Yıllık Arşiv: 2016

EPACRİDACEAE

EPACRİDACEAE çoğl. i. örnek bitkisi epacris olan ikiçenekli bitkiler familyası. —  Epacridaceae familyası, genellikle almaşık ve tüm yapraklı ağaççık ve ağaçsıları kapsar; çiçekleri çoğunlukla beyaz veya kırmızıdır. Meyvesi zeytinsi meyve veya kapsüldür, içinde ince kabuklu ve zarh tohumlar vardır. Embriyonu etli bir besidokusuyle çevrilidir. Epacridaceae familyası, yirmi sekiz cinsi ve üç yüz civarında türü kapsar; bunlar, genellikle, avustralya ve bir ...

Devamını Oku »

EÖTVÖS (Jozsef, baron),

EÖTVÖS (Jozsef, baron), macar şairi, romancısı ve siyaset adamı (Budapeşte 1813- ay. y. 1871). Batthyany’nin kurduğu ilk macar kabinesinde eğitim bakanı (1848) oldu. Elde edilen imtiyazların ancak ölçülü ve yasalara saygılı bir siyasetle, korunabileceğine inanıyordu; fakat Kossuth’un istediği millî bir ayaklanmanın kaçınılmaz olduğuna inanır inanmaz çekilerek üç yıl yabancı ülkelerde yaşadı. 1867’de Avusturya-Macaristan. uzlaşmasının imzalanmasında, etkili bir rol oynayınca, Andrassy ...

Devamını Oku »

EOZİNOPENİ

EOZİNOPENİ (fr. éosinopénie). Kan bil. Kanda.eozinofil akyuvarların azalması: Eozinopeni enfeksiyonlarda Ve bazı ameliyatlardan sonra görülür

Devamını Oku »

EOZİNOFİLİ

EOZİNOFİLİ i. (fr. éosinophilië). Patol. Eozinofili ‘ akyuvarlar sayısının normalin üstüne çıkması (mm3’te 250). —  Eozinofili, alerjik hastalıklarda (kurdeşen, astma); pemfigüs, dermatitherpetiform gibi bazı deri hastalıklarında asalaklardan »ileri gelen, hemen bütün enfeksiyonlarda (oksiyür, trişin, ankilostom v.b.), kan yapıcı sistemin bazı .hastalıklarında (Hodg* kin hastalığı) ve Leoffler belirtisi, düğüm-, lü periarterit, baz» zehirlenmeler gibi çeşitli hastalıklarda görülür

Devamını Oku »

EOZİNOFİL

EOZİNOFİL sıf. (eozin ve ÿun. philos, dost’ tan fr. éosinophile). Kan bil. Eozinle kolayca boyanabilen asit anilin boyalarına karşı büyük bir kaynaşma anıklığı olan kırıcı, hücre plazrfiası granülasy onları gösteren ve eözin. gibi boyalarla kiremit kırmızısına boyanan akyuvarlara denir

Devamını Oku »

EOZİN

EOZİN i. (yun. eos,’ şafak’tan fr. eosine). Kim. Tetrabromoflüoressein’den meydana gelen kırmızı boyarmadde. —  Caro tarafından 1873’te bulunan eozin, ki alkollü çözeltide veya alkali ortamda sulu çözeltide, bromun flüoressein’e etkimesiyle üretilir. Ticarî şekli, suda çözünen kırmızı sodyum tuzudur. Eozin çözeltisi, ışığa tutulunca kırmızı, yansıma ile de sarı-yeşil olmak üzere, dikroik özellik gösterir. Eozin, yünü ve ipeği kolayca

Devamını Oku »

EOSANDER

EOSANDER (Johann Friedrich), baron von Göthe, İsveç asıllı mimar (Riga 1670- Dresden 1729). Kendisini saray mimarlığına’ tayin eden Brandenburg Seçmen prenslerinin hizmetine girdi (1699) Monbijou, Charlottenburg, Berlin şatosu (1707’den itibaren) Favorite (Orraienburg) ve Schönhausen’deki çalışmaları yönetti. Emlâk genel müdürü oldu (1709), gözden düştü ve İsveç’e gitti. Orada özellikle askerlik işleriyle meşgul olduğu sanılmaktadır. 1722’de Saksonya seçmen prensinin hizmetine geçti

Devamını Oku »

EON (Charles de beaumont, — şövalyesi)

EON (Charles de beaumont, — şövalyesi), fransız subayı ve gizli ajanı (Tonnerre 1728 -Lopdra 1810). Uzun süre cinsiyeti hakkında şüphe uyandırmasıyle ün yaptı. Çoğu zaman bir kadın olduğu sanıldı. Daha çok kadın elbisesi giymesine ve kadın olduğunu söylemesine rağmen erkek olduğu sanılır. Louis XV tarafından Rusya’da imparatoriçe Yelizaveta’nın yanma gizli bir görevle yollandı. Moskova sarayında kadın olarak çariçenin sevgisini kazandı, ...

Devamını Oku »

EOLOS,

EOLOS, yun. Aiolos. Yun. mit. Rüzgâr tanrısı. Odysseia’da ‘ anlatıldığına göre yüzen bir adada oturur. Odysseus’u bu adaya kabul eder ve ona sihirli bir tulum armağan eder. Odysseus’un deniz yolculuğunu engelleyecek bütün fırtınalar bu tuluma doldurulmuştur. Fakat Odysseus uyurken, yol arkadaşları meraktan tulumu açarlar. Rüzgârlar tıkıldıkları yerden kurtulur ve her yanı fırtınalar kaplar

Devamını Oku »

EOLİT

EOLİT i. (fr. éolithe). Tarihöncesi. Dördüncü zaman Öncelerine ait, yontma taş görünüşlü çakmaktaşı. (1663’te canlı bir varlık eliyle düzeltildiği açıkça belli olan miyosen yapılı çakmak taşının rahip Bourgeois tarafından keşfi, Üçüncü zamanda komiriiyenleıin yaşamış olduğuna uzun zaman delil sayıldı. Aslında ise, XIX. yy. sonunda «eolit» adı verilen bu çakmaktaşlarmın, akarsular, dalgalar ve buzulların sürüklenmesinden ileri gelen donma ve darbelenme gibi tabiat ...

Devamını Oku »

EOLİS,

EOLİS, yun. Aiolis, lat. Aeolis veya Aeolia. Esk. coğ. Anadolu’nun kuzeybatısında bölge, Büyük Mysia’da, Troas ile ionia arasında; adını M. ö. XI. yy. da Thessalia’dan (Tesalya) gelen Eolislerden aldı., Ege denizi kıyısında uzanan bölgede kısa süre içinde birçok site kuruldu; Herodotos, coğrafî yerlerine göre bu siteleri üç ayrı gurupta topladı: 1. güneyde, Hermos ve’Kaikos vâdilerinde amphiktyonia şeklinde gruplaştıkları sanılan 12 ...

Devamını Oku »

EOLİE adaları

EOLİE adaları, ital. iso le Eolie, Tiren denizinde İtalyan takımadaları, Sicilya’nın kuzeyinde, Messina iline bağlı; 12 200 nüf. Eskilerin, Eole’ün (Rüzgâr tanrısı) ülkesi olduğuna inandıkları bu takımadalar başlıca yedi adadan meydana gelir: Lipari, Vulcano ve Salina topluluğu; batıda Alicudi ve Filicudi; kuzeye doğru Panaria ve Stromboli.. Bu adaların hepsi volkanik kaya ve ürünlerden oluştuğua halde görünüş^ leri birbirinden çok değişiktir. ...

Devamını Oku »

Éole

Éole, Clément Ader’in ilk uçan aracına verdiği ad. Éole’ün kanadı bir yarasa kanadına benzemekte idi. Kanat yaylımı 15 m olan araç, 1890 ve 1891’de 50 m ile 100 m arasında birkaç uçuş yaptı. Éole’ün sadece bir pervanesi vardı, halbuki Éole’.- den sonra gelen. ve 1897’de 300 m’lik bir uçuşu gerçekleştiren Àvion l l l ’ün iki motörü ve ters yönlerde ...

Devamını Oku »

EOANTHROPUS

EOANTHROPUS i. Pek ilkel insanımsı bir yaratığın kalıntısı sanılan iskelete verilen ad. İngiliz paleontoloji uzmanı Arthur Smith Woodward tarafından 1912’de Uckfield (Sussex) yakınlarındaki Piltdown’da bir pleistosen tabakasının içinde bulunmuş ve sonradan yapılan inceleme sonucunda bunun bir öğrencinin muzipliği olduğu ve bulunan kemiklerin hiç bir bilimsel değer taşımadığı anlaşılmıştır

Devamını Oku »

ENZOLA (Ganfrancesco)

ENZOLA (Ganfrancesco), Parma’da doğmuş İtalyan kuyumcu ve madalyacısı. Çalışmalarını 1456 ile 1478 yılları arasında yapmıştır. Berceto kontu ile Bianca Pellegrini’nin, Francesco ve Galeazzo Maria Sforza’nın madalyalarını yaptı. Ferrara darphanesinin ustasıydı. 1473 ile 1475 yılları arasında daha büyük ve üzerlerinde Alessandro ve Costanzo Sförza di Pesaro’nun resimleri bulunan madalyalar döktü. Federico di Urbino’ya ait olan büyük madalyası 1478 ta: rihlidir

Devamını Oku »

ENZİM

ENZİM i. (yun. en, içinde ve zyme, maya > fr. enzyme’den). Biyokim. Biyolojik yapıda katalizör. (Eşanl. dîyastaz, çözünebilir FERMENT, ZİMAZ.) —  Enzim, ısıdan etkilenen,’ proteitnitelikte ve meydana geldiği hücrenin ve- .ya ortamın dışında vazife görebilen bir katalizördür. Enzimler çok düşük dozlarda bile aktiftir: bir katalaz molekülü, bir dakikada, beş milyon molekül hidrojen peroksit ayrıştırır. Proteit nitelikleri dolayısıyle enzimler, ısı, ışınım, ...

Devamını Oku »

ENZELÎ

ENZELÎ i. Folk. Azerî kadın oyunu. Adını İran’ın Gilân eyaletindeki Enzelî şehrinden almıştır. Azerbaycandan başka Ahıska, ‘Tiflis, Kars, Erzurum ve Ağrı’da da davul zurna eşliğinde oynanır. Efsaneye göre, Enzelî iUjıe çalışmak için giden nişanlı bir genç sevgilisine pembe bir gül yağlık (gül renkli mendil) göndermiştir. Bu mendil üzerine yakılmış üç. bayatı (mâni) kıvrak bir davul zurna havasıyle söylenerek oynanır. Enzelî ...

Devamını Oku »

ENVERSÖR

ENVERSÖR i. (fr, inverseur). Mekan. Bir makinenin ters yönde çalışmasını sağlayan mekanizma, (yön değİştİrîcİ de denir.)’ fj .Bir devre parçasının iki uç bağlantısını ters yöne çeviren komütatör. — Mekan. Marş enversörlerVnde genellikle, bir motor milinin dönme yönünü değiştirmeğe yarayan kinematik bir düzen bulunur. Makinelerin pek çoğunda bu tertibatın bulunması şarttır: otomobiller, çekme makineleri, deniz motorları, bazı takım tezgâhları v.b. Elektrikli ...

Devamını Oku »

ENVER PAŞA

ENVER PAŞA, türk generali ve devlet madamı (İstanbul 1881-Belhcivan,. Tacikistan 1922). Nafia teknisyeni Ahmed Beyin oğlu. İstanbul’da başladığı ilk öğrenimini babası Makedonya’da Manastır’a nakledilince orada tamamladı. Manastır askerî rüştiyesini (1894), Soğukçeşme askerî idadisini (1897), Harp okulunu (1899) bitirdi. Teğmen rütbesiyle orduya katıldı. Harp akademisinden, kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu , (1902). Makedonya’da, merkezi Selânik’te olan III. Ordu’ya tayin edildi. Burada Manastır, ...

Devamını Oku »

ENVERÎ ABDULLAH EFENDİ,

ENVERÎ ABDULLAH EFENDİ, türk mantık, bilgini (1825-1885). Kilis’te doğdu. Büyük Hoca adiyle anılan Dokuzzade Mantıkçı Abdurrahman Efendi’nin oğlu. Babasından mantık, nakşibeırdî, Baytarzade Hacı Abdullah Efendiden tasavvuf dersleri aldı. Kilis’te Kesikminare medresesinde mantık dersleri verdi. Mantığı tatbikî bir bilim haline getirdi; kıyasların çoğunu günlük haya-. ta ait konulardan seçti. Mantık biliminin yalnız Arapçaya ve arapça kitaplara dayandığı kanaatini de yıktı. Arapça ...

Devamını Oku »