Okulda 300 yıl boyunca birçok lake sanatçısı yetişti. 1637’de, Koamilerin 10. kuşaktan üyesi Nagaşige’nin (1599-1651) Şogun Tokugava İemitsu’nun kızına düğün hediyesi olarak sunduğu sehpa takımı, bazılarınca Japon lake sanatının en güzel örneği sayılır.
koan, Japonya’da, Zen Budacılığın özellikle Rinzai mezhebinde, rahip adaylarının meditasyon eğitiminde kullanılan kısa ve çelişkili önerme ya da soru. Koan’\ “çözme” çabası, analitik zihni ve bencil iradeyi yorarak zihni sezgisel düzeyde uygun bir karşılık kabul etmeye hazırlar. Bu tür alıştırmalann amacı, hem Zen deneyiminin değişik yönleri ile ilişkiye geçmeyi sağlamak, hem de rahip adayının yetkinliğini sınamaktır.
“İki el çırpıldığında bir ses çıkar; sen tek el çırpıldığında çıkan sesi dinle” cümlesi en ünlü koan örneğidir. “Buda nedir? Üç kilo ketendir” gibi soru-yanıt biçiminde düzenlenmiş koan’lar da vardır.
/Coan’ların (Çince gongan: “halka duyuru”) kaynağında Zen (Çince Chan) üstatla-nyla ilgili öyküler vardır. Toplam 1.700 koan olduğu söylenir. En önemli koan derlemelerinden olan biyan lu’da (Çincede “Mavi Uçurum Kayıtları”; Japonca, Heki-gan-roku), daha eski bir derlemeyi temel alarak 1125’te Çinli rahip Yuan’ın derleyip yorumladığı 100 koan bulunur. Bir başka önemli derleme 1228’de Çinli rahip Huikai’ nin (Wumen adıyla da bilinir) derlediği 48 koan’dan oluşan Wumen guan’du (Japonca, Mumon-kan).
koati, Carnivora (etçiller) takımının Proc-yonidae familyasından Yenidünya’ya özgü üç memeli türünün ortak adı. Gündüzleri etkinlik gösteren bu hayvanlar genellikle 5-40 bireylik sürüler halinde yaşarlar. Dolaşırken ince uzun, koyu renk şeritli kuyruk-lannı dimdik havada tutarlar. Koatiler iyi birer tırmanıcıdır. Meyve, tohum, yumurta ve çeşitli küçük hayvanlardan oluşan besinlerini yerde ve ağaçlarda ararlar.
Dişilerden daha iri yapılı olan erkeklerin ağırlığı 4,5-11 kg, uzunluğu 73-136 cm’dir.
Bayağı koati (Nasua nasua)
Dıck Robınson-Bruce Coleman Ltd
kobalt 408
Kuyrukları vücut uzunluğunun yaklaşık yansına erişir. Burunlan esnek ve uzundur. Tüyleri kaba, üst bölümleri bozdan kızıla va da kahverengiye kadar değişen renklerde, alt bölümleri daha açık renktedir. Yüzünde de açık renk lekeler görülür. Dişiler yaklaşık 77 gün süren gebelik döneminin ardından genellikle 2-6 yavru doğurur.
Bayağı koati (Nasua nasua) ABD’nin güneybatısından Güney Amerika içlerine kadar olan ormanlık bölgelerde, Cozumel koatisi (N. nelsoni) yalnızca Orta Amerika’daki Cozumel Adasında, daha kısa kuyruklu, daha küçük ve daha ince yapılı olan dağ koatisi (Nasuella olivacea), And Dağla-nnın ormanlık kesimlerinde yaşar.
kobalt (Co), periyodik tablonun VIII. grubunda yer alan kimyasal element. Ferro-magnetik bir metal olan kobalt özellikle ısıya dayanıklı ve magnetik alaşımlarda kullanılır.
Kobalt bileşikleri yüzyıllardan beri sırlara ve seramiklere mavi renk kazandırmakta kullanılagelmiştir. Kobalt metalini ise yaklaşık 1735’te İsveçli kimyacı Georg Brandt ayırmayı başardı. Kobalta İÖ 3000’lere ait Mısır heykellerinde ve Pers kolye boncuk-lannda, Pompei kalıntılarında, Çin’de Tang hanedanı döneminden (İS 618-907) kalma camlarda ve daha sonralan Ming hanedanı döneminin mavi porselenlerinde rastlanmıştır. “Kobold” adı ilk kez 16. yüzyılda, bakır cevheri olduğu sanılan ama daha sonralan zehirli arsenikli kobalt içerdiği anlaşılan cevherler için kullanıldı. Brandt, 1742’de bu cevherlerin mavi renginin kobalttan geldiğini buldu.
Bulunduğu yerler, kullanım alanları ve özellikleri. Kobalt doğada yaygın olarak bulunmakla birlikte yerkabuğunun yalnızca yüzde 0,001’ini oluşturur. Yer ve göktaşı kökenli nikelli demirde, Güneş’in ve yıldız-lann atmosferlerinde, öbür elementlerle birleşmiş halde doğal sularda, okyanus tabanındaki yumrularda, toprakta, bitkilerde ve hayvanlarda az miktarda kobalta rastlanır.
Kobalt Orta Afrika ve Sovyetler Birliği’n-deki bakırlı kobalt cevherlerinde sülfürler (karolit, sijenit ve lineyit mineralleri) ve yükseltgenmiş heterojenit (hidratlı kobalt oksit), asbolit (manganez oksit ve kobalt oksit kanşımı) ve karbonatlı sferokobaltit mineralleri halinde bulunur. Fas ve pek çok başka ülkede çıkanlan smaltit, saflorit ve skuterudit gibi kobalt arsenürlerde ve sülfo-arsenür kobaltit ve arsenat eritrit gibi minerallerde de eser halde yer alır. Çoğu demir, nikel, bakır, gümüş, mangan, çinko ve arsenik cevherlerinde eser miktarda bulunan kobalt bu cevherlerden bir yan ürün olarak elde edilir.
Kobalt, sığır ve koyun gibi geviş getiren hayvanlann beslenmesinde ve insandaki alyuvarlann olgunlaşmasında gerekli olan B12 vitamininde yer alır. Parlatılmış kobalt, maviye çalan gümüş beyazı rengindedir. Kobaltın bilinen başlıca iki ayrı biçimi (alotrop), 417°C’nin altında kararlı olan yakın birleşmiş kübik yapı ile yüksek sıcaklıklarda kararlı olan yüz merkezli kübik yapıdır. Kobalt, 1.121°C’ye (metaller ve alaşımlar arasında bilinen en yüksek Curie noktası) kadar ferromagnetiktir; bu nedenle yüksek sıcaklıklarda magnetik özelliğe gereksinim duyulan malzemelerin yapımında kullanılır. Doğal kobalt tümüyle kararlı izotopu olan kobalt-59’dan oluşur; en uzun ömürlü yapay radyoaktif izotopu olan kobalt-60 (yarı ömrü 5,3 yıl), kobalt-59’un
nükleer reaktörde nötronlarla ışınlanmasıyla üretilir. Kobalt-60’ın saldığı gamma ışınlan sanayide metal malzemelerin iç yapılan-nın, çatlaklarının ya da içerdikleri yabancı maddelerin belirlenmesinde; kanser tedavisinde; sterilizasyon işlemlerinde; biyoloji araştırmalannda ve sanayide radyoaktif izleyici olarak kullanılır. Sanayi ve tıp radyolojisinde ise daha uzun yan ömürlü olan sezyum-137 (30 yıl), kobalt-60’ın yerini almaya başlamıştır.
Üretilen kobaltın çoğu, özel alaşımların yapımında kullanılır. Dünya kobalt üretiminin dörtte biri kalıcı mıknatısların yapımında kullanılan alnikolar gibi magnetik ala-şımlann üretiminde; öbür dörtte biri ise, özelliklerini yüksek sıcaklıklarda koruyan alaşımlar ile erime noktalannın çok yakınındaki sıcaklıklarda kullanılan üstünala-şımların üretiminde tüketilir. Kobalttan ay-nca sert yüzeyli alaşımlann, takım çeliklerinin, cam-metal arası sızdırmazlığı sağlamakta kullanılan düşük genleşmeli alaşımların, duyarlı kıl yaylann yapımında kullanılan esneklik modülü sabit alaşımlann ve dişçilikte ve kemik cerrahisinde kullanılan alaşımlann hazırlanmasında da yararlanılır. Kobalt, katılanmış (semente) karbürler için en uygun matris malzemedir.
Çok ince taneli kobalt kendiliğinden yanar, daha iri parçalar ise havada oldukça eylemsiz olmakla birlikte 300°C’nin üzerindeki sıcaklıklarda büyük ölçüde yükselt-genir.
Arıtma. Kobalt cevherleri de çoğu metal cevheri gibi antmadan önce çoğunlukla bir zenginleştirme işleminden geçirilir. Bu amaçla elle ayırmaya, yoğunluk farklarına göre ya da magnetik yollarla ayırmaya, ısıtma ve özütlemeye dayalı çok çeşitli teknikler uygulanır. Bakır-nikel-demir sül-fürlü cevherlerin elektrolizi sırasında kobalt, nikel ile birlikte anotta toplanır. Daha sonra çözelti sodyum hipokloritle işlenerek kobaltın çökelmesi sağlanır. Nikel sülfürlü cevherlerin antımında kullanılan bir başka süreçte de, derişki yüksek sıcaklık ve basınç altında asit ya da amonyak çözeltisiyle özütlenir, ardından çözeltiye hidrojen katılarak nikel ve kobalt sırasıyla çöktürülür.
Bakırlı kobalt cevherlerinin işlenmesi sırasında ise, sülfürlü derişki, denetimli koşullar altında kavrularak kobalt sülfürün çoğu sülfata dönüştürülür; bunu izleyen özütleme işleminden sonra, çözeltideki bakır ve demir de ayrılır ve sonunda kobalt elektroliz yoluyla elde edilir. Kobalt arsenürlü derişki-ler kok ve kireçtaşıyla yüksek fırında ergitilir ve birkaç özel işlemden sonra kobalt sodyum hipokloritle çöktürülür.
Yüksek tenörlü oksit cevherlerinden ve bakırlı kobalt cevheri ergitme fınnlannda oluşan cüruflardan da kobalt elde edilebilir. Bu malzemeler önce elektrik fınnında kok ve kireçtaşıyla indirgenerek bakır-kobalt-demir alaşımı oluşturulur; ardından bu alaşım sülfürik asitte çözündürülerek bakır çözünmez halde aynhr, demir ise sodyum perklorat ya da sodyum karbonatla çöktürülür. En sonunda da kobalt, sodyum hipokloritle çöktürülür.
Bileşikleri. Kobalt, çoğunlukla bileşiklerinde +2 ya da +3 değerliklidir; ama +4, +1, 0 ve -1 değerlikli olduğu bileşikleri de vardır.
Kobalt +2 ve +3 değerlikli olduğu durumlarda çok sayıda düzenleşim bileşiği ya da karmaşıklar oluşturur. Üç değerlikli kobaltın oluşturduğu karmaşıklar platin dışındaki öbür metallerin oluşturduklanndan daha fazladır ve karmaşıkların düzenleşim sayısı çoğunlukla altıdır.
Kobalt II oksit (CoO) ve trikobalt tetraok-sit (C03O4) kobaltın oksijenle oluşturduğu
ikili bileşiklerdir. Hem +2, hem de +3 değerlikli kobalt içeren trikobalt tetraoksit seramik, cam, emaye, kobalt metali tozu ve katalizörlerin hazırlanmasında kullanılır.
Kobalt II sülfat (C0SO4) önemli bir kobalt tuzudur ve elektrikli kaplamada, kurutma maddelerinin hazırlanmasında ve tanmda büyüme sırasında otlaklara serpilerek gübre olarak kullanılır. Öbür kobalt II tuzlan da katalizörlerin, kurutuculann, kobalt metal tozlannın ve başka tuzların üretiminde kullanılır. Piyasada CoCh-ö^O biçiminde satılan ve suyunu kaybettikçe maviye dönen pembe renkli bir sıvı olan Co II klorürden katalizörlerin hazırlanmasında ve nem belirteci olarak; kobalt II fosfattan (Co3[P04]2 8H20) ise porselenlerin boyanmasında ve cama renk vermede yararlanılır.
atom numarası atom ağırlığı erime noktası kaynama noktası özgül ağırlığı değerliği
elektronların yerleşimi

kobalt çiçeği bak. eritrit
kobalt eksikliği, vücuda yeterince kobalt alınamaması sonucunda ortaya çıkan durum. Kobalt, B12 vitaminiyle birlikte kobal-amin bileşiğini oluşturan bir eser elementtir. Pankreasta önemli miktarda bulunur; karbonhidrat ve yağlann sindirimi için gerekli insülinin ve başka enzimlerin bireşim-lenmesinde kullanılır. C vitamini kobalta ters etki gösterir. Yeterince kobalt içermeyen besinler genellikle kansızlığın önlenmesi için gerekli olan bazı elementleri de içermez. Yüksek oranda kobalt içeren toprakta yetişen besinler önemli bir kobalt kaynağıdır. Yeterince B12 vitamini içeren beslenmenin yeterli oranda kobalt da içerdiği söylenebilir. Ayrıca bak. vitamin B12 eksikliği.
kobaltit, çoğunlukla kobaltın bir bölümünün yerini demirin aldığı kobalt sülfoarsen-yür([Co,Fe]AsS) yapısında, yüksek sıcaklıklı cevherlerde rastlanan bir sülfür minerali. Elde edildiği başlıca yerler SSCB’de Azerbaycan’daki Taşkesen ve Hindistan’ daki Racasthan’dır. İzometrik sistemde kristalleşir; yapısı piritinkine çok benzer. Pirit grubu minerallerinden aynlan özelliği, S2 gruplarının yerini AsS ya da SbS’nin almış olmasıdır; aynca piritler kadar sert değildir. Ayrıntılı fiziksel özellikleri için bak. sülfür mineralleri (tablo).
kobay, Rodentia (kemiriciler) takımının Caviidae familyasının, içinde evcil kobayın da yer aldığı Caviinae altfamilyasını oluşturan, Güney Amerika’ya özgü 13 memeli türünün ortak adı. Küçük yapılı, tombul gövdeli ve kuyruksuz olan bu hayvanlar boz ya da kahverengi tüylü evcil kobaya(*) benzer. Uzunluktan 25-30 cm, kulaklan küçük, bacaklan kısadır. Bu özellikleriyle yakın akrabaları olan maralardan(*) kolayca ayrılırlar. Kobayların dört cinsi vardır: Cavia (gerçek kobaylar), Kerodon (kaya kobaylan), Galea ve Microcavia (dağ, bataklık ve pampa kobaylan).
Topluluk halinde yaşayan bu hayvanlar kazdıkları tünellerde bannır. Bazen açtıkla-n tüneller o denli geniştir ki üstlerine basıldığında kolayca çökebilir. Otlar ve yapraklar başlıca besinlerini oluşturur. Geceleri etkinlik gösteren bu hayvanlar ova, bataklık ya da taşlık engebeli alanlar gibi çeşitli yaşama ortamlarında görülebilir. Dişiler yılda iki kez, yaklaşık iki ay süren gebelik döneminin ardından 1-4 yavru doğurur.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*