Portekiz, Norveç. Türkiye’den ivedi ile uçağa binmeden önce, bizim ressamlarımızın da —geç te olsa— katılacaklarına olan inancımı henüz yitirmemiştim. Oraya vardıktan sonra, bütün araştırmalarıma karşın, Türkiye’den yarışmıya hiçbir ressamımızın katılmamış olmasına cidden şaşırdım Brüksel Büyükelçimiz sayın Halûk Kuran’ın da Ostende 1978 Avrupa Resim Ödülü Şeref Komitesine üye seçilmiş olmaları beni çok sevindirmişti; ve ayrıca toplantıya resmen davet edilmiş olmam, yarışmıya ...
Devamını Oku »Yazar Arşivi: kozlu
and sanatı
land sanatını, 19. yüzyıldan bu yana Hollanda ile paylaşması tarihsel bir zorunluk olan Belçika’nın, 17. yüzyılın kuzey Barock resminin iki varisinden biri olduğu gerçeği üstünde vakit vakit derinliğine düşündüm. Onun içindir ki, Rubens (1577- 1640) ile Van Dyck’ın (1599- 1641) ve Jordaens’in (1593 -1678) ve hatta Rembrandt’ın (1606-1669), bugün artık hangi yöne, yani Belçika’ya mı, yoksa Hollanda’ya mı maledilmesi gerekeceği ...
Devamını Oku »Maurice Messeque
Maurice Messeque. (İnsanlar ve Bitkiler), Çeviren: Saf M. Yurdanur, E Yayınları, İstanbul 1973. Maurice Messeque. (C’est la nature qui a raison), Laffont Yayınevi, Paris 1970. Dr. Emin Derman. (Şifalı Bitkiler ve Tatbik Edildiği Hastalıklar), İzmir 1966. Dr. Joseph D. Wassersug. (İlâçların Sebep Olabileceği Hastalıklar), Bilim veTeknik Sayı53, TÜBİTAK Ankara 1972. MADALYONUN ÖTEKİ YÜZÜ Bir tesisatçı bir ...
Devamını Oku »yeni giren bir çok tedavi
yeni giren bir çok tedavi yöntemini de kapsıyordu. Örneğin ağlayan bebeklere haşhaş bitkisinin kurumuş tohum kesesi kabukları öneriliyordu. Bugün genellikle karınları ağrıdığı için ağlayan bebeklere düşük dozlu afyon bileşikleri verilmektedir. Aynı papirüslerde konu edilen küflenmiş ekmeğin iltihaplı yaralara konması 3500 yıl önceki bir penisilin uygulamasından başka bir şey değildir. M.Ö. 668 – 662 yıllarına ait Ninova tabletlerinde 250 bitki ilâç ...
Devamını Oku »EN BÜYÜK ECZANE: DOGA
EN BÜYÜK ECZANE: DOGA Aydın SEZGİNER i Ikokul öncesi yaşamım büyük bir bataklığa I yakın oldukça geniş bir evde geçti. Büyükannem her gece yatmadan önce evdeki bütün çocukları toplar ve bilmediğim bir takım bitkilerden hazırladığı bir suyu süngerle vücudumuza sürerdi. Anımsadığım kadariyle bataklıktan gelip sürüler halinde evde dolaşan sivrisinekler bizler için bir sorun yaratmazdı. Ama akşamları bu ilâç- ...
Devamını Oku »varılmasına yol
varılmasına yol açmıştır. Bu araştırmalar taç maddesinin seyreltik, yüksek sıcaklıklı (1 milyon derece mertebesinde) özelliklerinin incelenmesinde çok yararlı olmuşlardır. Zemine bağlı güneş spektroskopisi, görülebilen güneş tabakalarındaki hareketlerin şemaları ve söz konusu tabakalardaki manyetik alanın yapısına ilişkin yeni bilgiler sağlanmıştır. Bu olaylar, büyük ölçekteki yapı, mevcut enerji ve güneş tipindeki yıldızların evrimlerinin incelenmesinde doğrudan doğruya bir önem taşımazlar. Ancak gene de ...
Devamını Oku »oluşana kadar sürer
oluşana kadar sürer. Yoğunluğu çok yüksek bir nötron yıldızı kalıntısı ancak bir süpernova patlaması sonucunda oluşur. Kütlesi daha az yıldızlarda ürün yoğun bir beyaz cüce kalıntısıdır. Bu, yıldız yüzeyinden dışarı doğru hafif bir kütle akışı ile belirlenen bir evrimin sonucudur. Yıldızlararası maddenin büzülmesi sonucu yoğun bir ilk yıldıza ve oradan kalıntı bir nötron yıldızına yönelik olan evrimi sonunda yoğunluğun şiddeti ...
Devamını Oku »Kırmızı dev
Kırmızı dev evriminin geç dönemleri boyunca nötrino yayınlarının önemli olduğunu daha önce söylemiştik. Çöküntü dönemi süresince yukarıda sözü edilmiş olan elektron yakalanması aşaması, tipik olarak, enerjileri 8 Mev (Mikro elektron volt) olan nötrinoların yayınlanması ile birlikte gelişir. Maddenin daha önceki aşamalarında olanın tersine, madde yoğunlukları okadar yüksektir ki nötrinoların çekirdekteki madde içerisinde engele rastlamaksızın hareket edemezler. Aksine kapana kısılmışlardır. Nötrinoların ...
Devamını Oku »ASTROFİZİKTE SON GELİŞMELER Bengt STRÖMGREN
ASTROFİZİKTE SON GELİŞMELER Bengt STRÖMGREN (Yazı serisinin sonu) S on olarak, kütlesi güneşinkinin 8 – 50 katı olan çok yoğun yıldızları gözönüne alalım. Bunlar, kütleleri güneşinkinin 4 – 8 katı olan yıldızlarda açıklandığı gibi, merkez bölgesindeki hidrojenini yakarlar ve çok hızlı bir şekilde kırmızı dev dönemine yönelirler. Bundan sonra, ısı bakımından kararlı olan, bir helyum yanması aşamasından geçerek, ...
Devamını Oku »Herşey olur… Herşey unutulur …
Kimyasal yapılar meydana gelemezdi. Doğal olarak da “Gelişme İşlemi” diye bir durum olamazdı”.. Beşinci Evrensel Sibernetik’e gelince: “Evrendeki “Denge Durumu”, Sibernetik ve Anti-Siber- netik işlemlerin ilişkilerinden, doğmaktadır” diyor Foster. Ve sonuncu prensip olan, Altıncı Evrensel Prensip, “Şuur” ya da “İsteırT’i de şöyle özetliyor: Evrendeki “Bilgi”nin, çeşitli potansiyel nitelikleri “Şuur ya da Akıl”; aktüel bilgi işlemin, çeşitli potansiyel nitelikleri, “istem” olarak ...
Devamını Oku »SAYI : 136 MART: 1979 CİLT : 12
SAYI : 136 MART: 1979 CİLT : 12 A V X K POPÜ\-EW D £. P. G \ “HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR, FENDİR”. ATATÜRK İÇİNDEKİLER Kurutulmuş Çiçek Tabloları ile Ege Florası .. 1 Uzam – Zaman Karmaşıklığı…………………….. 4 özgür Zaman ve Beşinci Boyut……………….. 8 Kompozit Malzemeler …………………………… 10 Ay’dan Son Haberler……………………………… 15 Kusursuz Uçuş Makineleri ………………….. 21 Uzay’da ...
Devamını Oku »ÇAĞDAŞ EV, ESKİ MİMARİ:
ÇAĞDAŞ EV, ESKİ MİMARİ: «GEOHOUSE» Y akıt ödemeleri çok yüksek boyutlara vardığında, enerji bakımından hemen hemen kendi kendine yeterli bir ev en gü/el şatodur. İşte burada böyle bir ev sunulmaktadır. “GEOHOUSEV Ev, yüzyıllar önce uygulamaya konmuş kuralların bir birleşimidir. Bu kurallar doğal öğelerin mantıksal kullanılışlarından doğmuş sonuçlardır: Güneşin ısısı, toprağın yalıtımı, gölgelerin ve esintilerin serinletici etkisi. GEOHOUSE’in bölümleri eskilerin kendi ...
Devamını Oku »veya uzunca ayaklılarında bu kuvvet yoktur.
veya uzunca ayaklılarında bu kuvvet yoktur. Çelişki, Harrier-Dik inen uçaklarını ısmarlayan bir İngiliz firmasını düşündürmüştü. Bunun üzerine Edinburgh Üniversitesinden Dr. Bennet-Clark ve bilimsel fotoğrafçı E.C.A. Lucy’yi bu sorunun araştırılması için görevlendirdiler. Sonuç pirelerin şimdiye kadar sanıldığı gibi zıplayıp sıçramadıklarını meydana çıkardı. Pirede enerjinin yalnız yüzde üçü kaybolmaktadır Araştırmaların sonunda pirenin arka bacaklarındaki ivme aracı olarak hiç bir kasın kullanılmadığı sonucuna ...
Devamını Oku »ne asitler, proteinler, yağlar ve organik olmayan tuzlarla.
ne asitler, proteinler, yağlar ve organik olmayan tuzlarla. Kısaca ve abartılarak onun için, zıplayan bir su damlası bile denilebilir. Bütün vücuduna dağılmış birçok hava borucukları ile temizlenen bu kan sürekli oksijen alabilmek için, oksijenin bir devre şeklinde pompalanmasını da gerektirmez. Tüp şeklinde, iskeletten oluşan iç duvarlarla beraber büyümüş olan kalp, öyle ağır bir ritimle çarpar ki, sıçramalardan oluşan değişiklikler onu ...
Devamını Oku »UÇAK MÜHENDİSLERİ NİÇİN PİRE İLE İLGİLENİRLER?
UÇAK MÜHENDİSLERİ NİÇİN PİRE İLE İLGİLENİRLER? Fritz STREMPEL Eğer pire bir insan kadar büyük olsaydı, 300 metre yüksek sıçrayabilecekti. Asıl ilginç olan şey ; onun bu dev uçuşlarında gerekli gücün yalnız onda birini bacak kaslarından almasıdır. O irenin bu inanılmaz yeteneği göz önün- ■ de tutularak çok ilginç biiim kurgu romanları düşünülebilir. Bu mini mini ve insanların ...
Devamını Oku »maddeden yaplılmış
maddeden yaplılmış bir evren, sonuç alarak ortaya çıkmaktadır. Evrensel asimetrinin bu yorumu, özel şartlar istememesi nedeniyle özellikle çekici olmaktadır: Maddenin çoğunluğu, egemenliği, Kl mezonunun bilinen ve X parçacığının tahmin edilen bozunmaları ile benzerlik kurularak açıklanabilinmektedir. Fakat bunun sadece bir hipotez olduğu vurgulanmalı ve ilerde yapılacak deneylerin bunu tamamen çürütülebileceği unutulmamalıdır. Bunun da ötesinde, eğer poroton gerçekten bozunmuyorsa, şu andaki büyük ...
Devamını Oku »atom
lardan biri, atom çekirdeğinin temel elemanlarından olan protonun, tıpkı C14 ve diğer bir çok elementlerde olduğu gibi spesifik ölçüde “bozunduğu’dur. Şimdiye kadar protonun kararlı, dengeli bir yapıda olduğu kabul ediliyor ve başka parçacıklara bozunma- yacağı düşünülüyordu. Büyük birleştirme teorileri, proton bozunmasmı ortaya attığı gibi, proton bozunmasmın deneysel olarak gözlenmesi ile kanıtlanabilinecek, sadece evrenin ilk zamanlarının özelliği olan çok yüksek enerjiler ...
Devamını Oku »yükseklerde uçar.
çından daha yükseklerde uçar. Bundan dolayı hava ısısının yükselmesini beklemek zorundadır, çünkü serin hava kütlelerinin akımı sürdükçe kuşun gıdasını sağladığı böceklerden hiçbiri ortalıkta gözükmez. Kuşlar esasen yolculuğa günlük gıda “ta- yın”larını arttırarak hazırlanırlar. Bu şekilde vücutlarında toplanan yağlar, bütün yolculuk boyunca kullanılacak enerji depolarını teşkil eder. Çizgili çalı bülbülü bu bakımdan tipik bir örnektir. Batı Kanada ile Güney Amerika’nın doğusu ...
Devamını Oku »SAYILARLA KUŞ GÖÇÜ
SAYILARLA KUŞ GÖÇÜ Göç Yoğunluğu -600 milyon kadar Avrupalı kuş, her yıl kışı Afrika’da geçirir. – 400 ila 600 milyon göçmen kuş ilk ve sonbaharda Fransa üzerinden uçar. Geçiş hızı ve uçuş süresi Genel olarak göçmen kuşlar değişik hızlarda günde 6 ila 8 saat uçarlar. -Tarla kuşu: Saatte 30-40 km. – Bağırtlak. Saatte 100-110 km – Bazı ördek cinsleri: Saatte ...
Devamını Oku »Pamela WEiNTRAUB ROBOTLAR OELİŞİYOR evresi, kraterler, keskin yarlarla çevrili ayın kül rengi çevresine bakıyoruz. Ortada robotların an gibi çalıştığı bir fabrika var. Bazıları ortalıkta tekerlekler üzerinde gezinerek, ay yüzünden çıkardıkları cevherleri ayrıştırma fırınlarına götürüyorlar. Diğerleri ise, ayrıştırılarak elde edilmiş metali uzay gemilerine, yapay uydulara, en önemlisi yeni robotlara dönüştürürlerken televizyon kamerası gözlerini ayarlayıp, mekanik kaslarını çalıştırıyorlar. Neredeyse ...
Devamını Oku »