DÜRZÎLER, Suriye ve Lübnan’da yaşayan
ve Müslümanlığın Fatımî-Alevî kolundan
ayrılan özel inanca bağlı topluluk, özellikle
Hevran, Cebel-i Düruz bölgesinde bulunan
ve etnik kökleri kesinlikle bilinmeyen Dürzîler
kendilerini arap sayarlar; adlarının,
bu inancın kurucularından Anuştigin Deıezî’den
geldiği sanılır. Dürzılerin inancına
göre Allah yedi imam’dan sonra
fatımî halifesi Hâkim Biemrillah eİ-Mansür
ibnil Aziz Billah’ta «Hâkim Biemrihi» adiyle
insan kılığında (nâsutî) görünmüştür. Halifenin
veziri Hamza bin Ali de onun peygamberidir.
Dürzîliğin dört şartı, Hâkim’-
in Allah olduğuna inanmak; emri tanımak,
hududu bilmek, nasihate uymaktır. «Hâkim
» hem Allah, hem de insandır. Ancak iki
türlü görünüşü vardır: Lâhûtî (Allah), nâsûtî
(insan). Bu iki görünüş birbirine benzemez.
Akılla anlaşılamayan «Hâkim», birçok
defa insan şeklinde görünmüş, insanlar
fitne fesada başlayınca gizlenmiştir. Yeniden
ortaya çıktığında Dürzîleri mükâfatlandıracak,
kendine inanmayanları da cezalandıracaktır.
«Hâkim» imamlığı, veziri
Hamza’ya bırakmıştır. Hamza, insana hülûl
eden bir cevher, yaratıkların en şereflisidir.
Kâinat ondan doğmuştur, ilk yaratılan
oduı*. Ruhlara bükmeden, günah ve sevapları
hesaplayan, dünya ve âhiret işlerini
elinden geçiren odur. İlâhî emirleri öğreten
hudud’laım (vezir) başı yine Hamza’dır.
Dürzılerin ahlâkında yedi nasihat vardır:
tevhîd-ül-Hâkim (Hâkim’i Allah tanımak),
sıdk-ul-lisan (doğru sözlü olmak),
hıfz-ül-ihvan (din kardeşlerini korumak),
terk-i ibadet-il-adem vel-bühtân (ademe ve
bühtana tapmaktan vaz geçmek), er-Rızâ lihükmi
Hâkim ve fi’lihî (Hâkim’in hükmüne
ve fiiline rıza göstermek), teberri minelebalis
vet-tâgut (iblisler ve azgınlardan ırak
durmak), teslim-ün-nefs (boyun eğme). Temel
ilkeleriyle Müslümanlığın ana şartlarını
değiştiren Dürzîlerin tapınaklarına halâvat
adı verilir. Şeriat yolunu da, şiî-batınî
inanışları da reddederler. Kendi aralarında
din işlerini, bilenler ve bilmeyenler diye ikiye
ayrılırlar. Kendi inanışlarına, gerçek
tevhid inanışı, kendilerine de muvahhid
derler. Kurban ve Ramazan bayramlarına
benzeyen iki bayramları vardır.
Dürzîlik 1017 yılından başlayarak Suriye
dağlarında yaşayan ismailîlerin, Hâkim’in
tanrılığını kabul etmeleriyle ortaya çıktı.
DÜRZÎLER,
01
Kas