wiki

Cevap:

— Biz burada vâde farkmın meşrû oluşunu, bunun teâmülhalini almış olmasına dayandırmıyoruz. Sadece bir vâkıayı naklediyoruzki o da «vadeli satışta fiat farkının öteden beri uygulanıpgeldiğidir.» Bu teâmül halinde olmayıp, son senelerdeuygulanmaya başlamış olsa idi bize göre netice yine değişmeyecekti;çünkü meşrû olan bir gün önce de meydana gelse meşrûdur,meşrû olmayan asırlardır devam etse de meşrû değildir.Bir şeyin teâmül haline gelmesi ile meşrûiyet kazanmasımutlak olmayıp şartlara bağlıdır. Bunların yanında, sayın tenkitçiyekatılamadığımız başka noktalar da vardır:1 — Risâlemizde görüleceği üzere çok eski kaynaklarda«peşin bin liraya, veresiye iki bin liraya» gibi ifâdeler vardır.Bu ifâdeler böyle bir teâmülün (vâde farkı ile alış-verişin) ötedenberi varlığını göstermektedir.2 — Teâmülün geçerli olması için «bir iki asır gibi uzunbir süre tatbik edilmiş olması» diye bir şart yoktur. Bütün İslâmülkelerinde veya belli bir ülke ve memlekette, yahut dabelli bir iş kolunda yaygın, kabul edilmiş, benimsenmiş olmasışarttır. Meselemizle alâkası bakımından İbn Âbidîn’in şu ifâdesininakletmekte fayda görüyoruz: «Eskilerin nalın, elbise,ayakkabı gibi şeylerin satışında kabul ettikleri şartlardan başka,bir takım yeni şartlar örf-ü âdet haline gelse —böyle birörf sonradan meydana gelse— anlaşmazlığa sebep olmadığı  takdirde bunun da muteber olması gerekir» (Raddu’l-Muhtar,c. V, s. 136). Bu ifâdeden anlaşılan şudur: Örfün mûteber olabilmesiiçin onu herkesin (veya ilgililerin) bilmesi, «böyle birâdet yoktur» diye itiraz edilememesi gerekir. Bu hale gelenâdet, davranış ve tasarruflar —naslara aykırı olmadıkça— mûteberörf ve teâmüldür.3 — Risalemiz dikkatle okunursa lehteki nakillerin aleyhtekilerdendaha çok ve kuvvetli olduğu görülecektir.F) Dr. Şafak:— «İmam Mâlik sebebini açıklamazsa da genellikle böylevâdeli ve farklı fiatla satışı doğru bulmaz» diyor ve aynı yerikaynak gösteriyor.Cevap:— İmam Mâlik’in talebe ve mensupları arasmda mezhebdemüctehid derecesine ulaşmış zâtların açıklamalarını verdik.Bunlardan kesin ve açık olarak anlaşılan odur ki İmamMâlik’in caiz görmediği şekil, tek fiata karar verilmeden bitirilenakittir; yâni akit bitmiştir, cayılamaz; fakat «peşin mi veresimi ve bedel hangisidir?» konulan kesinleşmemiştir. Buşekli tecviz etmeyen yalnız İmam Mâlik de değildir. Fakat pazarlıkesnasmda tek fiata ve şekle karar verilmiş olmak şartıyle—vâde farkı bulunsa dahi— İmam Mâlik bunu câiz görmektedir.G) Dr. Şafak:— «Hindiyye fetvâsma kaynak teşkil eden ve İslâm fıkhınıntemel kaynak kitaplanndan es-Serahsi merhumun el-Mebsût,cüz 13, s. 7 – 8’de durum ve misâl aynıdır. Orada da bu nevisatışlann fâsid olduğu belirtilir. Zaman ve şartlarda bazı farklılıklarolabilir ama insanlann tab’ı, birbiriyle olan hukukî münâsebetleriiyilik ve kötülük yönünde hep aynıdır.»Cevap:— Biz Serahsî’nin el-Mebsût’daki ifadesini aynen tercemeettik. Burada çok açık olarak, Serahsi’nin vâde farkını caiz gördüğüanlaşılmaktadır. Onun üzerinde durduğu nokta tek şekilve tek fiat üzerinde anlaşarak akdi buna göre yapmaktır. Mebsût’unzikredilen metninden, başka mânâ çıkanlamaz.H) Dr. Şafak:— «Herşeyden önce materyalist ve kapitalist sistemlerde

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir