Avustralya Yerlileri

Avustralya ve Tas- manya’nm yerlisi olan topluluklar. 18. yüzyıl sonlannda Avrupalılann Avustralya’ya yerleşmesi sırasında Yerli nüfusun 3C0 bini bulduğu ve 500 kabileye aynlmış olduğu sanılmaktadır. Her biri kendisine ait topraklarda yaşayan bu kabileler, gene kendilerine özgü bir dil ya da lehçe konuşurlardı. Yerli nüfusu, 18. yüzyıldan sonra Avustralya’da büyük ölçüde azalmış, Tasmanya’da ise 1876’da tümüyle ortadan kalkmıştır. Arkeolojik araştırmalar Avustralya’da 25- 40 bin yıldır insan yaşadığım göstermektedir. Avustralya Yerlileri büyük bir olasılıkla, bugün sular altında bulunan Sahul sahanlığından geçerek kıtaya ulaşmışlardır. Belli bir dönemde ya da aralıklarla gerçekleşen bu göç sırasında, karayla bağlantısı olmayan yerlerde sal ve kanolardan yararlanıldığı sanılmaktadır. Dingo denen köpek türü de göçle birlikte bu topraklara getirilmiştir. Cape York Yanmadasında ve Arn- hemland’in kuzeydoğusunda, ortak bir Avustralya dilinin konuşulduğu bölgelere bugün de rastlanır; ama bu dil özgün biçiminden uzaklaşmış olabilir. Avustralya’
da elverişli hayvan türleri bulunmadığından çobanlık yapmayan, aynca ekimle de uğraşmayan Yerliler, avcılık ve toplayıcılıkla geçinirlerdi. Ama tatlısu kaynaklannın uzak olması bu yaşam biçimini kısıtladığı için, sayılan arttıkça daha küçük gruplar oluşturarak başka su kaynaklan aramaya başladılar. Efsane kahramanlannın izlediği yollar ve ticaret yollan, bu göçlerin yönünü gösterir. Yerli kabileleri, yiyecek durumu elverdiği ölçüde yılın büyük bölümünü bir arada geçiren çeşitli yerel gruplardan oluşurdu. Babayanlı örgütlenen bu gruplann her biri, atalannın ilk yerleşme yeri olan bir su kaynağımn çevresinde yaşar, atalann ruhla- nnın başka bir bedende yaşam bulmak ya da yeniden doğmak için sürekli orada beklediğine inanırlardı. İkinci yerleşmeyi kuranlar ve onlann soyundan gelenler, ilk grubun ve o soydan gelenlerin sonsuza değin akrabası sayılırdı. Aradan geçen zaman, uzaklık ve geleneklerin geçirdiği değişim, bu kuralı değiştirmezdi. Karşılıklı davranış kur allan, her bireyi akrabalık ilişkilerine göre sınıflandıran bir sistemle belirlenirdi.
Böylece izlenecek davranış kurallarım, bilinen dolaylı akrabalık bağlan, yaşayan son kuşak, bağlı olunan boy ve ayinler gösterirdi. Avustralya’nın büyük bölümünde, akraba sayılan topluluklar iki, dört ya da sekiz gruba bölünmüştü. Aralanndaki soy ve evlilik ilişkileri belirli kurallara bağlanmış olan bu gruplar, genellikle dışardan eş alırlardı. Günümüzde de geleneksel topluluklar arasında bu tür bölünmeye rastlanır. Avustralya Yerlileri, her kabilenin toprak sınırlannı ve nerede, ne zaman yiyecek bulunacağım aynntıh olarak bilirlerdi. Bu bilgileri yansıtan geleneksel zaman hesaplamasında, mevsim sayısı bölgelere göre beş ile sekiz arasında değişirdi. Her mevsim, olağan iklim koşullan ve o koşullarda bulunabilecek yiyeceklere göre belirlenirdi. Sık sık açlık ve kuraklıkla karşılaşan Yerliler, doğadaki canhlan ve yağmuru, toplumsal ve ahlaksal düzenin bir parçası sayar, ayinler yoluyla bu güçlerle ilişki kurarlardı. Bugün de geleneksel bir kabile içindeki gruplar, kadın ve erkeklerin yanı sıra, akraba sayılan çeşitli canlı türlerini de banndınr. Grup (boy), türlerden birinin, yani toteminin adını taşır. Aynca erkekler, her biri bir ya da daha çok canlı türüyle ve
Mızrak yapımı Avustralya Yellilerinin geleneksel sanatları arasındadır ABC Ajansı
geçmişteki kahramanlarla ilgili efsanelerin, ayinlerin, yerlerin ya da simgelerin koruyucusu olan daha küçük gruplara aynlır. Ayinler yoluyla yaratıcı geçmiş, günümüzde yeniden canlandınhr ve insanlar ile hayvan- lann yaşamı güvenceye alınır. Efsane ve ayinler, yaşamın zaman ve mekânla sınırlı olmadığını gösteren Altjira’yı(*) oluşturur. Altjira üzerinde tam bilgisi olanlar yalnızca yaşlılardır; dolayısıyla ayin ve toplumsal davranış kurallannda onlar söz sahibidir. Ölümün (çocuklarla yaşhlann ölmesi ya da savaşdışında) büyüyle ilgili olduğuna inanılır ve^alnızca “akıllı adam”, yani kabilenint’- y – v – t m M s a f _ r H . – Assis Vadisinde Yerliler, Papua Yeni Gine ABC Ajansı
büyücüsü, “kötülüğü” kovarak güven ve yaşama isteğini geri getirebilir. İnsan ruhunu çok iyi anlayan büyücü, ölülerle, bazı totemlerin ruhlarıyla ve gökyüzündeki dünyayla ilişki kurar. Tedavi sonuç vermezse, ya büyücü çok geç çağırılmıştır, ya büyü çok güçlüdür (yağ ve kan çıkarmada olduğu gibi) ya da kurban, yazgısına layıktır. Yerlilerin efsane ve ayinleri resim, şiir, müzik ve dansta anlatımını bulur. Efsaneler, karmaşık bir dil ve müzik yapısı olan ritmik ezgilerle korunmuştur. Kutsal eşyalar, hatta bumerang(*) gibi kimi silahlar da üstlerine yapılan resim ve oymalarla efsaneleri canlandırır. Efsaneler, ezgiler halinde bu eşyaların “içine” de aktarılır. Ayine katılanlann gövdeleri boyamr ve efsaneler taş, ağaç kabuğu ve toprak üstünde boya ya da oymalarla canlandırılır. Boyama ve oyma eyleminin kendisi de ayindir. Tıpkı şarkı söylemeye ve dans etmeye, ayinlerde olduğu kadar gece düzenlenen şenliklerde de rastlandığı gibi, resim de yalmzca zevk için yapılabilir. Yerlilerin, sanat ve müzik eğitimi veren bölgesel okulları vardır. Silahlarla aletlerin .biçim ve süslemelerinde bölgesel farklılıklar ğörülür. Başlıca dinsel kültlerin içeriği bölgelere göre değişiklik gösterebilir. Yerli kültürü, 19. yüzyıl sömürgecilerinin kanlı “sindirme” politikalarından, bugünkü kentsel eritme uygulamasına kadar, AvrupalIlarla girdiği ilişki sonucunda köklü bir değişime uğradı. Yerlilerin sonunda yok olup gideceği inancıyla, 1920’lerin sonunda ve 1930’lann başında bazı kabileler koruma kamplarına yerleştirildi. Günümüzde modem Avustralya toplumuyla ilişkiye girmemiş hiçbir Yerli yoktur ve artık hepsi Avustralya yurttaşıdır. Son yıllarda ülkenin güneyinde, erimeye karşı çıkarak bütünleşmeyi yeğleyen yan Yerli gruplar ortaya çıkmıştır. İsteklerini daha yürekli biçimde dile getiren bu gruplar, kendüerini öbür AvustralyalIlardan ayıran bir statü olarak Yerli kimliğini korumaya çalışmaktadır. Kuzeyde ise sorun, toprak mülkiyeti ve denetimi üzerinde yoğunlaşmıştır. Buradaki Yerliler, yerleştirme bölgelerindeki yeraltı kaynaklannın işletilmesine katılmak ve bu kaynaklar karşılığında kendilerine tazminat ödenmesini istemektedirler. Aynca bak. Avustralya (Tarih)
Avustralyen bölge, Avustralya, Tasmanya, Yeni Gine ve Malaya takımadalannın bir bölümünü kapsayan zoocoğrafya bölgesi. Yer yer tropik, yer yer ıhman iklim koşullan gösteren bu bölgenin başhca özellikleri, öbür zoocoğrafya bölgeleriyle kara bağlantısının olmaması, tath su balıklan, amfibyum ve .sürüngen türleri açısından yoksul olması, eteneü (plasentalı) memelilerin hiç bulunmaması ve keselilerin egemen olmasıdır. Keseliler (Marsupialia) üsttakı- mımn üyeleri Nearktik ve Neotropikal bölgelerde de bulunmakla birlikte, Avustralyen bölgede başka memelilerin bulunmaması nedeniyle ileri derecede evrimleşerek öbür bölgelerdeki eteneli memelilerin yerini doldurmuştur. Altı ekidne ve bir ornitorenk türünü içeren tekdelikliler (Monotremata) takımı ile toplam sekiz memeli familyası yalnızca bu bölgeye özgüdür. Kuş faunası, yeryüzünün hemen her yanma dağılmış familyalann üyelerinden oluşur. Sürüngen faunası, bu bölgeye özgü iki familya dışında Oryantal bölge ile büyük benzerlik gösterir. Avustralyen bölgeyi Oryantal bölgeden ayırmak için iki sınır çizgisi önerilmiştir. Wallace çizgisi olarak bilinen ilk sınır, kuzeyde Filipinler ile Maluku adalan, güneyde Bomeo ve Selebes, daha güneyde Bali ve Lombok adalannın arasından geçer. Weber çizgisi olarak bilinen İkincisi daha doğudan geçerek Selebes’i ve Timor’u Or
yantal bölgede bırakır. Bazı zoocoğrafya uzmanlan ise, iki çizgi arasındaki geçiş bölgesini ayırarak Wallacea adını verirler

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*