I — İSLÂM ÜLKESİNDE GAYR-İ MÜSLİMLER : İslâm ülkesindeki gayr-i müslimleri hak ve mükellefiyet açısından üçe ayırmak gerekir: Zimmîler, Müste’menler, Harbîler. A — Zimmîler: Daha önce de işâret edildiği üzere zimmî: İslâm ülkesi vatandaşlığını talep etmiş ve bu talebi kabul edilmiş bulunan gayr-i müslimler ile bunların eş ve çocuklandır. Zimmîler İslâm ülkesinde -prensip olarak- müslümanlar gibidir; aynı haklara sâhiptirler. «Bizim leh ve aleyhimizde ne varsa onlar için de aym şeyler vardır» ifâdesi umûmiyetle benimsenmiştir. Hz. Ali’nin «Onlar mal ve canlan bizimkiler gibi olsun diye zimmî olmuşlardır» ifâdesi meşhurdur. (10) Bu umûmi kaidenin bâzı istisnalan vardır. Bu istisnalar onların dini husûsiyetlerine dayanmaktadır. Misâl olarak zekât ve cihad ile mükellef olmadıklarım, buna mukabil cizye (bir nevî vergi) ödemeleri gerektiğini, devlet başkanı olamayacak – lannı zikredebiliriz. (11) B — Müste’menler: Müste’men «emn ve emân» kökünden olup kendisine emân (güvenlik, emniyet) verilmiş, müste’min ise emân isteyen demektir. İstılâhî bakımdan «İslâm ülkesine izinli girmiş yabancılar» şeklinde anlamak mümkündür.
YURT DIŞINDA MÜSLÜMANLAR 367
13
Ara