Yazar Arşivi: kozlu

benzerliği

” benzerliği ve geliştirilmesi üzerinde, ayrıca uzmanlaşmaktadır. Bu nedenle de, onlara “Nöral Sibernetikçi” adı verilmektedir. Bu satırlar ile, Sibernetik’in, “Biyo-Bilim­ler” den Nöroloji alanına, nasıl iyice yerleştiğini ve bu bilim dalını, ne ölçüde geliştirmekte olduğunu, belirtmek istiyorum. Sibernetik bilgin­lerinin, bu bilim dalı ile yaptıkları ortak çalışmalar sönunda, “Yapay Beyinler” i, daha da geliştirmiş olduklarını, belirtebilmek istiyorum. Burada, daha da ilginç olan ...

Devamını Oku »

“Soğu

o “Soğu havanın ilettiği bilgi” ye göre “Ayarlama” sini yapabilecekti. Eğer, bir “Sıcak Hava Etkisi” ile karşılaşmış olsa idi, o “Etkinin ilettiği bilgi” le- re göre, dengesini sağlayabilmek için, hemen içerisindeki fazla kaloriyi, “Ter” olarak dışarıya atmaya başlayacak ve böylece de “Ayarlama” sını sağlayabilecekti. Ancak kapının eşiğinde durunca, durum birden bire değişivermektedir. Organizma, şimdi, iki ayrı yönden gelen “Etkiler” in ...

Devamını Oku »

ölçüde,

ölçüde, bu gelişmelerden esinlenen ve yararla­nan “Biyoloji Bilimleri” dalında, yepyeni dallar ortaya çıkmaya başlamıştı. Biyo-Akustik, Biyo- ElektTİk, Biyo-Enerjetik, Biyo-Fizik, Biyo-Gene­tik, Biyo-Kimya, Biyo-Mekanik, Biyo-Metri.. v.b. gibi, adlarla, yepyeni “Biyo-Bilimleri” oluşmaya başlamıştı. Çok iyi bildiğiniz gibi, “Biyo” kelimesi, eski Yunanca’da, “Hayat” ya da “Yaşama Olgusu” anlamına, “Bios” kelimesinden gelmektedir. “Biyoloji” kelimesi ise, yine, eski Yunanca’daki “Bio-logos” (Yaşama Olgusunu inceleyen Bilim) kelimelerinin, birleştirilmesinden ...

Devamını Oku »

BİYO-BİLİMLERİVE SİBERNETİK

da o ölçüde büyük olacağı açıktır. Olumlu bilgi üretiminin sağlamlık düzeyi biryandan araştırıcıda köklü bir bilgi yükünün bulunmasına dayanıyorsa; bir yandan da onun, incelediği olaylara, olgulara yaklaşımındaki nes­nelliğe bağlıdır. Tüm bilimsel alanlarda olduğu gibi tıp evrimi araştırmalarında, incelemelerinde de ancak öznellikten, “yan tutmaktan”, önyar­gıdan uzak, gerçeği olduğu gibi ortaya koymaya nesnellik taşımayan sözde bilimsel etkinliklerin, bu arada bir takım “tarih” ...

Devamını Oku »

töten

tötenMmktâ birlikte, bugün Tütfak kuttan- dışımız Tıp ve Hekimlik sözcükleri alanın bu iki yönünü çokivi anlatıyor: birincisi onun daha çok bilimsel, İkincisi ise toplumsal yönünü.) Tıp evrimindeki konuların ele alınmaları bizim için birer amaç değil, tıpta gerek zaman içinde evrensel olduklarını söyleyebileceğimiz gerekse çağımıza özgü kavramların açıklanma­sında, uygulamaların anlaşılmasında, olayların ve olguların aydınlığa kavuşturulmasında araç olmalıdırlar. Böylece tıp geçmişi, önemli ...

Devamını Oku »

TIP EVRİMİ VE BİLİMSEL DÜŞÜNCE

Bilgi Gerçekten Kuvvet midir ? TIP EVRİMİ VE BİLİMSEL DÜŞÜNCE Oiçek aşısının Osmanlılar döneminde Anado- Olu’dan Avrupa’ya geçtiği belki sık olarak ileri sürülmüş, bunun kanıtı olarak da 18. Yüzyılın başlarında buradaki bir elçi eşinin gözlemlerini ülkesi olan Ingiltere’ye ulaştırdığı mektupları gösterilmiştir. Yüzyılın sonlarında bugün kullanı­lan aşı yöntemini geliştiren Edward Jenner, ileri sürüldüğüne göre gerçekte bu gözlemlerden ve yazılanlardan yararlanmıştır. Ancak ...

Devamını Oku »

Bu sıra

Bu sırada okuyuculardan birçok mektup ve telefon alıyoruz. Bir kısmı derginin geç çıkmasına değiniyorlar, bunun sebebi herkesçe bilinen şeyler, akaryakıt, dolayısiyle kâğıt ve ulaşım sıkıntısı. Elimizde yapacak birşey yok, sabretmek gerek. Bu arada tirajın düşmesi olasılığı var. Koleksiyon yapanların satranç kurslarını kaçırmamaya dikkat etmelerini tavsiye ederiz. 12 ci cildin ciltli takımı gecikti, gelecek sayımızda tam çıkış tarihini verebileceğimizi sanıyoruz. Bir ...

Devamını Oku »

SATRANÇ KÖŞESİ

SATRANÇ KÖŞESİ Soru: 1 ve Soru: 2 Beyazlar oynar ve kazanır.^ Ama nasıl? Cevabını siz bulacaksınız.   Türk adını bütün Dünyaya duyuran, bir çok satranç kitap ve dergilerinde yayınlanan bu şaheser oyunu hatırladınız mı? Cevaplar 15 Ocak 1980 tarihine kadar aşağıdaki adrese gönderilecektir. Kitap kazanan üç kişinin adları ve çözümler Mart 1980 sayısında yayımlanacaktır. Hazırlayan: Kahraman OLGAÇ P. K. 9 ...

Devamını Oku »

mutlaka

1       mutlaka 2             öğrenmem iz gerek. BuhTftr dersleri fèfetkéiT çok ijıfnfce Varacak ; Burada bir açıklama yapmak istiyorum. Önce torunum Kerem’e f öğreterek uyguladığım bu satranç öğretim yönteminde, anlamadı­nız dersler olursa vakit geçirmeden bize yazarak sorunuz. Ilerkf derslerde sorularınızın da*açıklamalarwı bulacaksınız.  

Devamını Oku »

Sa^

* ï*skfler, satranç oygnu içirt “Oyunlânn Şâhı, Şahların Oyuhü” f‘L^^erdi- Büyôk y at&t Cöeth#iıin ^Bilgeliğin ötç&HV’Unlü Filozof Leİbnitz’in “Bilim” dediği satranç oyunu, bugiïrtàrtïkkitÉfe* lere mal olmuş, kelimenin tam antenıyla bir kaia sporudur. Hitam? . de! demokratik bir oyundur.’ faşların en güçsüzü dan v$ ; r~afçakgöçti4İlü bir Er, başarı ile ilerler vç satranç, tahtacının son sırasına varırsa, en güçlü taş yarri ...

Devamını Oku »

polis

Bugün polis romşanlann» oküyan her çocuk bile bu adı bttfr, çlmdio, dünyanın en OnlÛpoNs örgütüdür. 150yıj Önce kurulduğu zaman, Bobfes ; denen bu polisler capiinni korumak için’Ker şeyi yapmak zorunda i^ijer, çünkfi herkes onlardan nefret ediyor ve torkuy onjlu. Fakat ¿#man Bobbi’- . leri dünyanın en ünlü, en nazik ve sevimli polûleri yapmakla kalmadı . suçlular UM, onlann isminden çekinmeğe ...

Devamını Oku »

sağlık ^

sağlık ^olguskırtun, organ i zm aile çevresi arasındaki etkileşimler çerçevesinde incelenmesi anlayışı^ işte tıbbî fekönûjiçtin çıkış noktası. Gerçekte bu anlayış yem değildi. Tıp sanatjpın eski çağla* rında/Hipokrat geleneğinde, sağlık, organizma? ; nın f iziksel, biyolojik ve toplumsal çevresi içinde v oluşturulmuş etkin bir denge durumu alarak görülürdü. Hastalık da bu ‘denge duri»piaıuh bozulduğu, organizmanın bütünlüğünü oluştu­ran değişkenler arasındaki alış verişin ...

Devamını Oku »

Organizma

Organizmaların, doğal ve deneysel çevre koşullarıyla ilişki İr olarak infceîenmesi anla­mındaki ekoloji yirminci yüzyıl biyolojisinin hızlı gelişen brr dalı durumunu kazanmıştır! 20. tı Yüzyılda gelişen deneysel biyöfdîr, ¿anlf orga­nizmaların işlevlerinin, ancak içinde yaşadıkları çevre koşullarının değişikliğe uğratılarak göz­lemlenmesi yoluyja anlaşılabileceğini göster- . miştir ki, bu da ekolojiyi doğyrçrç^tur. Bundan böyle kimyacının moleküllerin yapısını, bunları çeşitli ayraçlarla işlemlere solcarak bulması gibi, ...

Devamını Oku »

Nevrtöft

Nevrtöft ve- Leibniz; ^nstehfdan geöröetri feonusundà 1 ayrtfmâktadırfâr. Gerek Newton, İnekse Leibniz üîfâiyfin i dÖz -Vani ^Eudîdîen” ^ö^feifm^lrtannlâktadTrlar.^Bunu; Newtôtt’un 1§8fr>yıfında ortaya attığı üç têfrièl kanunda fSj^ièl^ëyf2:.: NevVton’un birinci kanununda, “*H«*fi§fngi bfr d* Itâwfetin etfctei âltındâ bulurf- ıWŞW bfr”cKim, ÿà yerindi cfüftır veya düzgün «tefrüsâf brrhareket yapar” denmektedir: ”              dcférusai frâfefcet etmesi, yani doğru­ sal bir yöl >Vzlemesi, €u<>Ud geometrisi ile ...

Devamını Oku »

Uzay

Uzayın eğriliği kesîn olarak kanıtlan­mıştır denilebilir Bu kurama göre evren hudutsuz fakat sonludur. ^Çelişik gibr; görünertbü sonucu, iki boyutlu” eğri bir uzayı inceleyerek ‘ Sekmeye çalışalım. * 6ir • kürenin yüzeyindeki hertfafftgi bir noktadan bıVdlğerihe* Sürekli olarak

Devamını Oku »

Gerçek

Gerçekten, doğayı anlay abı İpek için göz- yanında sezgilerin de büyük çapta yardımcı olmaları gerekmektedir, Euclid’in (M.ö.t^00) düflem, geometrişi, tamamen göz- ieme dayanmaktadır. Deşcartes (1596-1650) ise, geometriye cebiri sokarak hjç ş^cil çizmeden jiklem geometri yapılabileceğini göstermiştir. Bu georntstncje sayı Me şekil ilişkisi, yani gözlem henüz kopmuş değildir. İstenildiği anda .sayılar $elüeflöf^şi^ütüp.t^ılasti|ulabiliı;lc^. Oysaki B. .Riemafta^(1826- 186Ş]L geom^trişın^ ile $ekil ilişkisi tamamen ...

Devamını Oku »

N&vton

eden N&vton ve Leibniz’in evren modellerinde sezgilerin büyük ‘¿Sayı vardıfİ’TÖü tür sezgisel sonuçların doğrütuğu hiçbir 2äfcfan kamt İ an arri fyaca k; evrSninsonlu veya-sonsuz öfdüğu hiçbiV5 ¿aman bilihemiye- icetÂir.” ‘ i4 !‘ ‘f ’•/ Kant gÖrüşleriiıde, gö&lem ferin >çok önemli oldukfarırfr;’ Sancak gözlemlerin sezgilerden hiç­bir zairrtari soVütîanamry&cağı n ı sâvunmuşttâ-.

Devamını Oku »

BAfiİLLİLERDEN GÜNÜMÜZ^

BAfiİLLİLERDEN GÜNÜMÜZ^ 1800 yıllaqndayaşamış Babil Kralı I VJ| Hammurabi devrinde, oldukça gelişmiş bir kültür;ve bir dünya görüşü bulunmakta idi. Ele gefâa çivi belgelerden anlaştığına göre Babil ti­ler, dpnyayısudoJu bjrçanak şek Ünde düşün­mekte idiler. ŞekH 1 de görüldüğü gibi, D deniz- leri, K karalto ve .B de ölüier diycırını oluştur- % maktada. ^’/>*€! r#e £*a ile gösterilen üçkat gökyüzü dünyayı örtmektedir. ...

Devamını Oku »

yükselir, hâlâ

yükselir, hâlâ ulu bir Nöbetçinin y<8en varım”!       ararsınız. :                                                   ^ deyişi gibi.,^H«^ cb999f>e#K3eresiyleîdörtyartinı           Gönül diler ki eamf ve 4iütliyesi bugünkü göizetleyerek ^GÜnümüzün uzmânlar>; bile o      kapanjarmın elinde kalmasın. V«?li s v^ yabancı dehânın tekniğine, gizine hâiâ akıl erdiremiyor-    |@2^gtnlere Böiüm-sergUi bir müzeler sitesi Siz«– né – eteriz ¡Jd ? Ancak * Sinan* Agırnas’da      oibun, ;     Acaba her yi 11 koca, ...

Devamını Oku »

Goethe

  fiıda  Ayâsdfyâ dedik/ariiya    Goethe: “Mimari; dönmüş bir ^ mus i kidir. ” gefâtVfyas^â^n tek kocirhin #«bè#dé 4 l^r^ôcuk^W Cê^àni :^kimi±a, àdüin İte tonözt ara da^ndinlmıştı. O çağının‘en Cübbelere kondurmuş- gözde tâpıtö&n^lçılışr &”f»arf4k oftir fM. S. t^çifnindê yamiyivernHV.. – ^ * ^Sï^J. ^èfiànsf Im^aratori? ftastîiiiànus atılışında sôfck&mnizi ék$       yarattığı ¡SatflkfeHé;> fÇérfèinë< girer, iri kubbenin            ôirrôsfc1 esèrtertfï korten îiihMMîtma bir^cmak aitindà ...

Devamını Oku »