wiki

İSTANBUL KAPILARI

istanbul-kapilariİSTANBUL KAPILARI tarihçiler, İstanbul’un kapılarını o kadar birbirine uymaz şekilde göstermişlerdir ki, kapıların eski yerlerini doğru olarak göstermek ve belirtmekte tereddüt ve zorluk hasıl ortaya çıkmaktadır. İstanbul’un eski kapılarından bazısı fetihten sonra kapatılmış, bazısı tekrar açılmış ve hemen hepsinin isimleri değiştirilmiş olduğundan uzun uzadıya ve güçlükle yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda bazı tarihî bilgiler elde edilebilmiştir.
Eugene Kapısı (Porte d’Eugene): Haliç tarafında, İstanbul’un ilk kapısı ‘Eugene Kapısı’dır. Bu kapının iç tarafında, o tarihte yaygın şöhreti olan Ayos Pavlos Kilisesi’yle Eugene Kulesi405 (Tour d’Eugene) vardı. Bu ‘Eugene’ Roma Ayân Meclisi üyelerinden olup İmparator Kostantin zamanında İstanbul’a gelmiş ve kapı civarında kendisine mükellef bir konak yaptırmıştı. Bu yüzden buralar, onun adıyla şöhret bulmuştur. İmparator Zenon406 zamanında İstanbul valisi olup ‘Philocosmos’4°7 lâkabıyla meşhur olan Julianus (Julien Le Philocosme) kapıyı tamir ettirerek üzerine şu kitabeyi koydurmuştu: “Savaşları memlekete sokmadan, uğursuz düşmanları uzaktan tepelemeyi arzu ettiği için Julianus, bu surları halkın müdafaası için yaptıktan sonra uyanıklık ve ihtimamına sembol olmak üzere bir zafer alâmeti (trophee) inşa ettirdi.” Bu kapı Yalıköşkü Kapısı adıyla bilinip, Sarayburnu tarafında askerî odun ambarının (Odunkapı buradaydı) ve eski Sevkiyat Dairesi’nin arka tarafında ve meşhur kapısı da kayıkhane yönündeydi. Kalede sonradan açıldığı belli olan Yalıköşkü Kapısı bu adla isimlendirilen köşkün kapısıymış. Bu köşkün de, Sepetçiler Köşkü408 gibi sur üzerine yapılmış, fakat tek katlı ve gayet süslü olup, etrafında mermer sütunlar üzerinde, üstü tavanla örülmüş bir gezinti yeri varmış. Sepetçiler Köşkü’nün yan taraflarındaki gezinti yeri hâlâ duruyor; fakat kayıkhane tarafındaki gezinti yerinin üstüne birkaç sene önce ahşap bir daire yapılmıştır. Bu kısmın altı, büyük kemerli bir kapıdır. Yalıköşkü Fuad Paşa’nın sadrazamlığı sırasında diğer köşklerle beraber yıktırılmıştır. Yalıköşkü’nden Narlı Kapı’ya dek kalenin Sultan Üçüncü Ahmed tarafından tamir ettirildiği bildiren meşhur hattat İsmail Zühdî hattıyla yazılmış bir kitabe, odun ambarı civarında bulunarak müzeye götürülmüştür ve Çinili Köşk’te korunmaktadır. Kitabenin Yalıköşkü Kapısı üzerinde bulunmuş olması muhtemeldir.4°9 Aynı mealde başka bir kitabe de bugün Ahırkapı’da, denize açılan kapı üzerinde bulunmaktadır ki, biçimi Ahırkapı bahsinde yazılacaktır. Fransa’nın İstanbul elçiliğinde bulunmuş olan Comte Choiseul-Gouffier’nin 1842 senesinde neşrettiği Osmanlı Devleti’nde Resimli Seyahat Atlası adlı eserde, Sarayburnu’nun o tarihteki hâlini tasvir eden resimde “1” numara ile gösterilen, Yalıköşkü’dür. Gerçekten, bu bina burç üzerindedir. Fakat resimde anlatıldığı gibi üstü örtülü bir gezinti yeri görülmüyor. Eski Tıp Mektebi’nin bulunduğu yerde Bostancıbaşı dairesi ve civarında Hasekiler koğuşu vardı. İstanbul’un, özellikle Sarayburnu’nun yetmiş seksen yıl ve daha evvelki hâlini gösteren resimlerde görüldüğü ve İstanbul’a dair yazılmış seyahatnamelerde okunduğu üzere, buraları, saray içinin en kalabalık ve en şenlikli semtleridir. Bostancıbaşı, gidişlerde hünkâr kayığının dümenini kullanmaya, sahil köşklerini korumaya ve bazı önemli işlere memur idi. Hasekiler padişahın emirlerini tebliğ için farklı bölgelere gönderilen memurlardır. Günümüzde padişahın yanında bulunan çavuşlar ve yaverler hükmündedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir