YAPIM SIRASINDA ALINMASI
GEREKLİ ÖNLEMLER
Genel olarak sigara tek çeşit tütünden değil, çeşitli tütünlerin karışımından yapılmaktadır. Bu işleme tütüncülükte, Harman denir. Harmanlara iyi, nitelikli tütünler konursa daha az zararlı ürünler elde edilmiş olur. Örneğin, bir takım Amerikan sigaralarının Mfilitreli” olmayanlarının bile, en az nikotin ve katran vermeleri/ bunlara katılan Samsun ve İzmir tütünlerinin varlığına bağlıdır.
Öte yandan, harman yapımı sırasında toz tütünler de kağıt haline getirilip kıyılarak sigara tütünlerine kanştınlabilmektedir. Bu yetmezmiş gibi, kullananın sağlığı dikkate alınmadan, onu memnun ettiği sanılarak sigara harmanlarına, koku maddeleri, çukulata tozu, hatta barsak tozu karıştırıldığı anlaşılmıştır.
Teknolojinin İlerlemesiyle de, ambalajı çok süslü, çekici, ama içinde sağlığa çok zararlı tütünler ve maddeler tüketiciye sunulmaktadır.
SONUÇ
Tütün çeşitleri arasında nikotin ve katranla öteki zararlı maddeleri en az içinde bulunduracak tütünler, çok az gübrelenmell, taban arazilerde ünetilmemeli, dallan koparılmamalı, çiçekleri kırılmamalıdır.
Tarımsal mücadele ilaçlarının en az artık bırakanları uygulanmalı bunların denetimi şıklaştırılmalı, bu alanda Tekel ile işbirliği yapılmalıdır.
Yapım sırasında harmanlara, en az zararlı madde kapsayan tütünler karıştırılmalı, yabancı maddeler kesinlikle konulmamalıdır.
Ancak en önemlisi, tütün kullanma alışkanlığının hiç bir zammı tümüyle zararsız bir duruma getirilemeyeceğinin toplumca bilinmesidir.
Bu yazı, İstanbul’da yapılan 15. Törk TOberkbloz Kongre, sinin 22 Haziran 1981’dakl ”Sigara ve İnsan Sağlığı” konulu açık oturumda sunulan bildiriden kısaltılarak hazırlanmıştır.
AZ ZARARLI TÜTÜN ?
j Prof. Dr. Kâmil İLİULU *
Tütün yapraklarındaki alkalold ve protein
■ miktarları, tütün bitkisinin çeşidine göre önemli ölçüde değişiklik gösterir. Bir bölüm tütün çeşitlerinde tüm alkaloidlerin, bunların yanında nikotinin de miktarı yüksektir. Bir bölümünde ise bu maddeler az oluşmuştur. Aşağıda verilen örnekler bunu açıkça göstermektedir:
YERLİ TÜTÜN ÇEŞİTLERİ VE OYMAK LARINDA NİKOTİN ORANI (°/o olarak)
*. ■ rivmî |
0.55—0.94 |
Düzce |
0.89—1.89 |
Samsun |
0.23—2.50 |
Gönen |
1.25—1.97 |
Bursa |
0.30—1.90 |
Bafra |
047—2.24 |
Seferlhlsor |
0.50—1.54 |
Hendek |
1.98-3.95 |
Taşova |
0.87—1.94 |
Trabzon |
2.25—6.56 |
Nikotin ve toplam alkaloidleri az olan tütünleri üretebilir ve böylece kullananın (tiryakinin) az zarar görmesini sağlayabiliriz.
Nikotinsiz tütün çeşitleri de vardır, ancak bu gibi tütünleri, kullananlar istememektedir, Bunlardan sigara harmanlarının yapımında yararlanılabilir. Tütün çeşitlerine göre, ayrıca kullanana zarar veren maddelerden, protein, katran, tanan vb. lerinin oranları da değişmektedir. Örneğin, protein için bu oran, ülkemizin çeşitli tütünlerinde şöyledir {% olarak):
İzmir Bursa 6.13—7.83
(Çıtır) 5.87—8.94 Bafra 7.44—12.00
Samsun Trabzon 7.90— 944
(Maden) 7.50-8.18 Trakya 7.18—13.13
Sert içimli tütünlerde protein oranı yüksek olmaktadır. Bunlarda, katran miktarları da yüksektir. Bu öğelerin az oluştuğu tütün çeşitleri de üretilebilir.
Ülkemizin sigaralık tütünlerinin dışındaki tütün çeşitlerinde de nikotin ve benzerleri yine yüksek orandadır. Tütün kimyasını oluşturan bu ve benzeri maddelerle, yanma sırasında ortaya çikan maddelerin düşük oranda bulunduğu, daha az zararlı tütünlerin tarımı yapılabilir. Bu bilinen bir konuysa da, ülkemizde yeterince önem verilmemektedir.
TÜTÜN TARIMINDA ALINACAK ÖNLEMLER
a) Gübrelemede :
Tütünler gübrelendikçe, yapraklarındaki kimyasal yapı ve maddelerin oranları değişir, özellikle, kullananı çok etkileyen ve zehirleyen nikotin başta olmak üzere, alkaloidlerin, proteinlerin miktarı artar, bitki sert içimli tütün niteliği kazanır. Ne kadar çok azotlu gübre verilirse, adı geçen maddelerin oranı o kadar artar. Buna göre, tüketicinin sağlığına az zarar vermesi istenen tütünlere gübre verilmemelidir, örneğin, ülkemizde Samsun (Maden, Canik, Dere oymakları) tütünlerine gübre verilmez. 6^8 yılda bir, daha önce ekilen bitkiye veriien gübreden tütün yeterince yararlanmaktadır.
Buna karşılık, sert içimli, nikotin ve benzeri maddelerin, protein ve azotun yüksek oranda bulunduğu puroluk, pipoluk, enfiyelik, nargilelik tütünlerle sigaralık, sert tütünler üretilirken, bitki her yıl gübrelenir, örneğin, Hasankeyf, Tömbeki, Virginnia, Buriey, tütünleri her ekim ayında gübrelenirler. Samsun, İzmir gibi, gübrelenmeyen veya çok az gübrelenen çeşitlerin dekarından (1000 m[1] den) 7030 kg. kuru yaprak alınırken, Burley’de bu miktar 400-500 kg. olmaktadır. Fazla tütün elde edildiğinde, üreticiyle birlikte aracı kişi ve şirketler çok kâr sağlamakta ancak, kullananlar hem ekonomileri hem de sağlıkları açısından en çok zarara uğrayan kişiler olmaktadırlar.
b) Toprak Yapısında :
Azot bakımından zayıf, kalkerli, mikalı topraklarda azotlu gübre verilmeden üretilen tütünler, hem yüksek nitelikli hem de tüketiciye en az zarar veren tütün türleridir. Tersine, azottan zengin, derin ova topraklarında üretilenlerde, fazla azotlu bileşiklerden oluşan alkaloidlerin, proteinlerin miktarı artar. Bu gibi verimN ova ve akarsuların sürüklediği topraklara* taban toprakları da denir.
Ülkemizdeki Samsun tütünü gibi, zayıf topraklarda üretilen tütünler, bilinen en yüksek nitelikli, en az nikotin {% 0.23) ve katran İçeren tüketiciye en az zarar veren çeşitlerdir. Buna karşılık, Bafra, Trabzon vb. tütünlerimiz, tabanda üretilebilen sert içimli ürünlerdir. Dışarıya sattıklarımız arasında birinciler ön sırayı almaktadır.
c) Tarım ve İşleme Tekniğinde :
Tarımsal üretim ve işleme tekniğinde yapı-
fecek ¡bu hayvanlar, uçtan kıvrımlı bir altın çubuk üzerindedirler. Bu çubuk baş kısmı İki helezonla sona eren iğnenin boynuna bir telle bağlanmıştır. Altın safihalardan yapılmış, sırt sırta vermiş kuş cinsinden hayvanlarla süslü bu iğne, tekniği ve yapılış şeması ‘bakımından Truva II. “D” ve “O” hazine buluntularındaki iğnelere ve C. Blegen tarafından Truva ll-g evresine verilen bir yapıda bulunmuş çift helezonlu altın iğneye benzemektedir.
Poliochni hazînesinde bulunan sepet biçimli salkım küpeler de ince altın tellerin yan yana getirilip bir sepetçik oluşturacak biçimde kıvrılarak yapılmış olmalarıyla, üzerinde bulunan süs- leri ve uçlan idollerle sona eren zincir askılarıyla Truva II. MAM hâzinesi küpelerini ve diğerlerine çok benzerler. (H. Schmidt. Heinrjph Şçh- liemann’s Sammlung, Trojanischer Afterfümet, Berlin, 1912) İnce altın çubukların kıvrılıp yan yana lehimlenmeleriyle oluşturulan küpe çeşidi de Truva II hazine buluntularındakilerin benzeridir. {Res. 3)
Burada bulunan bir grup köpe, Truvalı biçimlerden farklılık gösterir. Yuvarlak halka şeklindeki iğneli bu küpeler bir çiçeğin taç yapraklarının andırır biçimde bezelidir. Bu beş altın küpeden yalnız ikisi çifttir, diğer üçü tekdir. Çanak (bölümünün ortasında yuvarlak bir kabartı ve etrafında yapraklar bulunan çok nadide bir eserdir. Külçe ve safiha biçiminde altından yapılmış, İçleri halkalı düğmecikler, düz ve dişli çark biçimli halkalar çift koni biçimli halkalar, boncuklar, yüzükler, ortası delikli yuvarlak boncuklarla dört hezonlu boncuklardan oluşan kolye taneleriyle üzeri delikli altın çubuk ta Truva’dan bilinenlerin tam benzeridir. Ortaları boru şeklinde delik boncuklar bilindiği gibi Truva II. “A, G” hâzinelerinden başka C. Biegen tarafından Truva ll-G evresinde Alaeahöyük “H” mezarında, Mezopotamya’da Ur’da ve Mari’de bulunmuştur. (H 2. Kosay, Ataca Höyük 1937-39
Kazı Raporu: Lev CXXXIV; A. Parrot, Mission Arceologique de Mari II S. 198 Şek. 144 246). Aynı şekilde Anadolu ve Mezopotamya’nın çeşitli merkezlerinde ele geçen dört helezonlu altın boncuklarla, bu gerdanlık tanelerinin Anado* lu’da bir süs öğesi olarak kullanılmış olabilecekleri
ft Ank. Ü. Zlrett FakOlM