Genel

STENDHAL

STENDHAL
“Cannery Row” (Sardalya Sokağı, 1945), ‘The Pearl” (İnci, 1947), ‘The Wayward Bus” (Aşk Otobüsü, 1947). Sonraki yapıtlarında, daha basit konuları işledi. Bu döneminde de, romancı kişiliğini ortaya koyan üç önemli roman yazdı. Bunlar “Burning Bright” (Alev, 1950), “East of Eden” (Cennet Yolu, 1952) ve “The Winter of Our Discontent”dir (1961). Eleştirmenlere göre, bu yapıtlarının hiçbirinde önceki başarısına ulaşamadı. “East of Eden”, 1955’te filme alındı. Steinbeck, ‘The Pearl” ve “T-he Red Pony” (Al Midilli, 1937) adlı yapıtlarını sinema için senaryolaştır-dı. Kendi yapıtlarından yola çıkarak yazdığı diğer senaryolar arasında “Forgotten Village” (Unutulmuş Köy, 1941) ve “Viva Zapata!” (1952), özellikle ilgi çekti. Steinbeck’in üslubundaki lirizm, onu kimi zaman çarpıcı bir gerçekçiliğe, kimi zaman da santimentalizme götürdü.
STENDHAL (1783 Grenoble-1842 Paris), Fransız romancısı. Asıl adı Marie-Henri Beyle’dir. Babası zengin bir avukattı. Çocukluğunun en önemli olayı, yedi yaşındayken çok sevdiği annesini yitirmesi oldu. Babası ve halası tarafından yetiştirildi. Öğrenimini sürdürmek üzere gittiği Paris’te yeğeninin aracılığıyla Savaş Bakanlığı’na girdi. Görevli olarak İtalya’ya gönderildi (1799). Daha sonra ordudan ayrıldı (1802) ve Paris’te üç yıl başıboş bir hayat sürdü. Genç bir tiyatro oyuncusunun ardına takılarak Marsilya’ya gitti ve bir ihracat şirketinde çalıştı. Yeniden orduya girdi (1806). Subay olarak Napoléon’un Rusya Seferi’ne katıldı (1813). Ordudan ayrılarak Milano’da yerleşti (1814). Mozart. Haydn ve Napoléon üzerine kitaplar yazdı. “Rome, Naples et Florence” (Roma, Napoli ve Floransa. 1817) adlı öykü kitabını yayımladı Onu İtalyan yurtseverleriyle ilişki kurmakla suçlayan Avusturya hükümeti tarafından Paris’e dönmeye zorlandı (1821). Dokuz yıl boyunca, düşük bir gelirle Paris’te yaşadı ve kendini edebiyata verdi. Roman yazmaya oldukça geç başladı, ilk romanı “Armance” (1827) ilgi uyan-
dırmadı. Fransız hükümeti tarafından, Roma yakınlarındaki Civita Vecchia konsolosluğuna atandı (1831). Yeniden Paris’e döndükten sonra (1841), bir inme sonucu öldü. Stendhal, coşumculuk döneminde yaşamasına karşın gerçekçilik akımının öncülerinden biri oldu, insanı toplumsal çevresiyle birlikte inceledi ve çevrenin, insanın ruh dünyası üzerindeki etkilerini gösterdi. “Le Rouge et le Noir” (Kırmızı ve Siyah, 1830) adlı ünlü romanında, çağının Fransa’sının değişik toplumsal kesimlerini sergiledi, toplumda kendine bir yer edinmek için her şeyi göze alan bir gencin trajik öyküsünü, duygusallığa kaçmadan, nesnel bir anlatımla dile getirdi. Başlıca romanlarından biri sayılan “Le Chartreuse de Parme”da (Parma Manastırı, 1839), Napoléon ordularının işgali altındaki İtalya’yı yansıttı. Fransız toplumundaki çıkarcı düşünce tarzını yeren “Lucien Leuwen” adlı romanınıysa bitiremedi. Yaşadığı dönemde anlaşılamamış, bu nedenle de başarılı olamamış bir yazar olan Stendhal, günümüzde 19. yüzyılın en önemli romancılarından biri olarak değerlendirilmektedir.
STENOGRAFİ, söylenen sözleri, söylendiği kadar hızlı yazmaya elverişli, kısaltılmış ve uzlaşmalı işaretlerden oluşan yazı. Sözcük, ilk kez İngiliz John Willis tarafından 17. yüzyılda kullanılmasına rağmen, böyle bir yazıya duyulan gereksinme, daha çok ilkçağlarda ortaya çıkmıştı. Bunun ilk örnekleri de Yunan takig-rafisi ile Marcus Tullius Tiro’nun hazırladığı sembollerdir. Bu yazı biçimi, Ortaçağ’da mahkeme tutanaklarında kullanıldı. Özellikle 15. yüzyıldan sonra geliştirilmeye çalışıldı, bu alanda 17. yüzyılda Alman, Fransız
ve İngiliz ekolleri oluştu. Samuel Taylor, geliştirdiği ve her fonemin bir işaretle karşılanması esasına dayanan fonetik yazı biçimiyle stenografinin ilerlemesine hız kazandırdı. Bu yeni buluş, bazı değişikliklerle çeşitli ülkelerde kullanıldı. Bu konuda 19. yüzyılda Pitman ve Gregg sistemleri ortaya kondu. Pitman sistemi, benzer sesleri benzer işaretlerle gösterme ilkesinden hareket ederken, Gregg sistemiyse harflerin yerine onların değişik seslerini temsil eden semboller koyma esasına dayanmaktadır. Türkiye’de Pitman ve Gregg sistemlerinden yararlanılarak, “komisyon stenografi” adı verilen ve 1956’da kararlaştırılan bir sistem kullanılmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir