Yazar Arşivi: Kursistem Moderator

Selmân-ı Fârisî’nin Şam’a Kaçması:

Babam, benim kaçacağımdan korkup ayağıma bir bukağı vurdu. Sonra da, beni evinde hapsetti. Kilisedeki Hıristiyanlara adam gönderdim. (Yanınıza Şam’dan bir ticaret kafüesi geldiği zaman, bana haber veriniz!) dedim. Yanlarına, Şam’dan Hıristiyan tüccarlardan bir kafüe gelince, bana haber verdüer. Onlara : (İşlerinizi bitirdiğiniz, memleketinize dönmek istediğiniz zaman, bana haber veriniz!) dedim. Onlar, memleketlerine dönüp gitmek istedikleri zamanı bana haber verince, ayağımdan ...

Devamını Oku »

KüLSUM B. HİDM’İN ve ES’AD B. ZÜRÂRE’NİN VEFÂTI

Halbuki, ben, ne onun için, ne de, kendim için, Allâh’dan gelen bir şeyi gidermeye kadir değilim! Ebû Umâme (Es’ad b. Zürâre) hakkında beni hiç de, kmamasmlar!» dedi. Bununla beraber, onun dağlanmasını emretti. Es’ad b. Zürâre, kızlan Kebşe, Habîbe, Fâria veyâ Fürey’a’nm, Peygamber zevcelerinin evlerinde barındınlmalannı Peygamberimize vasiyet ve ricâ etti. Kendisi de, ^yakalandığı hastalıktan kurtulamayıp Şevval ayında Hakk’ın rahmetine kavuştu. ...

Devamını Oku »

Yahudiler’le Münafıkların Dedikoduları :

Yahudilerle Medineli münâfıklar, Es’ad b. Zürâre’nin vefâtını fırsat bilerek dedi-koduya başladılar ve Müslümanların zihinlerini karıştırmağa çalıştılar. Peygamberimiz bu hususta şöyle sitemlenmek zorunda kaldı : «Ebû Ümâme (Es’ad b. Zürâre) nin vefâtı, Yahudîlere ve münâfık Arablara ne kötü vesile ve behâne oldu : (Eğer, o, bir Peygamber olsaydı, arkadaşı ölmezdi!) dediler. Halbuki, ben, ne kendim, ne de arkadaşım için, Allâh’dan gelecek ...

Devamını Oku »

KÜLSUM B. HiDMİN ve ES’AD B. ZÜRÂRE’NÎN VEFATI

Peygamberimizin, Mescidi ve zevcelerine ait odaları yaptırmağa başladığı sıralarda, Külsum b. Hidm, Kubâ’da vefât etti (1). Kendisi, Ensâr’m Eşrâfından ve çok yaşlanmış olanlarmdandı. Sâlih vö hânedân bir zattı. Peygamberimizin Medine’ye hicretinden önce Müslüman olmuştu. Peygamberimiz, Mekke’den Medine’ye hicret ederken, Kubâ’da onun evine inmiş (2), on dört gün, onun evinde kalmıştı. Medine’ye geldikten sonra, Ensâr’dan ük önce vefât eden, Külsum b. ...

Devamını Oku »

İSLAM TARİHİ MEDİNE DEVRİ

Ebü’lfidâ’nm tesbitine göre : Beytülmakdis, Mescidi (Mescid-i Aksa), muhtelif tarihlerde Buhtunnassar, Titus ve Konstantin’in annesi He-lani tarafından üç defa tahrib edilmiştir. Helani, Hz. îsâ’nın, üzerinde salb olunduğunu zannettiği tahtayı elde etmek üzere Kudüs’e gitmiş, Hz. îsâ’nın gömülü bulunduğuna inandığı bir kabrin üzerine — Kamâme Kilisesi diye anılan — Kiliseyi yaptırmış, Beytülmakdis Mescidini yıktırıp şehrin bütün süprüntülerini attırarak orayı süprüntülük hâline ...

Devamını Oku »

Mescidin Yapılış Tarzı ve Plânı :

Mescidin Kıble tarafına Mihrab yerine, sıra üe hurma gövdeleri di- züdi. Kapıların yan söveleri de, taştan örüldü (47). Kapıların üzerlerine hurma dallarından çatı yapıldı (48). Yapılan Mescid, Murabba (dörtgen) şeklinde yükseltilen dört duvarla bir Mihrab, üç kapıdan ibâretti. Duvarların kıble cihetinden beriye doğru uzunluğu 100 zirâ’ idi Eni de, her iki tarafta 100’er zirâ’ veyâ 100’er zirâ’dan biraz eksikti. Duvarların ...

Devamını Oku »

Ammâr b. Yâsir’in Ecri :

Herkes, kerpiçleri birer birer taşıdığı hâlde, Ammâr b. Yâsir, biri, kendisi, birisi de, Peygamberimiz için olmak üzere, ikişer ikişer taşırdı. Peygamberimiz, Ammâr’ın yanma vardı. Eli ile, arkasını sıvadı : «Ey Sümeyye’nin oğlu! Senin iki ecrin var, başkalarının bir ecri var! Senin, dünyâdan en son azığın, rızkın da, bir içim süttür!» dedi (41). Ebû Saîd-i Hudrî, Mescidin inşâsından bahsederken, der ki ...

Devamını Oku »

Mescidde Bedenen Çalışanlar

Mescid yapılırken, Peygamberimizle Muhâcir ve Ensâr bütünxMüslü-manlar çalıştılar (35). Kayalar, kerpiçler taşıyarak çalışmağa katıldılar (36).. Peygamberimiz, bir gün, kerpiç taşırken, Müslümanlardan birisi : «Yâ Resûlallâh! Onu, bana ver (ben taşıyayım!)» demişti. Peygamberimiz, ona : «Git, sen de, başkasını al, taşK Sen, Allâh’a, benden daha muhtaç değilsin!» dedi (37). Peygamberimiz, ağır kayaları yüklenir, kerpiçleri elbisesine doldurup onları göğsü darala darala taşırdı. ...

Devamını Oku »

Mescid Arsasının Tesviyesi:

Mescid arsasının içinde müşrik kabirleri, çukurlar, tümsekler, harab yerler, hurma, garkad (dikenli) ağaçlan, ekin yerleri, yağmur sularının akıntı ve sızıntılın vardı. .Peygamberimiz emretti : Hurma ve garkad ağaçlan köklerinden kesildi. Çukurlar, tümsekler, harab yerler düzeltildi. Yağmur sulannm akıntı ve sızıntılan giderildi. Müşriklerin kabirleri açılarak, kemikleri, başka bir yere götürülüp gömüldü (25). Akşehrî’nin Havza’sında r— isim zikretmeksizin — Sîre sahibinden nakline ...

Devamını Oku »

Medine’de Mescidler İnşâ Edilmesi :

îslâmiyette Câmi ve Mescidlerin ehemmiyeti büyük olduğu içindir ki, Medinelüerin Akabe’de Peygamberimize bey’at edip Medine’ye döndükleri zaman, ilk işleri, mahalle Mescidleri yakmak olmuştu. Nitekim, Peygamberimiz, Kubâ’dan Medine’ye gelirken, Benî Sâlim mahallesi Mescidine uğramış, Cuma Namazını da, bu Mescidde bizzat kıl-dırmıştı (9). Ebû Ümâme Es’ad b. Zürâre de, iki yetim çocuğa âit hurma kurutma yerinin bir tarafını duvarla çevirerek Mescid hâline ...

Devamını Oku »

Islâm’da Mescid, Mescidin Dînî Ehemmiyet ve Fazileti :

Mescid, secde edilecek, Namaz kılınacak yer demektir. Mescidler, yâlnız Allâh için, Allâh’a ibâdet ve kulluk için, Allâh’m ismi anılmak için tahsis edilmiş yerlerdir (1). Her Müslüman, beş vakit Namazını — temiz olmak şartiyle* — istediği yerde kılabilir (2). Peygamberimizin de, vakit nerede girerse, Namazmı orada ve hattâ bazen davar ağıllarında bile küdığı olmuş (3) ise de, Mescid ve Mâbed-lerde cemâatle ...

Devamını Oku »

Ensâr’ın Müsâfirperverliği ve Fedâkârlığı :

Muhâcirlerle Ensâr arasında kurulmuş olan kardeşliğin çok büyük te’sîri ve faydası görüldü. Zâten, Medineliler, Muhâcirleri, Medine’ye daha ük geldikleri gün, evlerine indirmek, ağırlamak için birbirleriyle yarışa girmişler, anlaşama-dlklan, onlan paylaşamadıkları için, iki okla kur’a çekilmedikçe, Muhâ-cirlerden hiç birisi, Ensâr’dan hiç birinin evine inememişti (33). Ensâr’ın, Peygamberimizi müsâfir etmek husûsundaki istek ve te-hâlükleri daha büyüktü. Peygamberimiz, ancak : «Ben, bu gece, ...

Devamını Oku »

Kurulan Kardeşlikten Doğan Vâris Olma Hükmünün Kaldırılması:

Bu kardeşliğin mîrâsa âit hükmü, Bedir gazâsmdan sonra inen : «…Hısımlar, Allah’ın Kitâbı’nca, birbirine daha yakındırlar… (Enfâl: 75)» âyetiyle nesh edildi (31). îbn-i Abbâş’a göre: Kur’ân-ı Kerîm’de yeminlerin bağladığı bildirilen kimselerden maksad, Muhâcirlerle Ensâr olup Muhâcirlerin Medine’ye geldikleri sırada kurulan kardeşlik sebebiyle Muhâcirler, Ensâr’a, hısımlarından önce, vâris olurlardı. Fakat Yeminlerden doğan bu varislik, «Erkek, kadın her birisi için baba ve ...

Devamını Oku »

MÛSLÜMANLAR ARASINDA KARDEŞLİK KURULMASI

Sen, bana vârissin, ben de, sana vârisim.» demiştir (6). Ibn-i Ömer’den rivâyet edildiğine göre : Peygamberimiz, SahâbÜeri-mi birbirleriyle kardeş yaptığı sırada, Hz. Ali, jgözleri yaşarmış olarak Peygamberimizin yanma gelip : «Yâ Resûlallâh! Sen, Sahâbîlerini birbirleriyle kardeş yaptm. Benimle hiç bir kimse arasında kardeşlik kurmadın?!» demiş, Peygamberimiz de, ona : «Sen, dünyada ve Âhirette benim kardeşimsin!» buyurmuştur. (Tirmizî – Sünen, c. ...

Devamını Oku »

Medine’de Nâzik ve Korkulu giinler Geçirilmesi:

Peygamberimizle Müslümanların Medine’de çok endişeli ve korkulu günler geçirdikleri olmuş, aylarca sonra bile bu endişe ve korku geçmemiştir. Hz. Âişe der ki : «Peygamber Aleyhisselâm, Medine’ye hicret ettiği zaman, bir gece, düşman hücûmundan endişelenerek uyuyamamış ve (Keşke Eshâbımdan elverişli birisi nöbet tutup bu gece beni korusaydı!) demişti. Tam o sırada, birdenbire bir silâh sesi işittik. Resûlullâh: (Kim o?) diye seslendi. ...

Devamını Oku »

KUREYŞ MÜŞRİKLERİNİN İSLÂMİYETİ ÖNLEME ÇABALARI

Peygamberimiz, Kubâ’dan Medine’nin içine doğru ilerlediği ve Medine’li Müslümanların «Bize, bize buyur!» diye yalvararak, büyük bir yakınlık gösterdikleri bir sırada, Abdullâh b. Übey, kendisine ineceğini sanarak Peygamberimize : «Git, sen, seni dâvet edenlere in!» demekten çekinmemiş, Sa’d b. Ubâde : «Yâ JResûlallâh! Onun sözünden kendine bir üzüntü gelmesin. Sen, bize geleceğin sıralarda, Hazrec Kabilesi, onu, kendüerine hükümdar yapmak istiyorlardı!» demiştir ...

Devamını Oku »

Cuma Namazı ve Cuma Namazına Aid Bazı Hükümler :

Cuma Ezâm okununca, alış verişlerin bırakılarak, Cuma Namazı kılınmak, îrâd edüecek hutbe dinlenümek üzere Câmi’e gidilmesi Farzdır, Allâh’m kesin emridir: (Cuma sûresi: Â. 9). Cuma Namazı, Kölelere, Kadınlara, Çocuklara, Hastalara, Müsâfirle-re Farz değildir (5). Cuma Namazı, iki rekâttır (6). Öğle Namazı vakti girer girmez, öğle Namazı yerine kılınır (7). Cuma Namazı için Gusl edilir (8). Dişler Misvâklenir veya fırçalanır. Temiz ...

Devamını Oku »

Cuma Gününiin Fazileti :

Peygamberimizin bildirdiğine göre : Cuma günü; Yahudîler ve Nasranîlerin topluca ibâdet etmeleri gereken bir gün olduğu halde, onlar, bu hususta ihtilâfa düştüler de, Yahudîler, Cumartesi gününü, Nasrânîler de, Pazar gününü topluca ibâdet günü olmak üzre seçtiler. Cuma gününü seçmek şerefini ise, Allâh, Müslümanlara nasib ve müyesser kıldı (1). «Üzerine, güneş doğan günlerin en hayırlısı, Cuma günüdür: Hz. Âdem, o gün ...

Devamını Oku »

Beş Vakit Namaz Rekâtlarının Artırılması:

Peygamberimiz, Mekke’den Medine’ye hicret ettikten bir ay sonra, Namaz rekâtlarında değişiklik yapıldı (55). Hz. Âişe bu hususta şu bilgiyi’ verir: «Yüce Allâh, Namazı farz kıldığı zaman, seferde de, hazerde de (Gündüzün Vitri olan) Akşam Namazından başkasını (ki o, 3 rekât olarak farz kılınmıştır) ikişer rekât olarak farz kılmıştı. (Hicretten) sonra, sefer Namazları oldukları gibi bırakıldı da, hazer Namazlarına ikişer rekât ...

Devamını Oku »

Peygamberimizin, Namazı Usûlüne Göre Kılmayan Bir Kimseye Tarif Edişi :

Peygamberimiz, îtinasız kılman Namazı, Namaz saymazdı. Bir gün, gelişi güzel Namaz kılan bir kimseye: «Dön de, Namazını yeni baştan kıl! Çünki, sen, Namazı kılmış olmadın!» dedi. Adam, durup yine eskisi gibi kıldı. Peygamberimiz, yine ona: «Dön, yeni baştan kıl! Çünki sen, Namazı kılmış olmadm!» dedi ve bu ihtar üç defa vuku buldu. En sonunda adam: «Seni hak din ve Kitapla ...

Devamını Oku »