Yıllık Arşiv: 2016

ENVERÎ (Sadullah)

ENVERÎ (Sadullah), türk tarihçisi (doğ. 1735 – öl. 1794). Ailesi trabzonludur, gençliğinde İstanbul’a geldi, muhtelif memuriyetleri yanında ilk defa,1769’da vakanüvisliğe getirildi. Osmanli-Rus savaşı sırasında, orduya katıldı, sadrazamın dikkatini çekerek sırasıyle teşrifatçılığa (1771), vekâleten ikinci tezkireciliğe (1772) ve cebeciler kâtipliğine (1774) tayin edildi. Savaş bitince İstanbul’a dönen Enverî Efendi aynı yıl ayrıldığı vakanüvisliğe, iki yıl sonra tekrar getirildi. 1782’de mevkufatçı ve ...

Devamını Oku »

ENVER HOCA

ENVER HOCA, arnavut siyaset adamı (.; Ï1908-1985 ). Yüksek öğrenimini Fransa ve Belçika’da yaptı. Vaülant-Couturier’nin arkadaşıydı.. Komünist partisine girdi. Arnavutluk’un İtalyan – alman işgaline 1 karşı direnme hareketini -teşkilatlandıranlardan biri ve Arnavutluk Millî Kurtuluş cephesinin başıdır. .1941’de Arnavutluk Emekçi partisini kurdu; 1944’te başkumandan ve geçici hükümet başkanı oldu. 1945 Seçimlerinden ve Arnavutluk Halk cumhuriyetinin ilânından (1946) sonra da. başbakan olarak ...

Devamını Oku »

ENVER (Şairil)

ENVER (Şairil), indonezyalı yazar (Medan 1922rCakarta 1949). Kısa hayatına rağmen, Angkatan 45 adiyle anılan kuşağın en göze çarpan kişilerinden biri olmuştur, İndonezya şairlerinin en bireycisiydi. Marsman ve Slauerhoff gibi hollandalı yazarların etr kişinde kaldı. Eserlerinde halk deyimleri ve cakarta günlük konuşma dilinin terimlerini kullanır. Başlıca eserleri : Deru Campur Debu (Toz içinde Gürültü) [19493; Kerikil Tacam (Sivri Taşlar) [1949]; Yong ...

Devamını Oku »

Envâr-ül-Âşıkîn

Envâr-ül-Âşıkîn (Âşıkların Nurları), Yazıcıoğlu Ahmed Bican’ın eseri (1451). Ahmed Bican bu eserini kardeşi -yazıcıoğlu Mehmed’in Megarib-üz-Zaman (Zamanın Gariplikleri) adlı arapça eserinden tercüme ederek meydana getirdi. Mesnevî şeklinde yazılmış bir tasavvuf eseri olan Envar-ül-Âşıkîn, namaz vakitlerine işaret olsun diye, 5 bölüme ayrılmıştı: 1. Varlıkların yaratılması ve yönetilmesi; 2. Tanrı’mn, velilerin sözleri; 3. Melekler; 4. Kıyamet (yeniden dirilme); 5. Ezel ve ¿Ebed, ...

Devamını Oku »

Envâr-ı Süheyl

Envâr-ı Süheyl!, ibni Mukaffa’nın arapça Kelile ve Dimme’sinden Hüseyin Vâiz Kâşifî’nin, farsçaya aktarmış olduğu eser. Kâşifi, eserden gereksiz bulduğu yerleri çıkartmış, bazı yerlerine de eklemeler yapmış, gerektikçe Kur’an, hadis, arap ve fars edebiyatıyle ilgili sözler eklemiştir. Kitabı 14 bab üzere yazmıştır. Eser, Emîr Şeyh Ahmed Süheylî’nin buyruğu ile yazıldığından adina Kelile ve Dimne yerine Envar-ı Süheylî denmiştir,

Devamını Oku »

ENVANTER

ENVANTER i. (fr. inventaire). Borç ve alacakları meydana getiren unsurların sayım ve dökümünü yapma işlemi; bu işlemle ortaya çıkan durum: Ticarî envanter., Yıl sonu envanteri. — ikt. Envanter metodu, millî .serveti hesaplamada uygulanan iki sistemden biri. (Bu usul, götürü tahmin ilkesi üstüne kuruludur; ancak ihtirazî kayıtla, millî servetin zaman içindeki gelişmesini takip etmek için kullanılır.) — Muhas. Belirli bir anda, ...

Devamını Oku »

ENÜŞE HAN,

ENÜŞE HAN, Hive hanı (1663-1687). Şıbanlı Özbek hanlarından. Ebülgazi Bahadır Hanın oğlu.’ 24 Yıl hüküm sürdü. Ürgenç özbeklerinin yardımından faydalanarak Bu- ‘ hara özbeklerine saldırdı, Buhara, Semerkant ve Şehrisebz’i aldı. Mahmud bin Molla Muhammed Yaman ürgencı’ye, Ebülgazi Bahadır’ıh ölümüyle yarım kalan eseri Şecere- i Türk adlı tarihi tamamlattı. Kuruyan Amuderya yatağını Yengi Künbed’den Akgöl’e kadar uzatarak Yarmış arkını açtırarak ve ...

Devamını Oku »

ENÜREZİ

ENÜREZİ i. ,(fr. énurésié). Çocukta, sidik yollarında herhangi büyük bir lezyon olmadığı halde istemeyerek * ve bilinçsiz olarak işeme. (Enürezi, irade dışı fakat bilinçli bir işeme olan sidiğipi tutamama hastalığından farklıdır.) —  Enürezi, gece ve gündüz enürezisi olarak’iki biçimde’incelenir. Gece enürezisi daha sık görülür, gündüz enürezisi daha seyrektir ve bazen ikisi birlikte ortaya çıkar. Enürezi çoğu zaman doğuştan, daha seyrek ...

Devamını Oku »

ENTROPİ

ENTROPİ i. (yun. entrope, dönüş>fr. ent– ropie’den). Jeomorfoloji. İnsan etkisiyle meydana gelen değişiklik: Engebelerin evriminde görülen bazı değişiklikleri entropi’ye bağla-. mak gerekir. Bk. ansİkl. — Psikoleng. Aynı stimulus’a verilebilecek cevapların öncelik derecelerini, yani bu cevaplardan bazılarının öbürlerine oranla daha sık kullanılma eğilimini ölçen sayı. Bk. ansİkl. f dQ — Termodinamik. S = | —— fonksiyonu- J T na Clausius’un verdiği ...

Devamını Oku »

ENTRİKA

ENTRİKA i. (itaL intrigo, en gel’den). Birisine zarar vermek veya bir çıkar sağlamak amacıyle hazırlanan düzen,. dalavere, hile: Gebze kaymakamının bir an evvel kaldırılarak Rum ve Ermeni entrikalarına nihayet verdirilmesin.. (Atatürk). Hiç saray entrikalarına karışmaz, hattâ aklı bile böyle şeylere ermezdi (H.E. Adıvar). || Entrika çevirmek, hile düzenlemek. — Ed. Seyirci veya okura, eserin sonucunu merakla bekleten olay ve eylemler ...

Devamını Oku »

ENTREMONT yaylası

ENTREMONT yaylası, Fransa’nın Provence bölgesinde (Bouches-du-Rhône ili), Àixen- Provence’ın kuzeyinde arkeolojik site. Salyen’lerin başkenti olan bu yerin ilk* adı belli değildir. Başlangıcının M.ö. III. yy.a Keltlerin Rhône vadisinin iki yakasına yayıldıkları zamana kadar çıktığını düşünmek yanlış olmaz. Oppidum bir burunun üstündedir ve taştan yapılmış çevre duvarları ile kuleleri, (yunân-roma) tarzında birer avlusu olan konutlardan meydana gelen yukarı mahalleyle, basit evler ...

Devamını Oku »

ENTRECHAT

ENTRECHAT [antrşa] i. (ital. caprioîa intrecciata, girişik sıçrama’dan fr. k.). Koreografi. Bu hareketi icra eden dansçı havaya yükseldiği sırada aşağı doğru tutulan ayak uçları kesişerek yer değiştirir. (Entrechat kesişme sayısına göre,adlanır.) — Entrechat’nın icra edildiği süre içinde dansçı, dikine olarak havaya sıçrar, bacaklar gerilir, yere düşmeden ayaklar birbirine çarpılır, düzgün olarak yere değdikten sonra aynı hareket tekrarlanır. Bu sıçrama anında ...

Devamını Oku »

ENTRECASTE AUX

ENTRECASTE AUX (Antoine Raymond Joseph de bruni, — şövalyesi),- frainsız denizcisi (Entrecasteaux şatosu, Provence 1737- Cava yakınlarında deniz üstünde 1793). Denizcilik- mesleğine 1754’te Suffren’in emrinde başladı. 1787’den 1789’a kadar Mascaz reignes adalarını yönetti. Fransa’ya dönüşünde amiral oldu ve 1788’den beri nerede »olduğu bilinmeyen La Pérouse gemisini aramağa gönderildi. 1791’de Recherche, ve Espérance gemileriyle Brest’ten hareket ederek Yeni Hollanda, Yeni Kaledonya, ...

Devamını Oku »

ENTOPTİK

ENTOPTİK sıf. (yun. entos, içinde, optikos, optik>fr. entoptique’den). Oftalmoloji. Kökenleri gözün içinde; olan ışık duyumlarına verilen ad. —  Bu duyumlar ya iç ya da^ dış sebeplerden ileri gelir. Birinci halde ağ tabakanın kan dolaşımındaki bozukluklar, sinirsel irkilmeler veya camsı cisimdeki başkalaşmalar sonucunda meydana gelen birtakım ipliklerin ağ tabakaya gölgeler düşürmesi (uçuşan sinekler), ikinci halde genellikle bir yaralanma söz konusudur. Bunda ...

Devamını Oku »

ENTOMOSPORYOZ

ENTOMOSPORYOZ i. (fr. entomosporiose’- dan). Ayva ağacında görülen bir hastalık; bunu Fabraea maculata mantarı meydana getirir. Yaprak ve meyveler üzerinde birbirine karışabilen ve çoğunlukla çok sayıda, pembemsi veya esmer renkli daire biçiminde lekelerle kendisini gösterir. (Bordeaux bulamacıyie yapılan ilaçlamadan iyi sonuç alınır

Devamını Oku »

ENTİMUS

ENTİMUS i. üzeri yaldızlı, yeşil veya bakır rengi pulcuklarla kaplı büyük bitki böceği. Güney Amerika’nın sıcak ülkelerinde yaygındır. (Entimus imperialis bazen Brezilya’da mimozalarda o kadar çok olur ki, ağacın dalları böceklerin ağırlığından eğilir. Kınkanatlıların curculionidae familyasın-, dan.)

Devamını Oku »

ENTHYMEMA

ENTHYMEMA i. (yun. en, içinde ve thymos, zihin’den). Mant. öncüllerinden birinin örtük olduğu tasım. — Aristoteles, enthymema’dan, belâgat sanatında olduğu gibi, ihtimale dayanan öncüller üzerine kurulmuş ve ispatlamaktan çok inandırma (kandırma) amacına yönelmiş bir tasımı anlıyordu («söylevci tasımı»). Daha sonraları enthymema, öncüllerden birinin açıkça belirtilmediği eksik anlatımlı (örtük) tasım anlamına gelmeğe . başladı, örnek: «Cesaret, bir erdem olarak, övgüye değer»; ...

Devamını Oku »

ENTERÜPTÖR

ENTERÜPTÖR i. (lat. interruptor’dan fr. interrupteur, kesen). Elektr. Bir devreyi gerektiği zaman açıp kapamağa yarayan ci- ‘ haz. (anahtar veya devre kesîcİ de denir.) j| Bıçaklı enterüptör, hareketli kontağı veya kontakları bıçak laması şeklinde olan enterüptör. || Civalı enterüptör, devrenin kesilmesini, bir civa sütununun kopmasıyla sağlayan enterüptör. ¡| Çok kutuplu enterüptör, birbirlerinden elektrik yönünden yalıtılmış, ancak, birlikte çalışmaları sağlanacak şekilde ...

Devamını Oku »

ENTEROMORPHA

ENTEROMORPHA i. Yeşil deniz yosunu. Bir ucuyle kayalara tutunan bu yosunlar 5-10 sm boyunda bir sürü tüp görünüşündedir

Devamını Oku »