Yalıköşkü’nün eski tarihî hatırasına ait bir iki olayı zikretmeden geçemeyeceğim:
Bayram alaylarında, padişah büyük bir olayla cami-i şeriften dönerek doğruca Hırka-i Şerif’e geldiklerinde sorguçlu imâme-i mülûkâne, sorguçsuz destâr-ı şâhâneye değiştirilerek sünnet odasında kahvaltı sofrasına buyurduktan ve Bağdat Köşkü’nün mermer döşeli sofasında saray mehterhanesi hazırlandıktan sonra, adı geçen oda civarında döşeli bulunan etrafı açık ve yaldızlı bakır kubbeli Sultan Dördüncü Murad’ın bayramlaşma kasrı ziyaret edilirdi. O dönemin tören usulüne göre, büyük bayramlaşma törenine katılan devletin ileri gelenlerinin tebrikleri bittikten sonra padişah, lâle bahçesindeki Mustafa Paşa Kasrı’nın merdivenlerinden inerek üçüncü yerini (Topkapı Sarayı’nm, Sarayburnu’na bakan kapısının önü) şereflendirirdi. Burada silahdar ağanın hazırladığı ata binerek Yalıköşkü’ne gelirdi. Yalıköşkü’ndeki tahta oturduktan sonra mehter çalmaya başlar; bu arada bostancıbaşı ve mülâzımı haseki ağa, tasarrufunda olan bostancılar ocağı odabaşısı ve ocak kethüdası ile Kara Kulak Ağa ve Yeşilli olarak adlandırılan dört kıdemli asker bayramlaşırlar. Sonra pehlivanlar güreşir ve başçuhadar ağanın emriyle yedek atlara binerek silahşörler onları dolaştırırlardı. Av ağaları, av takdim ederler ve bayramlaşma sonunda da harem-i hümayuna gelinirdi. Bayramlaşmanın bu kısmı bir dereceye kadar yarı resmî oluyor demektir. Bu eski teşrifat usulünden anlaşıldığı kadarıyla padişah, birinci derecede bayramlaşmaya katılan devlet ve idarenin ileri gelenlerinin tebriklerini asıl Topkapı Sarayı’nda kabul ettikten sonra, sarayının diğer ileri gelen memurlarını Ya- lıköşkü’nde huzura kabul ederdi. Bu usul zamanımızda devam etmektedir. Padişah protokole katılanla- rın tebriklerini Domabahçe Sarayı’ndaki bayramlaşma salonunda kabul etmeden önce, salonun üst katında bulunan odada şehzadelerin tebriklerini kabul ederdi. Sonra şehzadelerle beraber bayramlaşma salonuna inerek, âdet olunduğu üzere bayramlaşma törenine devam edilirdi.
Yeniçeri kurumunun kaldırılması olayında Sultan Mahmud Han’ın, Beşiktaş Saray-ı Hümayunu’ndan Yalıköşkü’ne gelerek yeniçeriliğin kaldırılmasını buradan idare ettiği bilinmektedir.
Sicill-i Osmanî’de de, Yalıköşkü’ne dair garip bir olaya tesadüf ettim, buraya aynen naklediyorum:
“Âdem Dede, Mevlevî tarikatından olup, Şârih İsmail Dede’nin yerine Galata Mevlevîhanesi şeyhi oldu. Hacca gidip 1063 Cemaziyelevvelinde vefat etti. Muhteşem bir insandı. Vakur, cömert ve şairdi. Sultan Murad Han zamanında dervişleriyle beraber ney ve kudüm* ile hisardan gelirlerken bostancıbaşı, Tophane’ye yanaştıkları sırada bunları geri çevirerek Yalıköşkü’ne götürmüş ve bir taş üzerinde ney ve kudümlerini kırdırmıştı. Sonra böyle gezmeyiniz, diye tembih etmiştir. Bunlar gece yarısı tekkeye gelince, şeyh o tarafa bakan iki penceresini hiddetle kapatmıştı. Yirmi bir gün sonra o bostancıbaşı öldürülerek başı, dervişlerin ney ve kudümleri kırdığı taşa konmuştur.
OSMANLIDA CİRİT ATMA OYUNU
09
Eki