wiki

ZEYD BİN SÂBİT (r.a),

shab-ı kirâmın
büyüklerinden. Yaklaşık olarak 612 senesinde Medine’
de doğdu. Hicrî 45 veya 55 senesinde Medine’de vefat
etti. Peygamberimiz (s.a.v.) İslâmiyeti yaymak üzere
Eshab-ı kirâmdan Mus’ab bin Umeyri Medine’ye göndermişti.
Bu sırada henüz onbir yaşlarında olan Zeyd
bin Sabit de Mus’ab bin Umeyr vasıtası ile müslüman
oldu. Müslüman olunca hemen Kur’ân-ı kerîmin vahyolunan
âyetlerini ezberlemeye başladı. Bir taraftan
ezberliyor, bir taraftan da Beni Neccar Kabilesinin
çocuklarına öğretiyordu. Kur’ân-1 kerîme o kadar
muhabbeti ve sevgisi vardı ki, Peygamberimiz (s.a.v.)
Mekke’den Medine’ye hicret etmeden önce O, onyedi
sûreyi ezberlemişti. Hicretten sonra Peygamberimiz
(s.a.v.) O’nun bu hâlini büyük bir memnuniyetle
karşılaıpıştır.
Bedir Savaşı yapıldığında Zeyd bin Sabit onüç
yaşında idi. İslâm ordusu hareket etmek üzere iken O
da katılmak istedi. Fakat yaşı küçük olduğu için Peygamberimiz
(s.a.v.) O’na izin vermedi. Emre uyarak
Medine’de kaldı. Uhut Savaşına da bu sebeple katılmadığı
rivayet edilmiştir. Hendek Savaşma hazırlık için
hendek kazma işinde çalışmış ve savaşa katılıp, büyük
fedakârlıklar göstermiştir. Tebuk Gazvesinde sancak
taşımıştır. Hudeybiye antlaşmasında, Mekke’nin fethinde,
Huneyn Gazvesinde ve Taif Muhasarasında ve
Veda Haccında bulunmuştur.
Zeyd bin Sabit’in Peygamberimizden (s.a.v) nvayet
kâtibi idi. Peygamberimizin (s.a.v.) emri üzerine Süryaniceyi
kısa zamanda öğrenmiştir. O dil ile hükümdarlardan
gelen mektupları terceme eder. Peygamberimizin
(s.a.v.) etrafta bulunan emir ve hükümdarlara gönderdiği
mektupları yazardı.
Kıraat ilminde yüksek ilim sahibi idi. Hafızası çok
2 9 3 Rehber Ansiklopedisikuvvetli olup Kur’ân-ı kerimi okuyup hatmettikten
sonra ezberlemiştir. Hadis ilminde ve fıkıh ilminde
feraiz ve kaza (hüküm verme) ve fetva ilimlerinde de
son derece bilgili idi. Rasih ilimli, yani ilmini nübüvvet
kaynağından almış ve Kur’ân-ı kerîmde (ilimde rasih
olanlar) buyurularak medhedılen âlimlerden olmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.) vefat ettiği sırada Eshab-ı
kiramdan Kur’ân-ı kerimi tamamen ezberlemiş olan
çok hafız vardı. Hz. Ebû Bekir zamanında dinden
dönme olayları sebebiyle çıkan savaşlarda çoğu şehit
olmuştu. Yemame savaşında yetmiş hafız şehit edilmiş­
tir. Böylece sayıları bir hayli azalmaya başlamıştı. Bu
durum karşısında Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir’e müracaat
edip, o zaman dağınık sahifelerde yazılı olan Kur’ân-ı
kerîm âyetlerinin bir kitap halinde toplanmasını rica
etti. Hz. Ebu Bekir bu iş için Zeyd bin Sabiti çağırıp “ Ey
Zeyd sen genç ve akıllı birisisin. Senin ayıplanacak ve
seni töhmet altında bırakacak hiçbir halin yoktur.
Resul-i ekremin hayatında O’nun vahiy katibi idin. Sen
Kur’ân-ı kerîm âyetlerini bir araya topla” buyurdu.
Bunun üzerine Zeyd bin Sabit bu iş için bir heyet
kurarak büyük bir titizlikle ve gayretle Kur’ân-ı kerim
âyetlerini bir araya toplayıp mushaf haline getirdi. Bu
mushafı Hz. Ebu Bekire teslim etti (Bkz. Kur’ân-ı
kerim).
Hz. Ömer halifeliği sırasında Zeyd bin Sabit’i Medine
kadılığına tayin etti. Medine’den bir yere gidince de
Zeyd bin Sabiti yerine vekil olmak üzere Medine’de
bırakırdı. Ayrıca Beytül mal (hazine) eminliği vazfesini
de O’na verdi.
Zeyd bin Sabit Hz. Osman’ın halifeliği sırasında da
O’na en başta gelen yardımcılardan olmuştur. Hz. Ebu
Bekir devrinde bir kitap halinde bir araya getirilen
Kur’ân-ı kerimin tek nüshası, Hz. Osman’ın emri ile
Zeyd bin Sabit başkanlığında bir heyet tarafından altı
tane daha mushafı-ı şerif yazılıp, belli merkezlere gönderilm
iştir. Hz. Ali zam anında M edine’den
ayrılmamıştır.
Zeyd bin Sâbit (radıyallahü anh), Eshâb-ı kiram
arasında, feraiz bilgilerini en çok bilen idi. Nitekim bir
hadis-i şerifde: “Sizin feraizi en çok bileniniz
Z eyddir” buyuruldu. Eshab-ı kiram arasında fıkıh
ilminde dört sahabe meşhurdur. Bunlar. Zeyd bin Sabit,
Abdullah bin Mes’ud, Abdullah bin Ömer ve Abdullah
bin Abbas’dır. Bütün dünyaya yayılan fıkıh ilminin
kaynağı bu dört büyük sahâbidir. Bu hususda Eshâb-ı
kiramın iki meclisi vardır. Biri Hz. Ömer’in ilim meclisi,
diğeri Hz. Ali’nin ilim meclisidir. Zeyd bin Sabit Hz.
Ömer’in meclisine dahil idi.
Zeyd bin Sabit büyük işler başaran ve büyük hizmetler
bırakan bir sahâbidir. Ümmeti ıslah hususundaki
gayretleri, yerinde ve zamanında müdahaleleri ile işleri
yoluna koyma çabaları ve ilmin yayılması hususundaki
çalışmaları gibi nice hizmetler yapmıştır. O’nun hizmetleri
anlatılamayacak kadar çok ve büyüktür.
Hz. Muaviye’nin halifeliği sırasında elli yaşının üzerinde
iken Medine’de vefat etti. Vefat haberi müslümanlan
çok üzmüştür. Cenazesinde Abdullah ibni Abbas,
Said bin Müseyyed ve Ebu Hureyre de bulunup, göz
yaşı dökmüşlerdir. Cenaze namazını Mervan bin Hakem kıldırdı.Zeyd bin Sâbit vefât edince, Ebû Hüreyre (radıyallahü
anh): “Bu ümmetin âlimi vefât etti. Umulur ki,
Allahü teâlâ, Abdullah ibni Abbâsı (radıyallühü
anhümâ) ona halef buyurur” demişti. Eshab-ı kiramdan
Ebu Hureyre ve İbni Abbas, Tâbiinden Ebu Abdurrahman
Sülemi ve Ebu Aliye Rubahî, Zeyd bin Sabitten
kıraat ilmini okumuşlardır. Zeyd bin Sabit’in oğlu
Harice Tebn-i Zeyd, Fukah-i Seb’a denilen yedi büyük
âlimden birisidir.
Zeyd bin Sabit, Peygamberimizin (s.a.v) vahiy
ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:
“K im İslâm dininden başka bir m illet (din)’in
yem ini üzerine yalan yere, bile bile yem in
eder8e o dediği gibi olur. Kim kendini bir şeyle
öldürürse, kıyam et günü onunla azab olunur.
Bir kişi üzerine, m alik olmadığı şeyde nezretm
ek yoktur. Bir mü’mine lânet etm ek, onu
öldürmek gibidir.”
“K im dünyalık peşinde olarak sabahlarsa,
Allahü teâlâ. O’nun işini zorlaştırır, m alzemesini
dağıtır, kendisini açgözlü kılar, yoksulluğu
gözünün önünde canlandırır, dünyadan da nasibinden
fazla bir şey kendisine verilm ez. Am a
ahiret düşüncesiyle sabahlayan kim senin işini
Allahü teâlâ kolaylaştırır, varlığım (servetini)
korur, kalbini zenginleştirir, kendisi yüz çevirdiği
halde dünya kendisine teveccüh eder (yönelir).”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir