ABDULLAH İBNÜ’L MÜBAREK İNSANLARI DEĞERLENDİRİRDİ.
İlmin temellerini atan Abdullah îbnü’l Mübârek’in, Kur’ân, hadîs ve edebi öğrendikten sonra, Kûfe’ye geçtiğini, H.150 senesinde vefat eden Ebû Hanîfenin yanında fıkıh öğrendiğini, muhtelif rivayetlerden öğreniyoruz.
Küfe, Irak’ta, Fırat nehrinin suladığı ovada, Kerbelâ’nın cenu- bundadır.
Mucâlid b. Saîd el Hamedânî El-KûfTden (v.H.144), pek az olmak üzere El-A’meş Süleyman b. Mihrân’den (v.H. 143) hadîs rivayet eder.
Abdullah îbnü’l Mübârek, Küfe ehlinin hadîsini, akranlarından olan Ebû İshak el Fizâıfnin ve El-A’meş’in ifsad ettiğini bildirmiştir. Bunun sebebi, “tedlîs etmeleri”, yani hadîsi kendine rivayet eden şahsın ismini saklayıp, ayıbını gizlemeleriydi.
Abdullah îbnü’l Mübârek, tedlîsi sevmediğim söylemiştir.
Ebû îshak El-Fizârf nin, fıkıh bilgisini takdir etmiştir.
Bu davranışından, fakîh’i, hadîs âlimini, edep sahibini ayır- dığmı ve herbirinin kıymetini takdir ettiğini anlıyoruz.
Kûfe’de Ebû Abdullah Şureyk b. Abdullah en-Nahaî (v.H.177) den, arkadaşı VekT ile beraber hadîs yazdığım öğreniyoruz. Buna rağmen, Şureyk’in, hadîsim kıymetli görmediğim zikreder. Ancak, Kûfe’Iilerin hadîsini bilmede, onu Süfyân’dan daha âlim görür. Onun hadîslerini aslıyla karşılaştırdığım şu hâdise bize gösterir: