Sağlık Bilgisi

KALP, DAMAR VE KAN HASTALIKLARI

Kalbin ön yüzü, gördüğünüz bu temsili resimde giren ve çıkan damarlar ağı gösterilmektedir. Kalp, kandaki oksijen miktarının % 75’ini harcamaktadır. Kalan % 2 5 ’ini ise bütün vücud harcar. Bu sebeble teneffüs ettiğimiz havada oksijen miktarı düşer veya akciğerler arızalanırsa en evvel bundan etkilenecek olan vücut parçası kalptir. Kalb kaslarını besleyene koroner damarlara yetersiz oksijen geldiği takdirde pompalama gücü düşecek, dolayı- siyle beyne ve vücuda gereken miktarda temiz kan pompalanamayacaktır. Kalbten sonra yetersiz oksijenden etkilenen organımız beyindir.

KALP, DAMAR VE KAN HASTALIKLARI N O T : “İlk Yardım” bölümünde “Kan Dolaşım sistemi” başlığı altında kalp ve kan dolaşımı hakkında geniş bilgi verilmiş olduğundan ayrıca burada bahsedilmemiştir. KALP YETMEZLİĞİ Kalp yetmezliği, sağ veya sol kalpte oluşuna göre, değişik be lirtiler gösterir. Sol kalp yetmezliğinin ilk belirtisi, solunum güçlü ğüdür. Solunum darlığı, hareket sırasında artar. Hasta kendisini yorgun ve ...

Devamını Oku »

SOLUNUM YOLLARI ÜST GÜZERGAHI

SOLUNUM YOLLARI ÜST GÜZERGAHI Solunum yolu üst güzergâhı (A) solunum borusu (Trachea) ve bronşlardan oluşur. Solunum borusu üste gırtlağa ve altta iki ana bronşun çatalına kadar uzanır. Bu ana bronşlar akciğer içinde tekrar dallara ayrılır. Nefes borusu bir kıkırdak bilezik cepkeniyle sertleştirilmiştir. (B) O kadar dayanıklıdır ki, büyük basınçlar altında bile soluk yolu azık kalabilir. Sümüksü zar kılıfı, üzerindeki sayısız ...

Devamını Oku »

Beynin Önden, Üstten Ve Arkadan Görünüşü

Beynin Önden, Üstten Ve Arkadan Görünüşü Beynin önden, üstten ve arkadan görünüşü: Beynin arka ve alt kısmında bulunan beyincik (cerebellum) vücudumuzun denge ve koordinasyon organıdır. Alkol alındığında beyinciğe yeterli ok sijen gitmediğinden yalpalı yürüyüş ortaya çıkar.

Devamını Oku »

Omurilik ve Sinirleri

Omurilik ve Sinirleri Omurilik ve sinirleri, üstüste dizilmiş sütunlar şeklindeki kemikten bir kanal sayesinde korunmaktadır. Bir su yastığı özelliğindeki omurlar arası şerit ile bu sütun eğigenlik ve omurilik korunma kazanır. Buna rağmen omurgaya daimi ağır yük (basınç) yüklenmesi veya aniden yanlış ağırlık kaldırılışı neticesinde, bu şerit iç kısımdan süngerimsi jelatinden ya da öbür taraftan lif halkasından çarpılabilir. Hatta çöküp sarkabilir. ...

Devamını Oku »

Beyin Nasıl Algılar

Beyin Nasıl Algılar 1- “Adınız ne?” alışılmış bir soru. Düşünmeksizin cevap verildiği halde beyinde aynı anda gerçekleşen bir dizi işlem sözkonusu: Önce soru işitme merkezinde kaydedilir ve komşu “ses hatıraları resim seçici alan ” (vernike zentrum) tarafından tanınır. Sonra sinyal eğilmiş sinir demeti üzerinden öne, motorik konuşma merkezine ve motorik kabuğa ulaştırılır. Oradan ağız ve gırtlak kaslarına cevap sesini çıkartma ...

Devamını Oku »

Beyin, Sinir Sistemi ve Kalp

Beyin, Sinir Sistemi ve Kalp: Beyin sağındaki terminalden (dolaşım merkezi) çıkan emirler, bir koldan kalbin üzerindeki sinir merkezine (sino-artrial no- de), diğer koldan kalp kaslarına ulaşır. Kalp, çalışmasını aksatacak herhangi bir problemle karşılaşınca sinir merkezinden beyne acil durum sinyalleri gönderir. Beyin aldığı bu sinyalleri değerlendirerek kalp kaslarına ve kan damarlarına düzeltici emirler gönderir. Herhangi bir sebebi e kalp atışı yavaşlamış ...

Devamını Oku »

Canlılarda Sinir Sistemi

Canlılarda Sinir Sistemi Bütün canlılar içinde en uzun, en gelişmiş sinir sistemine insan sahiptir. Bir santral (merkezî) kısımla (beyiıı-omurilik) ona bağlı çevrel (tali) kesitten meydana gelm iştir (Vücut ve iç organlar bağırsaklar sinirleri). Omurgasızlarda bu sistem daha basittir. Süngerin hiç siniri bulunmaz, öncül, amöbo- id ’si dış duvar hücreleriyle, giriş gözeneklerinden ibarettir. Buna karşılık medüz çok fazla dallı budaklı bir ...

Devamını Oku »

İdrar sistemi

İdrar sistemi Böbrekler, idrar yolu, idrar torbası ve idrar borusu; kanı idrar haline getirerek artık maddelerden kurtarır. Aynı zamanda böbrekler vücudun sıvı, mineral ve kalıntı elemetler (iç ortam) dengesini temin eder. Durulanan kan böbrek toplar damarları üzerinden vücud kan dolaşımına tekrar geri gönderilir. Ürin, böbrek havuzcuğundan (pelvis renalis) idrar kanalı yoluyla (üreter) idrar torbasına (vesika urinaria) akar. Buradan da idrar ...

Devamını Oku »

Düz (göden) bağırsağın içindekiler

Düz (göden) bağırsağın içindekiler Düz (göden) bağırsağın içindekiler, iç ve dış kapama, anüs kapama kasları ile sıkı sıkıya tutulmuşlardır. Duvarında, küçük yarıklarda kanayan genişlemiş bir toplardamar ağı bulunur. İç hemoroidler (anüs etrafındaki genişlemiş toplar damar ağları) A- Anüs kanalının başlangıcında görülürler. Dış hemoroidler. B- Anüs şişmesiyle kendilerini göstermeye başlarlar. Ve dışkı boşalımı esnasında olurlar. Bundan korku kabızlığa yol açar ki, ...

Devamını Oku »

BRONŞİT

BRONŞİT Bronşlar: Ağız ve burun yoluyla aldığımız temiz hava, yutak ve gırtlaktan geçerek soluk borusuna ulaşır. Soluk borusu iki ana kola ayrılır. Bu kollar da kendi aralarında daha küçük kollara ayrılarak akciğerlere bağlanırlar. Soluk borusunun büyük kollarına “bronş”, daha küçük kollarına ise “bronşiyol” adı verilir.Akciğerlere giriş yapan bronşiyollerin sonu kesecikler şeklinde olup gaz alış verişi bu keseciklerde gerçekleşir. Keseciklerin iç ...

Devamını Oku »

AKCİĞER ZARI İLTİHABI (PLÖREZI)

Kıkırdak duvarlar ve bükülmüş kemik lambaları burun oyuğu içinde labirent kanallar ve geçitler oluşturur. Üst burun memesi ve memeyle burun ara duvarı arası boşluğu sümüksü bir zarla kaplanmıştır. Duyu hücreleri sümükle kaplı duyu kılçıklarıyla koku uyarısını alırlar. Ve yukarı doğru koku imbiklerine sinyal gönderirler. İmbikler ön alın boşluğunda burun tavanı üzerinde bulunur. İmbikler direkt olarak koku kordonu vasıtasıyla “koku beynine” bağlıdır

AKCİĞER ZARI İLTİHABI (PLÖREZI) Akciğerlerin üzeri “plevra” adı verilen çift katlı bir zarla örtülü olup iki zarın arasında sıvı dolu bir boşluk vardır. Su sıvı, akciğerlerin göğüs kafesi içinde rahatça hareket etmesini sağlar.Zatürre veya benzeri sebeplerle akciğere yerleşen hastalık mikropları akciğer zarım da tahrip edebilirler. Zarların tahripedilmesi sonucu, ara sıvının miktarında artış olduğu gözlenmektedir. Belirtileri: * Nefes alındığı zaman göğüste ...

Devamını Oku »

ZATÜRRE (PNÖMONİ)

ZATÜRRE (PNÖMONİ) Bir veya birkaç akciğer lobunun iltihaplanması şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır, iltihaplanmaya virüs, bakteri veya mantar gibi mikro-organizmalar sebep olmaktadırlar. Ayrıca alkol, uyuşturucu maddeler, sigara ve kötü hayat şartları zatürre’ye ortam hazırlayan faktörlerdir. Belirtileri * Yüksek ateş, titreme ve kuru öksürük ilk işaretleridir. * Soluk alındığı zaman sırta çivi batırılıyormuş gibi ağrı hissedilir ve hemen arkasından öksürük gelir. ...

Devamını Oku »

SOLUNUM YOLLARI HASTALIKLARI

KAN, vücudun binlerce kilometre uzunluğundaki kan damarlarında sürekli bir dolaşım içindedir. Bu dolaşım esnasında kalbten temiz (oksijenli) kan, atar damarlar vasıtasıyla kırmızı vücudun bütün organlarına pom palanır. Aynı esnada toplar damarlar (mavi) dokuların dışkılarını alır ve kalbe götürür. Paralel bir dolaşım şekli kalbi akciğerlere bağlar. Orası karbondioksitin verildiği ve oksijenin alındığı yerdir.

SOLUNUM YOLLARI HASTALIKLARI AKCİĞERLER Solunum sisteminin temel organı akciğerlerdir. Göğüs kafesi içinde yer alıp sağlı sollu iki adettir. Sağ akciğer üç loptan, sol akciğer iki loptan meydana gelmiştir. Her lop, yine kendi içinde lopçuklara bölünmüştür. Lopçukların her biri müstakil kan damarlarina ve bronşlara sahip olduğundan bağımsız birer küçük akciğer gibi çalışırlar. Lopçuklar, bronşiyol keselerinin bağ dokusu vasıtasıyla birbirine bağlanmışlardır. ZATÜRRE ...

Devamını Oku »

ÎDRAR TORBASI ÎLTÎHABI

ÎDRAR TORBASI ÎLTÎHABI İdrar torbasının iltihabı genellikle bakteri ve virüslerin marifetidir. Kadınlarda, idrar yolu çok kısa olduğundan, hâmilelik hastalıkları ile birlikte idrar torbası iltihabına çok sık rastlanır. Bel soğukluğu (gonore) vakaları da idrar torbası iltihabına sebep olabilmektedir.bilmektedir. Belirtileri * Çok sık idrara çıkma. * İdrar yollarında yanma. * İdrarda kötü bir koku. * Bazan idrarda kan, ateş ve terleme de ...

Devamını Oku »

BÖBREK HASTALIKLARI

Böbreğin dikey kesiti ve bu kesit içinde filitre elemancığmın (nefron) büyütülmüş hali. Nefron un içindeki borucuğun başı kılcal damarlara açılır. Kılcal damarlar yumağını toplayan bu kısma yumakcık adı verilir. Yumakcığı kuşatan zara “Bowman kapsülü” denir. Proteinlerin ve fosfatların yakılmaları sonunda “Üre” meydana gelir. Üre, su ile birlikte idrarı oluşturur. Yumakcığm içindeki kılcal damarlardan kanın basıncı ile bir miktar sıvı dışarı sızar. Sızan bu sıvı gerçek idrar değildir. Kanda erimiş olan maddelerdir. Yumakcık sıvısı kıvrımlı boru içinden geçerken borunun iç çeperindeki tek sıralı hücreler tarafından emilir. Glikoz, Sodyum Klorür ve C vitamini gibi gerekli maddeler emilerek kana geri verilir. Proteinlerin ve fosfatların yıkılan zararları molekülleri emilmez. Emilen maddeler kıvrımlı boruyu çepeçevre saran kılcal damarlar tarafından toplanır. Emilmeyen zararlı maddeler, toplayıcı borulara verilerek idrar torbasına gönderilir.

BÖBREK HASTALIKLARI BÖBREKLER Karın arka duvarında, bel bölgesinin iki yanında her biri orta lama 10 cm boyunda, 150 gram ağırlığında, kuru fasulye tanesi biçiminde iki adet böbrek vardır. Her böbreğin üst tepesinde ka na önemli hormonlar salgılayan birer “böbreküstü bezi” bulunur. Böbreğe bağlanan atar damar, toplar damar, sinirler ve idrar kanalı “bilum” adı verilen karın bölgesinden giriş yaparlar. Böbrek ana ...

Devamını Oku »

FITIK

FITIK Karın zarının doğuştan ya da sonradan zayıflayan bir bölgesinden karın içindeki organların dışarı sarkmasına “fıtık” diyoruz. En sık görüleni göbek ve kasık fıtığıdır. Bazan da karın ameliyatlarından sonra dikiş yerinin açılması ile olur. GÖBEK FITIĞI: Doğumdan sonra bebeklerde göbek kordonu, çevresindeki karın derisi ile birleşemez ise göbek fıtığı oluşur. Ağlama, bağırma ve ıkınmalar sırasında göbek ucu şişer. Fındık ila ...

Devamını Oku »

BAĞIRSAKLAR

Pankreas, karaciğerin altında arka vücut duvarlarıyla yapılmış, başı “C” şeklindeki oniki parmak bağırsağına geçmiş iki farklı fonksiyona sahip bir guddedir. (Salgı bezi) Hücre grupları alkalik sindirim suları ve fermendler üretir. Bunlar Pankreas yolundan oniki parmak bağırsağına akarlar. Diğer hücre kümeleri (Hans-uzun Jan adaları) adıyla anılan insülin üreten hücrelerden oluşur. İnsülin hormonu, kan devranı içine alınarak vücudun her bölümüne, hücrelerdeki glikoz kullanımını yönlendirici olarak gönderir.

BAĞIRSAKLAR İncebağırsaklar Sindirim yolunun mideden sonra gelen ve kalın bağırsağa bağlanan en uzun kısmıdır. Karın boşluğunun orta bölgesinde yeralan ince bağırsakların boyu beş metreyi bulmaktadır. İç yüzleri(midede olduğu gibi) sümüksü bir zarla kaplıdır. Zarın üzeri, sayıları beş milyondan fazla olan emici vantuslarla kaplıdır. Bir milimetre uzunluğundaki bu kabarcıklar, sindirilen besinleri emerek kendilerine bağlı kılcal damarlar ve lenf damarlar aracılığı ile ...

Devamını Oku »

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

Mide, karşıdan bakılınca (J) şeklinde bir kast düğümüne benzer. Yemek borusu ile 12 parmak bağırsağı arasında bulunan mide, dört katmandan meydana gelmiştir. İçten dışa sırasıyla, mukoza, mukoza altı, mide kası ve seröz zar sıralanır. Mukozanın yüzeyi silindirimsi ve çanaksı hücrelerden meydana gelen bir epitel doku ile kaplıdır. Çanaksı çukurların dibinde salgı bezleri bulunur. Mide kası da iki temel kas tabakasına ayrılır. Dış tabaka, uzunlamasına kas tellerinden, iç tabaka ise dairesel kas tellerinden meydana gelmiştir.

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLAR MİDE Mide, yemek borusundan sonra gelen, yaklaşık bir litre kapasiteli bir kesedir. Karnın sol üst bölümünde, diyaframın altında bulunur. Sağ tarafı karaciğerin altına girmiştir. Yemek borusuna bağlandığı yere “m ide a ğ zı”, onikiparmak bağırsağına açılan kısmına ise “m ide kapısı” denir. İç yüzü sümüksü bir zarla kaplıdır.Onun üzerinde enine, boyuna ve yanlamasına uzanmış kas tellerinden müteşekkil ...

Devamını Oku »

ASTIM BRONŞİT

ASTIM BRONŞİT Tedavi edilmeyen saman nezlesinden ve akciğer iltihabından sonra sık görülen bir hastalıktır. İnce bronşların daralması şeklin de etki yaptığından hasta soluk verirken zorluk çeker. Astım bronşit, bazı psikolojik rahatsızlıklarla birlikte ortaya çıkabilmekte ve gerçek sebebi bulunamadığı takdirde tedavisi ol dukça zorlaşmaktadır. Belirtileri: * Solunum güçlüğü daha çok geceleri nöbetler şeklinde kendisini gösterir. * Hasta oturduğu veya kurbağa gibi ...

Devamını Oku »