MİKOLAJ KOPERNİK

MİKOLAJ KOPERNİK

Güneş, Kopernik’in ortaya koyduğu yeni kozmoloji sistemine göre, Evren’in merkezi olmuştur; bu yeni kuram bilimsel kanıtlara dayanıyor ve Batı düşüncesini kökten bir biçimde değiştirerek modern bilimin doğuşunu müjdeliyordu.
MİKOLAJ KOPERNİK

Yeni Dünya’mn keşfiyle Avrupa’nın Yerküre hakkmdaki görüşünün altüst olduğu bir anda, Kopernik’in eseri kozmos ölçeğinde bir başka belirleyici tarihe damgasını vurmuştur. Ne var ki, bunun bütün sonuçlarım kavramak için daha iki yüzyıla yakın bir zamanın geçmesi gerekmiştir. Ancak, XVII. yy’da «bilimsel devrim»in kapısını açan günmerkezli sistemin yerleşmesi iledir ki, modem çağın sınırsız Evren’i, Antikçağ’ın ve Ortaçağ’ın kapalı ve hiyerarşik dünyasının yerini alabilmiştir.

Mikolaj Kopernik 19 şubat 1473’te Polonya’nın Torun şehrinde dünyaya geldi. Ailesi Leh kökenliydi. Annesi Torun’un yerlisiydi, Krakowlu zengin bir tüccar olan ve Prusya Birliği’ne (Polonya’nın müttefiki) yakınlık duyan babası ise 1454’de bu şehre yerleşmişti.

OLGUNLAŞMA YILLARI

On yaşında, babasının ölümü üzerine yetim kalan küçük Mi-kolaj’ı, 1489’da, Warmia piskoposu olan dayısı Lukas Watzenro-de evlat edindi ve 1491’e doğru, on sekiz yaşına basınca da öğrenimini tamamlamak üzere, onu Krakow’a gönderdi. O tarihte Polonya Krallığı’mn merkezi olan bu şehrin, bilimsel ve hümanist kültürüyle bütün Avrupa’da tanınmış bir üniversitesi vardı. Kopernik, burada dönemin en ünlü astronom ve matematikçisi Albert de Brudzevo’nun öğrencisi oldu. Ama bu öğrencilik fazla sürmedi.

1495’te, Mikolaj Kopernik, dayısı Lukas’ın desteğiyle Frombork (Frauenburg) piskoposluk meclisine üye oldu. Din adamı olmayı aklına koyarak İtalya’ya gitti ve orada din hukuku ile Yunanca öğrenimi gördü. Ekim 1496’da, Bologna Üniversitesi’ne kaydoldu ve burada üç yılı aşkın bir süre kaldı. İlerdeki öğrencisi, yaşamöykü-sünü yazan ve yayımcısı olan GJ. Rheticus’a bakılırsa, bu yıllarda ayrıca astronomi de okudu ve astronom Domenico Maria di No-vara ile çalışarak «onun öğrencisi, daha çok yardımcısı oldu».

Temmuz 1501’de, Kopernik, Frombork Katedrali’nde piskoposluk kurulu üyeliğindeki yerini almak üzere, Polonya’ya dönmek zorunda kaldı. Ama daha görevine yeni başlamıştı ki, İtalya’da iki yıllık yeni bir burs kazandı. Bu kez Padova’ya gitti ve tıp öğrenimine başladı. Ancak bu öğrenimini bitiremeyeceğini anlayarak 31 mayıs 1503’te, Ferrara’da din hukuku dalında tezini vererek doktor unvanını aldı. Görüldüğü gibi, Kopernik’in zamanının en büyük gökbilimcisi olmasını sağlayacak hiçbir hazırlığı ve birikimi yoktu. 1503’ten 1512’ye kadar, önce Lidzbork’ta dayısının yanında kalıp onun sekreterliğini, danışmanlığını ve hekimliğini yaptı. Dayısının 1512’de ölmesinden kısa bir süre önce de Frombork’taki piskoposluk merkezine döndü ve ölünceye kadar (24 mayıs 1543) orada kaldı.
«KÜRELERİN DOLANIMI» DEVRİM

Kopernik, zamanının bütün büyük adamları gibi, ç.? alanlarda etkinlikte bulunmuştur (bir aralık Frombcr; -alan Warmia Eyaleti’nde yönetici olarak çalışmış, ekcr::–rinde araştırmalar yapmış ve bunları 1517’de kaleme a.z.-i ra Basımı Hakkında Deneme» adlı eserinde özetlemiştir ününü zamanının ancak küçük bir bölümünü doldur-. astronomi dalında yapmıştır. Bu ününü de ilk kez, İz-. yıllarında Nürnberg’de yayımlanmış olan «Gökteki Ku. ■ lanımt Üstüne, VI Kitap» (De revolutionibus orbium es.: libri VI) adlı tek bir esere borçludur.

Eserin görüşü ve yapısı

Kürelerin Dolanımı’nın temel düşüncesi olan «günme:;; (helyosantrizm), Kopernik’in kendisinin söylediğine gz:t veya 1506’da aklına gelmiş olmasına karşın, astronom: yazdığı ilk kitap olan «Gökcisimlerinin Hareketine İlişkin ‘” lar Üstüne Yorum» (De hypthesibus motuum coelest-r constitutis commentariolus), ancak 1513 yıllarında elde- : 1 aşmaya başlamış ve son biçimini alması en azından 15r-dar sürmüştür. Kaldı ki, Kopernik ömrünün sonuna kaçar tapta düzeltmeler ve değişiklikler yapmaktan geri kaknar

Altı kitaptan oluşan Kürelerin Dolanımı üç değişik ko” _ ~ sar: I. kitabın ilk on bir bölümünde, Kopernik günmerkez-minin (yani Güneş’i, etrafında gezegenlerin dolandıkları r.r olarak kabul eden Evren görüşünün) temellerini ortaya tur. Buna, çeşitli çevrelerden şiddede karşı çıkılmış ve Kzz eski bilginlerin yani Aristoteles’in, Ptolemaios’un vb savur rı «yermerkezlilik» (Yerküre’yi Evren’in ve gökcisimlenr_~ ketinin merkezi sayma) kuramlarım çürütmek için bur.L=:: uzun kalem tartışmalarına girişmek zorunda kalmıştır _• nik’e göre, Yerküre artık, eskiden sanıldığı gibi, Evren’in r zinde yer alan durağan bir cisim değildir; onun yerini G_’ mıştır ve Yerküre, göğe fırlatılmış basit bir gezegenden tî: şey değildir. Bir yıl içinde Güneş’in çevresindeki dolanrr saat 56 dakikada da kendi ekseni etrafındaki dönüşünü zi lar. Üstelik, dönme ekseninin öyle bir devinimi vardır k: : nik’in bu konuda yamlarak düşündüğüne göre, sabit ve z. sayılan yıldızlara göre değişmeyen bir yönü koruyabilir.; bu kaçınılmazdır. I. kitabın son üç bölümünde ise, Koperr. gonometrik kavramlar ileri sürmüştür ki, bunlar da sisten:-‘ rıntılı yapısını açıklamak için gerekli matematiksel araçlar:

Son beş kitap ise, Evren’in bu günmerkezlilik varsayur-re olabileceği kadar eksiksiz bir tanımına ayrılmıştır: II. k_ küresel astronomi açıklamasıdır ve buna bir yıldız kata!: lenmiştir; bundan sonraki kitaplar (III-VI), Güneş’in, Yerfc. (Dünya), Ay’ın ve gezegenlerin çeşitli görünür ve gerçej ketlerine ilişkin kuramların ayrıntılarını vermektedir.

Ptolemaios’un «Almagest»inden on dört yüzyıl sonra ‘ bu kitap, benzer bir sunuluş içinde, göklerin yepyeni ve c. ğince eksiksiz bir tammı ve betimlemesidir.
346

kezli sistem

yor ki, Kopernik’in sisteminin temelinde, bir basitli yatmaktadır. Polonyalı astronom bu amaçla MÖ ontuslu Herakleides ve Sisamlı Aristarhos gibi Yu-nin varsayımlannı yeniden ele alarak Dünya’mn resinde döndüğüne inandıkları için görünürde saç-: varsayımların aslında gökbilim olaylarının son desin bir açıklamasını ve üstelik olağanüstü düzenli rünümü ortaya koyduğunu keşfetmiştir. Böylece, ışamada gezegenlerin hareket mekanizmalarını da-r duruma getirdiğini sanmıştır. Ama daha Ptolema-ından beri kabul edilmiş olan bir gerçektir ki, geze-mberler halinde ve değişmez bir hızla dolanmazlar, kleri hesaba katmak ve ekuantlara (denge noktala-ladan gökcisimlerinin dairesel hareketi tezini savu-ı, Kopernik, sistemini biraz daha karmaşık duruma asma da olsa, bir ilmik veya ilmek (episikl) ve taşı-sistemi geliştirmiştir, Kopernik, maddî saydam kü-ndan da vazgeçmemiş, bunların gezegenleri taşıdı-ın hareketlerini açıkladığım kabul etmiştir (çünkü

i küreler olduğu ve gezegenleri peşlerinden sürük-lırdı). Kopernik’in sistemi bir tek değişiklik getir-;, Evren’in merkezinde yer alır ve Dünya, öteki ge-, bir orbis (küre) tarafından taşınır (kitabına da bu terin Dolanımı adım vermiştir).

/erli yerine oturtmak ve kabul ettirmek için, Koper-es ve Ptolemaios zamanından beri süregelen ve kla-estekleyen birtakım savları ve gerekçeleri reddet-. kalmıştır. Eleştirdiklerinin başında Aristoteles’in şu taktadır: bu büyük Yunan filozofuna göre, Evren bir ı madde denilen ve Dünya ile Ay’ın «küre»sine ka-nekândan, öte yandan esiri bir maddeden, yani ge-Ly’ın ve yıldızların maddesinden oluşur; bu İkincisi ve ivmenin etkilerine duyarsızdır: Yeryuvarlağmın ına karşı ileri sürülen başlıca kanıdardan biri, böyle dünyaya uygulayacağı merkezkaç gücünün onu ‘eteceği idi. Kopemik’e göre ise, Yeryuvarlağı öbür :n sadece biriydi ve onlarla aym özde olduğu gibi zellikleri aynı kurallara göre belirlenebilirdi, ernik’in sistemi bir başka köklü değişiklik getirmiş ı çok daha derin bir kültürel devrimin öncülüğünü opernik, Aristoteles’e karşı, bütün Evren’i Yerküre c. bir noktanın çevresinde döndürmenin saçma bir u ileri sürmüştür. Üzerinde yıldızların bulunduğu îierin varlığını kabul ettiğine göre, Evren’in boyutla-ölçüde genişletmek zorunda kalmış (yarıçapını iyük bir sayıyla çarpmış) ve böylelikle Yerküre’nin ızlara göre do-ileri ge-et-
yumsanmamasım sağlamıştır. Böyle bir Evren anlayışı o dönemde bir «savı kamtsama» sayılabilirse de, bugünkü bilgilerimize göre, Kopernik ile yeni bir Evren görüşünün oluştuğu ve Koper-nik’in dünya görüşümüzde yeni ufuklar açtığı tartışma götürmez. Çünkü, sistemi, son incelemede ve başlangıçtaki amaçlarının tersine, Ptolemaios’un Evren görüşünden ne daha yalın ne de daha dakik olmamakla birlikte, iki binyıla yakın bir zamandan beri Evren’e ilk kez yeni boyutlar ve o zamana kadar hiç dile getirilmemiş olan bir uyum ve bir birlik kazandırmıştır.

Ne var ki, Kopernik’in astronomisi, büyük ölçüde eski bilginlerin tezlerinin etkisi altında kalmıştır. Dairesel harekete tanınan üstünlük, gökcisimlerinin küresel biçimine verilen önem ve özellikle Güneş’in Evren’de merkezî bir yer tuttuğu inancı, Ko-pernik’i tartışmasız metafizik düşüncelere sürüklemiştir. Böylece, Güneş’in rolü mekanik gereklerden çok, Platoncu geleneklerden kaynaklanan bir inançla belirlenmiştir: dünyaya ışık saçtığı için Güneş kusursuz bir gökcismi sayılmış ve ister istemez Evren’in merkezinde yer alması gerektiği düşünülmüştür. İşte Kopernik de Kürelerin Dolanımı adlı eserinde şunları yazmıştır: «Krallık tahtında oturan Güneş, yıldızlar ailesinin dolaşımım yönetir». Buna rağmen, Güneş, Evren’in ekseni değildir. Yıldızların hareketi aslında Güneş’e oranla ekseninin yeri değiştirilmiş olan Dünya yörüngesinin merkezine aktarılmıştır.

Eserinin yayımlanması ve sonraki kuşaklara etkisi

Kürelerin Dolanımı’nm birinci baskısı beklenmedik bir yankı uyandırmadıysa, bu biraz da yazarın basılı eserini görmediği içindi. Son metin Rheticus’un gözetimi altında, 1542’de Nümberg’te basılmaya başlanmıştı. Ancak, yılın sonuna doğru, Rheticus bu işi bir arkadaşına, Lutherci bir Tannbilimci olan Andreas Osiander’e bırakmak zorunda kalmıştı. O da, kitaba imzasız bir önsöz yazmayı uygun görmüş ve bunda yeni günmerkezli Evren sistemini, amacı hesapları kolaylaştırmak olan basit bir matematiksel model olarak sunmuş ve böylelikle kapsamını büyük ölçüde daraltmış, önemine ciddî bir zarar getirmişti. 1543 yılının başlarında Koper-nik çok hastaydı ve herhalde provaları görüp eserine getirilen bu eksik ve yanlış yorumu düzeltmek fırsatını elde edememişti. Belki de kitabın basıldığından haberi bile olmamıştı. Buna karşılık, uzun süre Kopernik’in kendisine mal edilmiş olan bu önsöz, kitabın hızla dağıtılarak çok satılmasını olanaklı kılmış ve ilk günlerde her türlü olumsuz tepkilerin önünü kesmiştir. Ama zamanla, önce Protestan sonra Katolik çevrelerden tepkiler gelmeye başlamış ve 1616’da, «Galileo davasının»da etkisiyle, ayyuka çıkmıştır. Kürelerin Dolanımı Papalık’ça okunması yasak kitaplar listesine alınmış ve günmerkezlilik sistemi kesin bir biçimde suçlanmıştır.

Kopernik zamanında astronominin ilerlemesini engelleyen üç «kilit» vardı: yermerkezlilik inancı; Evren’in, birbirine temelden karşıt iki kısma, yani bir «ayaltı» dünya ile bir kozmosa ayrılmış olması; gökcisimlerinin bütün harekederini tekdüze dairesel hareketlerin bir bileşimine indirgeme zorunluluğu. Astronominin geçirdiği büyük değişimler içinde, Aristoteles’in doğa felsefesinin fizik bilimlerine dönüşmesi süreci içinde, Kepler ve Gali-lei’den Newton mekaniğine uzanan yolda, Aristoteles kalesine ilk deliği açan Kopernik olmuştur. İlk «kilidi», yani yermerkezli dünya görüşünü ve arkasından da, neden-sonuç ilişkisi içinde örtülü olarak İkincisini padatmıştır. Galileo 1610’da yayımladığı «Yıldızların Habercisi» (Sidereus Nuncius) eserinde bu İkincisini paramparça etti ve Giordono Bruno da,

XVI. yy’ın son yıllarında, Tanrıbilimsel düşüncelere dayanarak, Evren’in sınırlanın patlattı ve hatta Güneş’in Evren’deki merkezî yerini bile yadsıdı. Kopernik sisteminin doğruluğuna yürekten inanan Kepler de, 1609-1619 arasında, gezegenlerin hareketine ilişkin üç yasasım yayımlayarak ve DanimarkalI gökbilimci Tycho Brahe’nin ince gözlemlerine ve kesin hesaplarına dayanarak astronomiyi tekdüze dairesel hareketlerin egemenliğinden kurtardı. Çalışmalanmn üstün niteliğine karşın, Dünya’yı Evren’in merkezi olmaktan çıkarmaya hiçbir zaman yanaşmamış olan Brahe’nin tersine, Kepler sadece Kopernik’in sistemini desteklemekle kalmamış, ayrıca eliptik yörüngeleri ka-mdamakla onu değiştirmiştir.

Artık Nevvton’a, 1665-1686 yılları arasında, bu gök mekaniğinin toplu ve son açıklamasını sağlamaktan başka bir iş kalmamıştı»! □
Mikolaj Kopernik. Frombork piskoposluk meclisi üyesi olan bu PolonyalI, aynı zamanda, bir hekim ve iktisatçıydı.
Kopernik’in düzlem küresi. Yeni bir Evren düzeni önerilmektedir: ortada yer alan Güneş’in çevresinde Merkür ve Venüs döner; Dünya, uydusu Ay ile birlikte, bir gezegenden ibarettir; daha uzakta, Mars, Jüpiter ve Satürn ve onlann da ötesinde durağan yıldızlar küresi yer alır.
AYRICA BAKINIZ

—► ib.anslI Aristoteles —► IB.AN5Lİ astronomi

ve astrofizik —*■ ib,ak(.iI Evren —»• naı Galilei —»■ FİSİ Güneş

ve Güneş sistemi —» iB.«su Kepler (Johannes) —*- anMJO Newton (îsaac)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*