Yazar Arşivi: kozlu

Tarihçiler Eserlere İtimat Etmiyor

Türk Edebiyatının İlmî otoritelerinden Orhan Okay, çalışma disiplinini, kitaplığını, ülkemizdeki kültür faaliyetlerini, kendi penceresinden günümüz ilim dünyasına bakışını, araştırmacılara tavsiyelerini Yedikıta okuyucularıyla paylaştı… Mesleğinizde sizi başarıya götüren şahsi özellikleriniz ve çalışma prensipleriniz nelerdir? Başarı deyince, önce yapmak istediklerimin çoğunu yapamadığımı itiraf ederek söze başlayayım. Çalışma tempom da pek yüksek değildir. Yavaş yazarım, çok düzeltme yaparım. Yazdıklarımın ifade ve kompozisyon olarak hatalı ...

Devamını Oku »

Sultan Abdülhamid’den Siyaset Dersi

Bundan 120 küsur yıl, 1. Dünya Savaşandan 23 yıl önce Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın başbakanlığa hitaben kaleme aldığı muhtırası, hem yakında patlayacak olan büyük savaşın hem de Osmanlı bürokrasisinde hâkim zihniyetin şifrelerini ortaya koyması bakımından oldukça önemli… Ümitlerini kestiklerini ve hatta kimisinin rüşvete tevessül ettiklerini, “Ne koparsak kârdır” mantığıyla sırf kendi keseleri için çalıştıklarını ifade eden sultan, bu halden çok ...

Devamını Oku »

Kendi Anlatımıyla Mimar Sinan

Kendi Anlatımıyla Mimar Sinan “Padişahının aciz duacısı Abdü’l-Mennan oğlu Sinan, Devlet-i Osmaniye’de dört padişaha hizmet ile müşerref olup sanatım ve hizmetimle Müslümanlara faydalı nice eserler kılmak nasip oldu. Dört padişahın ilki Arap ve Acem fatihi Yavuz Sultan Selim Han hazretleridir. Bu hakir, Sultan Selim Han’ın Kayseri Sancağı’ndan devşirilen kullarının evveli olmuştum. Acemi Ocağı’nda dülgerlik ile üstad hizmetinde sebat edip, hizmet ...

Devamını Oku »

YELYUTAİM.

YELYUTAİM.   Yelyutanlar’ kırlangıçlara çok benzer. Ama kırlangıçlarla akraba olmayan bu kuşlar kolibrilerle aynı takım içiride sınıfiandınhr. Kanatlan çok uzun ve dar, kuyruk-ian kısa vc gcııcilikic ^aıai uı^iuüuı. Vcîyuian-lara bazı yerlerde sağan da denir. Yelyutanlar adlannı, hızla uçarken gagalarını sonuna kadar açmalarından alır. Bu davranışlarının amacı hemen hemen tek besin kaynakları olan havadaki böcekleri yakalamaktır. Yelyutanlar saatlerce uçabilir ve saatte ...

Devamını Oku »

YELVE VE SAZTAVUĞU,

YELVE VE SAZTAVUĞU,   mekelerin de yer aldığı Rallidae familyasından batakhk kuşlarıdır (bak. Meke).. Çoğunun tüyleri kahverengimsi nakışlı olduğundan yaşadıkları çevrenin bitki örtüsü içinde ayırt edilmeleri çok güçtür. Göç yolculukları dışında pek uçmazlar. Ürktükleri zaman bulundukları yerlerden fır-lasalar bile kısa bir uçuştan sonra sık bitkiler arasına dalarak gizlenirler. Yuvalan çanak biçiminde, derin ve çoğu kez oldukça geniştir. Yelvelerin kuyruğu kısa- ...

Devamını Oku »

YELPAZE,

YELPAZE,     insanların çevrelerindeki havayı harekete geçirip serinlemek amacıyla kullandıkları basit bir el aracıdır. Yelpaze genellikle elde tutulur ve yüzün önünde ileri geri sallanarak oluşturduğu hava akımıyla yüzü .serinletir. Eskiden yelpazeler yalnız bu amaçla değil, harmanda buğdayı samânındaıi ayırmak hızla yansın diye ateşi yellerhek ya da sinek ve başka böcekleri kövimiak için de kullanılırdı. Günümüzde havayı hareketlendirmek için bir ...

Devamını Oku »

YELKOVANKUŞU.

YELKOVANKUŞU.   Yelkovankuşları albatros ve borankuşlarma akraba deniz kuşlarıdır {bak. ALBATROS; Borankuşu). Yaşamlarını he- men hemen tümüyle denizde geçiren bu kuşlar kıyılara yalnız üreme mevsiminde döner. Genellikle üst bölümleri koyu kahverengi ya da siyah, alt bölümleri beyazdır. Aralarında tümüyle koyu renk ya da tepesi beyaz tüylü olanlar da vardır. Ayaklan perdeli, bacakları oldukça güçsüz, gagalan uzunca ve kanca uçludur. Kanatlarını ...

Devamını Oku »

YELKEN UÇUŞU,

YELKEN UÇUŞU,     bir kişiyi taşıyacak büyüklükte, uçurtma benzeri küçük yelkenlerle uçma sporudur. Bu spor 1970’lere kadar pek tanınmamakla birlikte, benzer araçlar ilk kez 1950’lerin sonlannda kullanılmıştı. Yelken uçuşunun temeli aslında çok daha eskilere, Otto Lilienthal adlı bir Alman’ın 1890’larda planörle yaptığı uçma çahşmalanna dayanır. Lilienthal ince kumaşla kaplı tek kişilik planörler yapmış, bunları vücudunun hareketleriyle yöneterek uçmuştur  Lilienthal’inf ...

Devamını Oku »

YELKEN SPORU.

YELKEN SPORU.   Gerilmiş bir bez parçasına karşı esen rüzgâr, insan gücü olmaksızın bir tekneyi suyun üstünde taşıyabilir. Bu gerçek, insanların en eski ve en önemli keşiflerinden biri olan yelkenin çalışma ilkesidir. İnsanlar bu yolla hem ulaşım, hem de uzak ülkeler arasında ticaret yapma olanağı bulmuşlardır. Bir başka önemli buluş olmasaydı yelkenli tekneler dünya’ tarihindeki önemli rollerini oynayamayacaktı. Bu buluş, ...

Devamını Oku »

YEDİ YIL SAVAŞI (1756-1763),

YEDİ YIL SAVAŞI (1756-1763),   Avusturya’ nın, zengin Alman eyaleti Silezya’yı Prusya’ dan geri almak istemesiyle başladı. Ama daha sonra Avrupa çapında kanlı bir çatışmaya dönüştü. İngiltere ve Prusya’ya karşı Avusturya, Rusya, İsveç, İspanya ve Fransa savaştı. Kuzey Amerika ve Hindistan topraklan konusunda Fransa ile İngiltere arasında süren rekabet, savaşın denizaşırı ülkelere de yayılmasına yol açtı. 1748,’deki Aix-la-Chapelle Antlaşnıası’yla Silezya, ...

Devamını Oku »

EDİ UYURLAR,

EDİ UYURLAR,   Hıristiyanhk’ta ve İslam’ da ünlü bir dinsel öyküdür. Eshab-ı Kehf (Mağara Arkıadaşları) adıyla da tanınan öykü Hıristiyârihk’ın yeni yayılmaya başladığı dönemde geçer. Hıristiyanlar’a sistemli baskı uyguİamasıylâ tanınan Roma İmparatoru De-ciûs” (İslam kaynaklarında Dekyanus olarak geçer) döneminde (İS 249-251) yedi inanmış genç baskılardan yılarak Anadolu’da Efes (bugün İzmir iline bağh Selçuk ilçesi sınırlan içinde) yakınlanndaki bir mağaraya kapanırlar. ...

Devamını Oku »

YEDİGÖLLER,

YEDİGÖLLER, doğal güzellikleriyle ülkemizin en ilgi çekici yerlerinden biridir. Karadeniz Bölgesi’nin batı kesimindeki Bolu ilinin smırları içinde yer alır. Yığılca ilçesinin Mengen ilçesine komşu olduğu kesimde ve Zonguldak il sınırı yakınındadır. Bolu Dağları’nr dan kaynaklanıp Filyos Çayı’na katılan Devrek Çayı’nm kollarını oluşturan bazı dere vadilerinin heyelan (toprak kayması) kütleleriy^ le tıkanması sonucunda ortaya çıkan yedi küçük göl kümesinin bulunduğu yöreye ...

Devamını Oku »

And içmek

And-içme kadehleri

And içmek Kaynaklarda yer alan bilgiler, bu tabirin bir Orta Asya geleneğinden geldiğinden, bir şey içmekle yemin ettiklerinden bahseden Nitekim, eski Türkçede anmak, hatırlamak kelimesine ا d’ ekinin gelmesiyle ortaya çıkan ‘and’ kelimesi Moğolcaya anda kan kardeş, arkadaş olarak geçmiştir. Hunların, bir at keserek kanını içerek yemin ettikleri, İskit Türklerinin de kendi kanlarını karıştırıp buna ok, mızrak gibi silah uçlarını ...

Devamını Oku »

YAZ SAATİ.

YAZ SAATİ.   Yerel standart zamandian bir saat ileri zamana yaz;saati denir (öaA:. Zaman). Yaz saati kuzey yarıkürede nisan ile ekim ayları arasında uygulamaya konur. Elbette bir güne fazladan saat eklemek olanaksızdır.’ Ama gün ışığından daha çok yararlanıp elektrik enerjisi tüketimini azaltmak için, günlerin uzadıği:dönemde saatler bir saat ileri alınabilir. . : . i Yaz saati ilk kez I. Dünya ...

Devamını Oku »

YAZIM KURALLARI.

YAZIM KURALLARI.   Yazının bulunuşundan sonrai.sözler  ya da sözlü anlatım yazıya geçirilmeye başlanmıştır,. Hemen her toplumun bir. sistemi (alfabesi) vardır. Gene her ulus,, kendi dilinin yapısı gereği çeşitli uluslarca ortak olarak kullanılan alfabelere bazı harfler, işaretler  katmıştır.  Sözgelimi İranlIlar Arap alfabesine ye gibi yeni harfler eklemişlerdir. Türkçe’de de Latin alfabesindeki bazı harfler  alınma-mış,;buna karşılık bazı yeni harfler ^ gibi) türetilmiştir. ...

Devamını Oku »

Kırmızı mürekkeple bir nokta

Kırmızı mürekkeple bir nokta Ana dilleri Arapça olmayan Müslümanların Kurân-ı Kerîm okurken hataya düşmemeleri için evvela Ebul-Esved Düelınin bir çalışma yaptırıp fetha için harfin üstüne kırmızı mürekkeple bir nokta, esre için altına, ötre için önüne bir nokta konulduğunu, tenvinin de iki nokta ile gösterildiğini, sonra Irak Valisi Haccâcın bunları geliştirdiğini ve bugün kullandığımız harekeleri ve bazı işaretleri ise Halîl bin ...

Devamını Oku »

YAZI MAKİNESİ,

YAZI MAKİNESİ,   modern çalışma yaşamının vazgeçilmez bir’ öğesidir. Daktilo olarak da adlandırılan bu makinelerle, elle olduğundan daha hızlı ve çok daha okunakh yazmakdokunarak gerekli düzeltmeler yapılabilmektedir, olanaklıdır. Yazı rtıakinesini kullanan kişiye daktilograf denir; daktilograflar genellikle klavyeye bakmadan yazmayı öğrenmişlerdir. 10 parmağını kullanabilen deneyimli bir daktilograf dakikada 100 kadar sözcük yazabilir. Yazı makinesinin A:/avye’sinde, parmakla basılan 40-50 kadar (bu, markaya ...

Devamını Oku »

YAZI,

YAZI,   insanlann birbirleriyle iletişim kurmak için kullandıklan^ dil denen sistemi beUi işaretlerle belirleyen ikinci bir sistemdir. Butanımı daha da basite indirgersek, “yazı, sözün resimleşmiş biçimidir” diyebiliriz. Buradaki resim sözcüğü elbette bildiğimiz resim anlamında değil, daha çok “şekil-biçim-simge” anlamında kullanılmıştır. Yazı, alfabe denen ve seslerin yerini tutan işaretlerden olur Yazının insanlık tarihinde önemli bir yeri vardır. Bazı uzmanlara, bilginlere göre ...

Devamını Oku »

Bakraçlı Kahraman

Bakraçlı Kahraman Çanakkale’de bir kumandanın, askerleriyle birlikte her an düşman taarruzu altında bulunabilecek Ölüm Deresi denen vadiden geçmesi gerekiyordu. Paşa ve yaveri askerlerle beraber önden geçtiler. Arkalarına bakınca bir de ne görsünler, bir Mehmetçik iki elinde bakraçlar yavaş yavaş dereyi geçiyor. Düşman da ateşe başlamış durumda. Komutan “Oğlum, acele et, koş!” dese de asker hızını değiştirmeden, sağ salim geçer karşıya. ...

Devamını Oku »

Noktalama İşareti

Noktalama İşareti Dostlarından birisi Gandolin’e gazeteye koyması için bir makale gönderir ve yanlışlarla dolu bu makalesi için bir pusulaya şunları yazar: “Sana, gazeteye koyman için bir makale gönderiyorum. Noktalama işaretlerini yerlerine koyuverirsin.” Gandolin, pusulanın ardına şunları yazarak geri çevirir: “Bir dahaki sefere noktalama işaretlerini sen koyuver ne olur; makaleyi ben yazarım!”

Devamını Oku »