Bilmiş ol ki: Yağmur talep etme namazının meşruiyeti, Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz’in hicrî altıncı yılda Ramazan-ı Şerîf’de namazgâha çıkmasıyla sâbit olmuştur. Bu konuda as- lolan işte bu fiilî sünnettir.454 Hz. Âişe-i Sıddîka (R. Anhâ) Vâlidemiz bu konuda şöyle anlatıyor: Halk, Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz’e yağmur yağmadığından meydana gelen kuraklıktan dert yandı. Bunun üzerine Resûlüllah (SA.V.) namazgâha bir minber konulmasını emretti. Bir gün ta’yin ederek o günde namazgâha (açık havada bulunan ve çoğu zaman bayram namazları kılman yer) çıkacağını va’detti. Günü gelince Resûlüllah (SA.V.) va’dettiği yere doğru çıktı ki güneşin bir tarafı doğmuş vaziyette idi. Minber üzerine oturup Allah’a hamdetti; sonra şöyle dedi: «Bölgenizin kurak gitmesi sizi üzmüş oldu ve bu durum hoşunuza gitmedi. Zamanı geldiği halde yağmur yağmadığı için sıkıldınız. Allah (C.C.) size emrediyor. Ona duâ ediniz. Duâ- mzı kabul edeceğini de size va’detmiştir.» Peygamber (SA.V.) Efendimiz sonra şöyle hamdetti: «Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. O, din (cezâ) gününün yegâne sâhibidir. Allah’tan başka tapılacak hakiki ma’bud yoktur. O, dilediğini yapar. Allah’ım! Sen (tek) Allah’sın. Senden başka hak ilâh yoktur Sen Ganiy’sin (hiç kimseye muhtaç değilsin; herkes sana muhtaç), bizler ise fakirleriz. Üzerimize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet yap; hayra ulaşmaya vasıta kıl…» Ve sonra Resûlüllah (S.A.V.) iki mübarek ellerini kaldırdı. O kadar ki koltuk altlarının beyazlığı görünüverdi. Sonra arkasını halka çevirdi; hırkasını ters döndürdü. Elleri kalkık vaziyette idi. Sonra da yüzünü halka çevirip minberden indi, iki rek’at namaz kıldı. Az sonra Cenâb-ı Hak bir bulut meydana getirdi. Şimşekler çaktı; derken Allah’ın izniyle yağmur yağdı. Resûlüllah henüz mescidine gelmeden akan yağmur sel halini aldı. Sahâbe-i kirâmm sür’atle evlerine ve sığınılacak yerlere kaçtıklarını görünce ön dişleri görünecek şekilde güldü ve şöyle buyurdu: «Şehâdet ediyorum ki Allah her şeye kadirdir Ben de O’nun kulu ve Resûlüyüm.»455 Kur’ân-ı Kerîm’de bu hususa temas edilerek buyuruluyor ki: «Size gökten bol bol yağmur indirsin. Sizi mallar ve oğullarla desteklesin ve sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıt- sın.» Bu sebeble yağmur istek mes’elesinde istiğfarda bulunmak meşrû olmuştur. Kaadı Beydavî’de de aynı husus belirtilmiştir. Rivâyete göre, Ömer bin Hattab (R.A.) istiğfarı yağmur isteğine hasrederken bu âyetle istidlâlde bulunmuştur. El- Kevâkib kitabında da aynı mevzua yer verilmiştir.
TAŞLAR ÜZERİNE OKUMAKLA YAĞMUR TALEP ETMEK VE EFENDİLER EFENDİSİ MUHAMMED’E (SA.V.) İSTİĞFAR YA DA SALÂVAT GETİRME HARKINDAKİ ÂYETLER VE SAHİH HADİSLER
25
Eki