(Nina), rus kökenli fransız kadın dansçı (Gurzuf, Kırım, 1921). 1924’te Fransa’da annesiyle, sonra Preobrejenska; Trefilova ve Gsovskiy ile dans çalıştı. 1939-1941 arasında Paris’te Polonya baleleri ve Rus balesi topluluklarında yer aldı. 1949’da, Paris operası’nda Y. Chauvirg’nin ardından yıldız sanatçı oldu ve 1956’ya kadar burada parlak temsiller verdi. 1957-1961 arasında, Cuevas markisinin Grand Ballet topluluğunda yıldız dansçı olarak yer aldı.

Rus kentlerinde oturanların kurduğu meclis (X. yy. sonu – XV. yy.) —ANSİKL. Kiev devletinin prenslik başkentlerinde, aile reisi olan özgür erkekler, prensi göreve çağırmak, tanımak ya da görevden almak ya da savaş ve barış sorunlarını karara bağlamak üzere toplanarak kurullar oluştururlardı. Bu kurullar özellikle prensliklerin gücünün azaldığı ve parçalandıkları dönemde önemli bir rol oy­nadılar (XI. yy. sonu – XII. yy.). ...

Rusya’da kent. Vladimir’in Doğusunda, Klyazma kıyısında; 43 000 nüfuslu kent. Keten ipliği. Takım tezgâhları Besin sanayileri, Otomobil yapımı.

Rusya’da kent, Smolensk’in doğu-kuzey-doğusunda yer alır, karayolu ve demiryolu kavşağı; 44 000 nüf Makine ve elektrikli gereçler yapımı. Demiryolu gereçleri. —Tar. XIII. yy. başında kurulduğu sanılan Vyazma, XV. yy.’da Litvanyalılar tarafından işgal edildi, ama Moskova büyük prensi ivan III onu geri aldı. Smolensk-Moskova yolu üzerinde bulunan kent, tarihte iki kez önemli bir rol oynadı: 1812’de, Fransızlar’ ın çekilişi sırasında yapılan ...

Rus şair ve eleştirmen (Moskova 1792 – Baden-Baden 1878). Puşkin’in yakın dostuydu. Arzamas edebiyat kurumunun üyesi oldu ve romantik akımı savundu. Şiiri klasik yapıda ve bir ölçüde kişiseldir; eleştiri incelemeleri (le Vieux Livre de notes [fr. çev.]) özgün ve ince bir anlayışın izlerini taşır.

Rusya’da ırmak, Kama’nın kolu (sağ kıyıdan) 1 314 km (havzası 129 000 km2). Sağdan Moloma, soldan da Çeptsa’yı alarak büyüdükten sonra Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nde Mamadiş’e kavuşur

Sanskritçe yazılmış sayısız yapıtın mal edildiği bilge. Sayıları, boyutları ve yazılış dönemlerindeki farklılık göz önüne alınınca, bu metinleri (sanskritçede “düzenlemek”, “derlemek” anlamına gelen) Vyasa’ya mal etmenin, onların yazarı olarak “geçmişin büyük Vyasa’sını”, geleneğe göre Mahabharata’nın yazarı Krişna Dvaipayana ya da Badarayana Vyasa’yı göstermenin metne bir yetkinlik kazandırmak amacıyla yapılmış ustaca bir uzlaşma olduğu ortaya çıkar.

1. inanma, inanç. —2. Sağlamlık. —3. Vüsuk bulmak, doğrulanmak, sağlamlaşmak.

Çok sağlam, kuvvetli olan.

1. Genişlik, yayılmışlık: “…bu harbin vüs’at ne ehemmiyet cihetinden…” (Ragıp Hulusi). —2. Bolluk: “Bize bereket ve vüsat i maşiet ver” (Cevdet Paşa, XIX. yy.). —3. Zenginlik, varlıklı olma. —4. Olanak, fırsat. —5. Vüsat-i hal, mali koşulların düzelmesi.

                               DÜNYANIN EN GÜZEL ARABASI (BENCE)

UEFA Avrupa Ligi 3. Ön Eleme Turu ilk maçında Beşiktaş Avusturya’nın LASK Linz takımı ile karşı karşıya gelecek. Siyah-beyazlı ekip, 2. ön eleme turunda Faroe Adaları temsilcisi B36 Torshavn’ı 2-0 ve 6-0 mağlup ederek adını 3. ön eleme turuna yazdırdı. Beşiktaş, perşembe günü LASK Linz karşısında avantajlı bir skor elde etmek için sahaya çıkacak. Peki, Beşiktaş LASK Linz maçı saat kaçta hangi kanalda canlı olarak yayınlanacak? Beşiktaş – ...

Kepa böylelikle dünyanın gelmiş geçmiş en pahalı kalecisi oldu. Brezilyalı eldiven Alisson, geçtiğimiz ay 75 milyon euro karşılığında Liverpool renklerine bağlanarak Buffon’un uzun yıllardır elinde bulundurduğu unvanı eline geçirmişti. Öte yandan, Belçikalı kaleci Thibaut Courtois’nın da kısa süre içinde Real Madrid’e imza atması bekleniyor. 26 yaşındaki eldiven yaklaşık 35 milyon euro bonservis bedeli karşılığında İspanya La

1. Kudret, güç: “Allah kimseden vüs ve takati fevkinde iş istemez” (R. N. Güntekin). —2. Zenginlik, varlık: “… cümleten ellerinden geldiği mertebe ne vüsleri yettiği derece…” (Cevdet Paşa, XIX. yy). —3. Bolluk, genişlik —4. Vüs-i beşer, insan gücü.

1. Geliş, gelme, yetişme: “Gelme ey vürüdunu bir ömr içinde beklediğim” (Süleyman Nazif). 2. Vürud etmek, gelmek, ulaşmak

Standart hacim ölçer.  

Vülgarize etmek, bir bilgiyi, bir düşünceyi vb. herkesin anlayabileceği, basit bir düzeye indirgemek, basitleştirmek

1. Bakanlar; vekiller: “Öyle bir kurulur, yerleşir ki yeni bir vükelâ buhranına kadar mevkiini muhafaza edeceğine emindir” (R. H. Karay). —2. Vükelayı deavi, dava vekilleri; avukatlar. || Vükela-yı devlet, bakanlar kurulu, kabine. || Vükela -yı fiham, büyük itibarlı vekiller. || Vükela -yı hazıra, görevdeki bakanlar: “Elhasıl bu Islahat Fermam’ndan dolayı millet-i islamiye dilgîr olarak vükela-yı hazırayı fase ve mezemmet eder ...

1. insan ya da hayvanın maddi varlığı, gövdesi; beden: Mermilerle hayvanın vücudu delik deşik olmuştu. Güzel bir vücudu var. —2. Var olma, varlık. —3. Vücut bulmak, oluşmak, meydana gelmek. || Vücut vermek, oluşturmak. || Vücuda gelmek, ortaya çıkmak, vücut bulmak. || Vücuda getirmek, var etmek, oluşturmak. || Vücuttan düşmek, zayıflamak, gücünü kuvvetini yitirmek. || Vücudunu ortadan kaldırmak, öldürmek. —Esk. 1. ...

Vücut bulma, meydana gelme.