yapman lazım gelen bir işi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, İşi de kendine yeter.

  • yapman lazım gelen bir işi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, İşi de kendine yeter.

8u sayfalardaki satırlar, rahmetli hocamız Ali Fuad BAŞGİL in “GENÇLERLE BAŞBAŞA” adlı kitabı­nın son bölümünden alınmıştır. Çalışma hayatımızı yönlendiren bu değerli tavsi­yeleri, Vehip Sinan Beyin karikatürleriyle birlikte

ayakkabı boyacısı

ayakkabı boyacısı

neşrediyoruz.

  • İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Kü­çük ihmalden, bazen büyük zarar doğduğunu unutma.

  • Fikrî çalışmalar için, her gün belirli vakit­lerde olmak üzere 2-3 saat uğraşmanız kâfidir. Büyük İslâm feylesofu ibni Sina, dünyaca meş­hur olan (Kitab-uş-Şifâ) sını, meşhur İngiliz fey­lesofu Spencer, muazzam eserlerini; Fransız edibi Emil zola ise, her sene 1500-2000 sayfayı bulan yayınlarını, günde 2-3 saatlik munta­zam bir çalışmayla ortaya koymuşlardır.

  • çok düşün, ve bil ki; çalışmak, mutlaka ha­reket etmek, okumak, veya yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, maden kuyuların­da kazma sallayan işçiden daha çok çalışmak­tadır.

  • verimli çalışmayı, sakın iş üzerinde geçir­diğin zamanla ölçüp de “bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir” deme, çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak.

  • Bir iş yerinde yorulursan, dinlenmek için işini değiştir veya çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile, aslâ boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi pas tutar.

  • Başladığın bir işi (bir dersi, bir kitabı, bir vazifeyi) yapıp bitirmeden, başka bir işe (der­se, kitaba ve vazifeye) başlama. Yarıda kalan iş, başlanmamış demektir.


SİKArtf
^EKTüP/Am

COP

VSü

KüTUSLI VA ELİMİN ALTiNPA- OKUMAYA ,

&ÂmAPKı- s

  • Bir işe başlamadan veya bir derse oturmadan önce düşün ve çalışman için lazım olan şeyleri elinin altında bulundur, ikide birde kalem kâğıt aramaya kalkıp da dikkatin dağılmasın.
  • çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
çalışmağa oturduğun zaman, ateş hattında düşman gözetle­yen bir asker gibi uyanık ol ve dik­kat kesil. Bütün ruhî ve bedenî kuvvetinle kendini işe ver.

 

—Bir zamanda yalnız bir tek iş yap, yalnız bir ders, kitap, hattâ bir fasıl üzerinde çalış. Tâ ki, dik­katin ve kuvvetin yayılıp zayıfla­masın. Aynı anda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirisini tam ve temiz yapamaz.

  • İşinde rastladığın bir güçlü­ğü evvelâ parçala, her parçayı bi­rer birer ve sıra ile yenmeğe çalış. Bunun için de, meselâ, bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına kısım fasıl ve bahislerine ayır. Sıra ile her bahsi iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür bahse geçme.
  • Sebat et genç dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur, ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.
  • Gece yatağına uzandığın za­man, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.


— çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki; her gün ve her saat, çalışmanın en müsait za­manıdır.

 

—Bir işe başlamadan önce, o işi (dersi, vazifeyi, kitabı) en kısa za­manda, en kolay ve en temiz bir surette nasıl yapmak, gerektiğini iyice düşünüp hesapla.

 

  • Bir günde ve bir zamanda yapman lazım gelen bir işi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine yeter.

Bu sayfalardaki satırlar, rahmetli hocamız Ali Fuad BAŞGİL’in “GENÇLERLE BAŞBAŞA” adlı kitabı­nın son bölümünden alınmıştır. Çalışma hayatımızı yönlendiren bu değerli tavsi­yeleri, Vehip Sinan Beyin karikatürleriyle birlikte neşrediyoruz.

  • İşinde ve dersinde herhangi bir fikri ve noktayı küçümseyerek ihmal edip geçme. Kü­çük ihmalden, bazen büyük zarar doğduğunu unutma.

  • Fikrî çalışmalar için, her gün belirli vakit­lerde olmak üzere 2-3 saat uğraşmanız kâfidir. Büyük İslâm feylesofu ibni Sina, dünyaca meş­hur olan (Kitab-uş-Şifâ) sını, meşhur İngiliz fey­lesofu Spencer, muazzam eserlerini; Fransız edibi Emil zola ise, her sene 1500-2000 sayfayı bulan yayınlarını, günde 2-3 saatlik munta­zam bir çalışmayla ortaya koymuşlardır.

  • çok düşün, ve bil ki; çalışmak, mutlaka ha­reket etmek, okumak, veya yazmak demek değildir. Düşünen bir insan, maden kuyuların­da kazma sallayan işçiden daha çok çalışmak­tadır.

  • verimli çalışmayı, sakın iş üzerinde geçir­diğin zamanla ölçüp de “bugün şu kadar saat çalıştım, yetişir” deme, çalışmanın neticesine ve öğrendiğine bak.

  • Bir iş yerinde yorulursan, dinlenmek için işini değiştir veya çalışma hızını yavaşlat. Fakat dinlenme bahanesi ile, aslâ boş oturma. Boş oturanın içi, işlemeyen demir gibi pas tutar.

  • Başladığın bir işi (bir dersi, bir kitabı, bir vazifeyi) yapıp bitirmeden, başka bir işe (der­se, kitaba ve vazifeye) başlama. Yarıda kalan iş, başlanmamış demektir.


COP

ÜŞÜ

KUTUSU VA £L\AMN ALTiNVA- OKUMAYA ,

Ss^ RiM • yS’

 

  • Bir işe başlamadan veya bir derse oturmadan önce düşün ve çalışman için lazım olan ‘şeyleri elinin altında bulundur, ikide birde kalem kâğıt aramaya kalkıp da dikkatin dağılmasın.
  • çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir.
gü P£FÂCOK DİKKATL( y^P/ŞTıf^ACAG\AA.

çalışmağa oturduğun zaman, ateş hattında düşman gözetle­yen bir asker gibi uyanık ol ve dik­kat kesil. Bütün ruhî ve bedenî kuvvetinle kendini işe ver.

 

—Bir zamanda yalnız bir tek iş yap, yalnız bir ders, kitap, hattâ bir fasıl üzerinde çalış. Tâ ki, dik­katin ve kuvvetin yayılıp zayıfla­masın. Aynı anda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirisini tam ve temiz yapamaz.

  • İşinde rastladığın bir güçlü­ğü evvelâ parçala, her parçayı bi­rer birer ve sıra ile yenmeğe çalış. Bunun için de, meselâ, bir dersi, bir kitabı en basit elemanlarına kısım fasıl ve bahislerine ayır. Sıra ile her bahsi iyice ve noksansızca anlayıp öğrenmeden öbür bahse geçme.
  • Sebat et genç dostum, sebat et! Damlaya damlaya göl olur, ve aynı noktaya düşen damlacıklar, zamanla mermeri bile deler.
  • Gece yatağına uzandığın za­man, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.


Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*