BARKA, Charles Glover
T 877-1944 İngiliz Fizikçi
V >1 |
Elementlerin çeşitli x-ışınları yaydığı buluşuyla tanınır. Basası bir Kimya şirketinin genel müdürü olan annesi ise saat yapımcısı bir aileden gelen Barkla, varlıklı bir ortamda yetişiyor, her derste başarılı olmakla birlikte, özellikle matematik problemlerini çözmedeki ustalığı ile tanınıyordu.
Üniversitede elektromanyetik ışınım üzerinde çalışmaları ve etkili bir ders veriş biçimi olan fizikçi Oliver Lodge’un etkisi altında kalan Barkla 9» t»r öğrenci ciarak dikkati çekiyordu, bu nedenle Profesör />e Z2/P3/? *ıse gelemese, yerini Barktı ‘yı bırakıyor ve yeterince temsi) edildiğinden öulunuyordu. Mezuniyetinden sonra bir süre de Thomson un gözeti- tariton sesiyle müzik faaliyetlerine de
Daha sonra mezun olduğu Liverpool Üniversitesine katılıyor, beş yıllık bir süreden sonra Londra’ya geçiyordu. Birkaç yıl önce Röntgen’in varlığını saptadığı x- ışınları, o zamanki her fizikçi gibi onun da ilgisini çekiyor ve araştırmalara girişiyordu.
Gazların, x- ışınlarını dağıttığını gören Barkla, bu dağılmayı gazın yoğunluğu dolayısıyla molekül ağırlığı ile orantılı buluyordu. O sıralarda, x
– ışınlarının ne olduğu hakkında çeşitli fikirler ileri sürülüyordu. Röntgen ve yandaşlan bu ışınları ses gibi boyuna yayılan dalga olarak tanımlıyor, kimileri katot ışınlan gibi parçacıklardan oluştuğunu ileri sürüyor, kimi çevreler de, ışık gibi enine yayılan elektromanyetik Dalga kabul ediyorlardı. Barkla, dağılmanın molekül ağırlığı ile orantılı olmasını, atom ağırlığına bağlıyor ve atom ne kadar ağır ise içindeki yüklü parçacıklann da o kadar çok olduğu sonucuna vanyordu. Bu bulu, bir atomdaki elektron sayısı ile atomun çevrimsel çizelgedeki yeri arasında kumlan ilk ilişki oluyor ve atom sıra sayısı (atom numarası) kavramına götürüyordu.
Barkla, daha sonra yaptığı araştırmalaria, yayılma biçiminden, x – ışınlarının tek bir ışın değil, ışınlardan oluştuğunu gösteriyordu. Bunlar Röntgen’in sandığı gibi ses dalgaları örneği’ boyuna yayılmıyor, aksine ışık dalgalarına benzer biçimde enine hareket ediyorlardı. Kimi elementler x- ışınlarını dağıtınca, belli bir kalınlığa kadar işleyebilen özel ışınlar yayıyorlardı.
O zamanlar x- ışınlarının dalga boylarını ölçecek aygıt bulunmadığı için, Barkla bu sonuçlara, kalınlığı değişmeyen alüminyum levhalann emdiği ışın miktarlarına dayanarak vanyordu. Elementler çevrimsel çizelgedeki sıralarına göre incelendiğinde, ürettikleri tipik x – ışınları gittikçe daha kalın yü-, zeylere işler bulundu. Bu özelliği ele alarak inceleyen Moseley, kısa bir süre sonra atom sıra sayısı kavramına bugünkü anlamını verdi.
Barkla’nın saptadığı x – ışınları iki çeşitti; en derinlere işleyebilenlere (gama) ve daha yüzeysel kalanlara da (L) ışınımı diyordu. Bu sonçlarla, atom içinde elektronların nasıl dağılmış olacaktan daha iyi anlaşılmış ve konu üzerinde duran Siegbahn ve Bahr, yeterli açıklamaları yapabilmişlerdir. X ışını ile uyarılan ve bir üst enerji düzeyine çıkan elektron, atom iyonlaşma enerjisi kazandırıyordu. Ancak elektron yeni yörüngesini komyamıyor ve eski dummuna gelirken bir enerji açığa çıkıyordu ki; flüonşıl denilen ışıma idi.
Barkla bu çalışmalanyla, 1917, Nobel Fizik Ödülü’nün sahibi oldu. Derin fizik bilgisi, öğrencileri ve bilgilerini tarafsız bir gözle değerlendiren tutumuyla çok sevilen ve sayılan Barkla, ileri yeşlannda artık fizikle uğraşmaz oldu; üç oğlu ve bir kızı ile kalabalıktan uzak: doğada yaşamayı yeğledi.